Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2023 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Gelecek yılın hem Cumhuriyet'in 100. yılı hem de hariciye teşkilatının 500. yılı olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' ilkesi temelinde, dünyada bir 'Türkiye Yüzyılı' yapma hedefimiz var." diye konuştu.

Bu amaç doğrultusunda dış politikayı aktif, milli ve bağımsız bir diplomasiyle güçlendirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, küresel sistemin çoklu kriz dönemi yaşadığına işaret etti. Art arda yaşanan küresel şokların birbirini beslediğini belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Rusya-Ukrayna Savaşı küresel sistemin temellerini sarstı. Avrupa güvenlik sistemini oluşturan temel norm ve kurumlar soğuk savaştan beri ilk kez stratejik bir sınamayla karşı karşıya. Tarihi olarak tarafsızlık politikası izleyen Finlandiya ve İsveç, NATO üyeliğine başvurdu. ABD-Çin gerilimi ilk kez bu kadar arttı. Bu gerilim tedarik zincirlerinden teknoloji yoğun ürünlere kadar farklı cephelerde hissediliyor. Enerji ve gıda krizi, uzun aradan sonra küresel bir sınama olarak boy gösteriyor. Büyük güç mücadelesi, yeniden uluslararası sistemin temel dinamiği haline geldi. Küresel düzeyde birçok ülkede istikrarsızlıklar, Balkanlarda 1990’lara dönüşü hatırlatan gelişmeler yaşandı; Afrika’da çatışma riskleri ve yayılımı arttı."

Çavuşoğlu, soğuk savaş döneminde olduğu gibi bölgesel aktörlerin küresel güçlerin arkasında bloklaşmadığına dikkati çekerek "Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya gibi bölgeselden küresele etkilerini genişleten aktörler güçleniyor." dedi.

İklim değişikliği, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, terörizm gibi tüm insanlığı tehdit eden sorunların arttığını vurgulayan Çavuşoğlu, Kovid-19'un sosyoekonomik etkilerinin sürdüğünü, dünya nüfusunun yüzde 71'inin sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin pençesinde yaşamını sürdürdüğünü kaydetti.

"Montrö Sözleşmesi'ni titizlikle uyguladık"

"Jeopolitik" kavramının yeniden gündeme geldiğini anlatan Çavuşoğlu, "Bu durumla tarihte daha önce de karşılaştık. Yalnız bu kez önemli bir fark var. Ekonominin küreselleştiği, çığır açan teknolojilerin hız kazandığı bir dönemde bunu yaşıyoruz. Ekonomik bakımdan ayrışmış güçler arasında değil, ekonomileri iç içe geçmiş güçler arasında bir kırılma ve kopuş var. ABD ile Çin arasında yaşanan çekişme buna en iyi örnek." diye konuştu.

Çavuşoğlu, reel politiğin uluslararası ilişkilere tekrar hakim olduğu dönemde parçalanma ve gerilimlerin iyi yönetilmesi gerektiğini ifade ederek refah ve istikrarı korurken krizlerin ortaya çıkardığı fırsatlardan istifade etmek gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin istikrarsız bir coğrafyada potansiyeliyle yabancı yatırımcılar için güvenli bir liman haline geldiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "İçinde bulunduğumuz zor coğrafya bize, ülke ve millet olarak zor şartlarda yolumuza devam etmeyi ve şoklar karşısında dayanıklı ve soğukkanlı olmayı öğretti. 20 yıllık iktidarımız sırasında milli güç unsurlarında sağlanan konsolidasyon bizi daha güçlü kıldı. Bu sayede krizlerin çözülmesinde küresel çapta saygın bir aktör haline geldik." değerlendirmesinde bulundu.

Mevlüt Çavuşoğlu, Türk diplomasisinin hedefleri olarak "krizlere hazır olmak", "krizleri yönetmek", "çatışmaların çözümüne katkıda bulunmak", "Türkiye'nin çevresinde barış ve refah kuşağı oluşturmak" ve "fırsatlardan yararlanmayı" sıraladı. Türkiye'nin tansiyonu düşüren, krizleri yatıştıran ve sorunun değil çözümün parçası olan bir ülke olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Ukrayna’daki savaş karşısında izlediğimiz politika bunun somut bir örneği. Bu süreçte Türkiye, yine sağduyulu ve akil diplomasisiyle öne çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'savaşın kazananı, barışın ise kaybedeni olmayacağı' anlayışıyla hareket ettik." dedi.

