AA / Derlenen bilgilere göre, Mondros Mütarekesi'nin 7. maddesini gerekçe gösteren İngilizler, Mart 1919'da Urfa'yı işgal ederek, 1. Süvari Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Bey'den alayın kenti terk etmesini istedi.
Durumun üst makamlara bildirilmesinin ardından subay komutasında bir süvari takımı Urfa'da bırakılarak alay önce Karaköprü'ye, ardından Siverek'e çekildi. İngilizler, özel ilgi gösterdikleri şehir merkezindeki Ermenileri silahlandırıp atış talimi yaptırdı, davranışlarından hoşlanmadıkları Mutasarrıf Nusret Bey'i tehcir bahanesiyle görevinden azlederek İstanbul'a gönderilmesini sağladı.
Bu gelişmeler ışığında işgale engel olmak isteyen Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Paşa, zaman kaybetmeden Urfa Müftüsü ve eşrafına çektiği telgrafla bağımsızlık mücadelesinin fitilini ateşledi.


- DESTANSI MÜCADELEDE 'ONİKİLER' DÖNEMİ
Büyük Önder Mustafa Kemal Paşa'nın göndermiş olduğu telgrafın ardından 'Eski İdare Meclisi azasından Belediye Reisi Hacıkamilzade Hacı Mustafa Efendi, Barutçuzade Hacı İmam Efendi, eşraftan tüccar Hacıkamilzade Hacı Mustafa Reşit Efendi, Mollazade Mahmut Efendi, 5. Polis Komiserliğinden müstafi Arabi katibizade Şakir Efendi, Güllüzade Osman Efendi, esnaftan Şellizade Ali Ağa, tüccardan Nebozade Hacı İmam Efendi, eşraftan Hacı Bedirağazade Halil Ağa, Jandarma tabur mülhakı İzmirli Adil Hulusi Efendi, takım kumandanlarından mülazımı evvel Hüseyin Pertev Efendi ve Jandarma Çavuşu Sofizade Hacı Mustafa Çavuş' bir araya gelerek kentin ve bölgenin kaderini değiştirecek olan kurtuluş mücadelesinin temelini attı.
Bölge insanı tarafından 'Onikiler' adı verilen bu grup, kurtuluş için ant içip Jandarma Kumandanı Binbaşı Ali Rıza Bey başkanlığında toplanarak oluşturulan cemiyetlerini, Sivas'ta Heyet-i Temsiliye Başkanlığına bildirdi.
Paris'te 15 Eylül 1919'da yapılan ve 'Suriye İtilafnamesi' olarak da bilinen anlaşmayla Urfa ve çevresinin Fransızlara devredilmesinin ardından Mustafa Kemal Paşa, Urfa Müftüsü ve eşrafına çektiği telgrafla 'Milli örgütlenişi genişletin. Her türlü haksızlığı protesto ve icabında fiilen reddedin.' talimatını verdi.
İngilizler ise anlaşma gereği 31 Ekim 1919'da Urfa'yı boşaltarak Fransızlara teslim etti.
Urfa Jandarma Komutanlığına atanan Yüzbaşı Ali Saip Bey, aralık ayı sonunda Urfa'ya gelerek yaptığı görüşmeler sonunda 3 bin kişilik kuvvet oluşturdu. Hacı Mustafa Hacıkamiloğlu başkanlığında oluşturulan Kuvayımilliye ordusu, 7 Şubat 1920'de şehirdeki Fransız komutana ültimatom vererek 24 saat içinde Urfa'yı boşaltmalarını istedi.
Fransız komutanın zaman kazanmaya yönelik cevabı ve devreye İngilizleri sokarak Osmanlı Hükümetine baskı yapmaya kalkışmaları üzerine 8-9 Şubat gecesi Fransızlara karşı taarruza geçildi. Çarpışmalar 10 Nisan 1920'ye kadar devam etti. 10 Nisan'ı 11 Nisan'a bağlayan gece Fransız kuvvetleri, iki koldan Suruç yönüne doğru yola çıktı.
Büyük bir özveri örneği sergileyen Urfa halkı, bu tarihte birliklerinin yarısını kaybeden Fransızları kentten çıkarmayı başardı.

- TBMM TARAFINDAN 1984'TE 'ŞANLI' UNVANI VERİLDİ
Urfa Milletvekili Osman Doğan ve 17 arkadaşı, Kurtuluş Savaşı'nda gösterilen kahramanlıktan dolayı Urfa'nın adının 'Şanlıurfa' olarak değiştirilmesine ilişkin kanun teklifini TBMM'ye sundu. Teklif, 12 Haziran 1984'te kabul edilerek kanunlaştı. Urfa ilinin adının Şanlıurfa olarak değiştirilmesi hakkındaki 3020 sayılı kanun, '22 Haziran 1984 tarih ve 18439 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Kurtuluş Savaşı sırasında verdiği destansı mücadeleyle büyük kahramanlık gösteren kente, 7 Nisan 2016'da da TBMM Genel Kurulunda oy birliğiyle İstiklal Madalyası verildi.

- URFA HALKI ÖNEMLİ BİR KAHRAMANLIK SERGİLEDİ
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, tüm şehitlere Allah'tan rahmet diledi ve kent için 11 Nisan'ın çok önemli bir tarih olduğunu, Urfa halkının göstermiş olduğu mücadeleyle önemli bir kahramanlık sergilediğini anlattı.
Beyazgül, 'Biz hür yaşamaya özgür yaşamaya alışmışız, kendi medeniyetimizi, yaşam tarzımızı, dostlarımızla birlikte olmayı, geleneğimizi, örfümüzü seviyoruz. Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Kimse kendi zevk anlayışıyla, medeniyet anlayışıyla bizimkini değiştirmeye kalkmasın. O gün Urfa halkını 120 bin olarak addeden Onikiler bugün kalkıp görseler bu topraklarda artık 2,5 milyonlar yaşıyor ve bu 2,5 milyon şimdi el ele, aynı yüreği, aynı düşünceyi, duyguyu paylaşıyor. O gün Onikiler ne söylemişse bugün yüreklerinde de aynı duygu ve düşünce vardır.' diye konuştu.