Kırım'ın ilhakı ve Ukrayna'nın doğusunda yapılan son referandumları Türkiye'nin tanımadığını söyleyen Çavuşoğlu, "Montrö Sözleşmesi'ni titizlikle uyguladık. Savaşın Karadeniz'de tırmanmasının önüne geçtik. Özellikle Montrö Sözleşmesi'nin ötesine geçerek ülkelerin gerginliği azaltması için gerekli adımları atmasını sağladık." ifadelerini kullandı.

"Tahıl Anlaşması'nın 4 gün içinde tekrar uygulanmasını sağladık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasıyla iki ülke liderleriyle görüşebilen tek NATO lideri olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, iki ülke dışişleri bakanlarının savaşın başında Antalya'da bir araya geldiğini hatırlattı.

Yine İstanbul'da Rus ve Ukraynalı yetkililerin bir araya geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, Rus Nükleer Enerji Kurumu Rosatom ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı yetkililerinin de Zaporijya Nükleer Santrali'ne dair endişelerini ele almak üzere İstanbul'da buluştuğunu anlattı.

Erdoğan'ın girişimleriyle esir değişimleri yapıldığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"BM ile birlikte İstanbul Tahıl Anlaşması'nın imzalanmasını sağladık. Küresel gıda güvenliğine en büyük katkıyı yapan ülke olduk. Anlaşma sayesinde Dünya Gıda Fiyatları Endeksi yüzde 9 düştü. Bu, 13 yıldır yaşanan en büyük düşüş oldu. Geçen ay ziyaret ettiğim Afrika ülkelerinde İstanbul Tahıl Anlaşması'nın tüm dünya için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Rusya'nın anlaşmayı askıya aldığını açıklamasının ardından, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde yürüttüğümüz yoğun diplomasi sayesinde 4 gün içinde anlaşmanın tekrar uygulanmasını sağladık. Şimdi de BM'yle birlikte anlaşmanın uzatılması için yoğun diplomasi yürütüyoruz."

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bu kapsamda Erdoğan ve kendisinin BM, Rusya ve Ukrayna'dan muhataplarıyla görüştüklerini aktararak Türkiye'nin inisiyatif almadığı bir senaryoda kaosun kontrolsüz şekilde büyüyeceğini belirtti.

"Tüm muhataplarım, Türkiye’nin küresel barışa en fazla katkı veren ülke olduğunu söylüyor"

"Şu anda da savaşın sona erdirilmesi için en çok çaba harcayan ülke Türkiye." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin Afganistan'da yaşanan gelişmeler karşısında takındığı tutumla önce eleştiri konusu olsa da zamanla tüm ülkelerin Türkiye'yle aynı noktaya geldiğini ifade etti.

Türkiye'nin Ukrayna krizinde de Rusya'yla görüşmekle suçlandığını anımsatan Çavuşoğlu, gelinen noktada diyalog için adım atılması çağrılarının yükseldiğini kaydetti. "Tüm muhataplarım, Türkiye'nin küresel barışa en fazla katkı veren ülke olduğunu söylüyor, savaşı bitirmek için çabalarımızı sürdürmemizi istiyor." dedi.

Son dönümde Türkiye'nin arabuluculuk faaliyetlerinin arttığına ve sonuç vermeye başladığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bu başarı, Türkiye'nin izlediği topyekun diplomasinin başarısıdır. Gerçekten, etrafımızdaki ateş çemberi karşısında istikrar ve refahımızı korumak, ortak bir çaba ve motivasyon gerektiriyor. Çok boyutlu ve çok paydaşlı bir dış politika izlemek bugün artık bir zorunluluk." değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin küresel iddiası olan bir aktör haline geldiğini de ifade ederek "Diplomasimizin hayatın her alanına dokunan kritik rolü burada devreye giriyor. Dış politika sadece dış politika değildir; diplomasimizin başarılı olması, ihracatımızın artması, ülkemize yatırımcı çekilmesi, turizmdeki tarihi başarılarımızın devam etmesi, savunma sanayiindeki marka değerimizin daha da artması, Gaziantep'ten Kocaeli'ye, Diyarbakır'dan Eskişehir'e girişimcilerimizin kazancının artması, vatandaşımızın başı dik şekilde yürümesi demektir." ifadelerini kullandı.

Bu nedenle ticaret, sağlık ve spor diplomasisi kavramlarına vurgu yapıldığını anlatan Çavuşoğlu, Anadolu'nun farklı illerine yaptığı ziyaretlerde Türk dış politikasının vatandaşlara somut katkı sağlayan yönlerini görmekten gurur duyduğunu söyledi.

Mevlüt Çavuşoğlu, milletvekillerinin, kurumların, STK'lerin, sanatçıların, bilim insanlarının, sporcuların ve iş insanlarının Türk diplomasinin paydaşları olduğunu belirterek topyekun diplomasiyi küresel çapta yürütmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Dış politika gündemlerinin yoğun olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, yakından takip etmeleri gereken çok sayıda kritik konunun olduğunu dile getirdi.

Bazı önemli dosyalarda öne çıkan gelişmeleri paylaşan Çavuşoğlu, Türk Dünyası'nın Karabağ Zaferi’nin ardından önemli gelişmelere sahne olmaya devam ettiğini, Ukrayna Savaşı sonrasında Orta Koridor’un artan öneminin Türk dünyasının küresel ağırlığını daha da artırdığını söyledi.

Çavuşoğlu, bu potansiyeli hayata geçirmek için Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan ile Dışişleri, Ticaret ve Ulaştırma, Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan ile Dışişleri ve Ulaştırma Bakanlarının katılımıyla üçlü formatlar kurduklarını ve bu mekanizmalara enerji bakanlarının da katılımını sağlayacaklarını ifade etti.

Bir yıl önce İstanbul'da Türk Konseyi’ni uluslararası teşkilata dönüştürme kararı aldıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, bu hafta gerçekleşecek Semerkant Zirvesi’nde de Türk Yatırım Fonu’nun hayata geçirilmesi, Türk Devletleri Teşkilatı 2022-2026 Strateji Belgesi’nin kabul edilmesi, TÜRKSOY, TÜRKPA, Türk Akademisi ve Türk Kültür ve Miras Vakfı'yla ilişkilerin kurumsallaştırılması, Türk Devletleri Teşkilatı Spor Teşkilatı kurulması ve ticaret ve ulaştırma konularında somut adımlar atılmasını planladıklarını kaydetti.

Çavuşoğlu, bugün Ticaret Bakanı Mehmet Muş'la Semerkant'a yola çıkacaklarını belirterek, diğer bakanlarla birlikte bu kararlara son halini verip, liderlerin onayına hazır hale getireceklerini söyledi.

Azerbaycan'la savunmadan, enerjiye, lojistikten, ulaştırmaya, işgalden kurtarılan toprakların yeniden inşasına kadar kapsamlı işbirliğinin artarak devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Azerbaycan'ın Zafer Günü'nü kutladı.

Çavuşoğlu, normalleşme politikalarının 2022’de Türkiye'nin aktif dış politikasının önemli bir boyutunu oluşturduğunu belirterek, "Güney Kafkasya’da barış ve refah için Ermenistan'la normalleşme sürecini yürütüyoruz. Azerbaycan’la eşgüdüm içinde Ermenistan’ı barışın paydaşı yapma girişimlerimiz sürecek." dedi.

Suudi Arabistan, BAE ve İsrail'le normalleşme

Öte yandan Türkiye'nin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) ilişkilerinin de yeni bir döneme girdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, kısa süre içinde karşılıklı üst düzey ziyaretlerde birçok konuyu çözüme kavuşturduklarını, ticaret, yatırımlar, eğitim, kültür ve dış politika gibi birçok alanda karşılıklı kazanımlar elde ettiklerini aktardı.

Çavuşoğlu, İsrail’le, ortak çıkarlar ve karşılıklı hassasiyetlere saygı çerçevesinde bir işbirliği hedeflediklerini, karşılıklı olarak büyükelçilerin yeniden atandığını ve üst düzey ziyaretlerin gerçekleştiğini belirterek, Filistinlilerin haklarının ve Kudüs'ün statüsünün ilişkilerin önemli bir unsuru olduğunu, İsrail'de yeni kurulacak hükümetle de süreci bu temelde ilerletmeye hazır olduklarını vurguladı.

Suriye’de, 4 stratejik hedef temelinde ilkeli tavırlarını koruduklarını kaydeden Çavuşoğlu, bunların ülkenin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, siyasi çözüm temelinde kalıcı istikrara kavuşturulması, terörün sınırlardan sökülüp atılması ve Suriyelilerin ülkelerine güvenli şekilde geri dönmesi olduğunu dile getirdi.

Çavuşoğlu, "İstikrarı sağlamaya yönelik çabalarımız sayesinde yaklaşık 530 bin Suriyeli geri döndü. İstihbarat kurumları arasındaki mevcut temasların diplomatik seviyeye çıkarılmasına uygun ortam oluşursa, bunu da değerlendiririz." ifadesini kullandı.

Libya’da da sahada dengeyi koruduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, Milli Birlik Hükümeti başta olmak üzere siyasi yelpazenin her kesimiyle temasları artırdıklarını ifade etti.

Çavuşoğlu, geçen ay Trablus’a yaptıkları ziyarette imzalanan Hidrokarbon Mutabakat Muhtırası işbirliğini bir üst düzeye çıkardığını hatırlattı.

Ege ve Doğu Akdeniz

Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin (KKTC) hak ve çıkarlarını kararlılıkla koruduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılması konusundaki diplomatik ve hukuki adımları sürdürdüklerini, son bir yılda Birleşmiş Milletlere (BM) gönderdiği ilave iki mektubun "Yunanistan’ın dengesini bozduğunu" belirtti.

Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz’de BM’ye bildirdiğimiz kıta sahanlığımıza yönelik Rum Yunan ikilisinin son 2 yıldaki 9 ihlal girişimini sahada ve masada engelledik. Nihayetinde bir İtalyan şirketi de bizim kıta sahanlığımızda bilimsel araştırma yapmak için Türkiye'ye başvuru yaptı. Bu bizim kıta sahanlığımızı tanımak anlamına geliyor. Biz de bu izni tabii bazı koşullarla kendilerine verdik. " değerlendirmesinde bulundu.

Kıbrıs meselesinde bir dönüm noktasında olduklarını hatırlatan Çavuşoğlu, KKTC Hükümeti’yle birlikte egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletli çözümü savunmayı sürdüreceklerini, Maraş açılımı ve KKTC’nin yaptığı son öneriler gibi somut adımlara desteklerinin de devam edeceğini vurguladı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin NATO üyeliğinin 70. yıl dönümü olan 2022'nin İttifak için de önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkati çekerek, "Gelecek 10 yıla dair Stratejik Konsept'te, terörün temel tehdit olarak kayda geçirilmesini sağladık. Savaşla birlikte NATO üyeliğine başvuran İsveç ve Finlandiya’yla imzaladığımız Üçlü Muhtıra terörle mücadele önceliklerimizin kayda geçirilmesi açısından önemli bir kazanım oldu." ifadesini kullandı.

Üçlü Mekanizma ile uygulamaları takip ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, bugün Ankara’da olan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bu konuları ele alacağını söyledi.

"AB üyeliğine biz Türkiye olarak bağlıyız"

Çavuşoğlu, Türkiye-AB ilişkilerini daha olumlu bir gündeme taşıdıklarını belirterek, "AB üyeliğine biz Türkiye olarak bağlıyız. Avrupa’nın aslında bu zor gününde Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye’nin uluslararası alandaki etkin liderliği Avrupa için de bir kazanım olacak." dedi.

Bakan Çavuşoğlu, "Bugüne kadar yaptıklarımızı ve yapıyor olduklarımızı Avrupa Birliğiyle (AB) beraber yapsaydık, bugün Avrupa Birliği dünyada önemli bir aktör olarak ayakta alkışlanırdı. Ama maalesef bu vizyonu yakalayamıyorlar. Ağustos ayında büyükelçiler konferansında vurguladığım gibi, 'Türkiye Avrupa’dır' ifadesi bu yönelimi özetliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, öte yandan Rum-Yunan taleplerine teslim olan AB’nin artık stratejik bir bakış açısı kazanması gerektiğini vurguladı.

Afrika ve Türk Devletleri Teşkilatı

Türkiye'nin açılım ve ortaklık politikalarının somut sonuçlarını almaya devam ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'nin Afrika'daki büyükelçiliklerin sayısının 44'e çıktığını, Afrika kıtasıyla ticaret hacminin de 2002'den bu yana 10 kat artarak bu yıl sonunda 45 milyar dolara çıkacağını söyledi.

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde gerçekleştirilen 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ne 38 ülkeden 16 Devlet ve Hükümet Başkanı ile 100 Bakan katıldığını hatırlatarak, dünyada bu tür zirveleri yapabilen çok az ülke ve teşkilat olduğunun altını çizdi.

Bakan Çavuşoğlu, "Geçtiğimiz ay Afrika turumda ülkemize gösterilen yakın ilgiye bir kez daha şahit oldum. Bu da tabii Sayın (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron'un dengesini bozdu. Yine Afrika'yla ilgili Türkiye aleyhine açıklama yapmaya devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Latin Amerika ve Karayipler Bölgesi’yle ticaretlerinin 1 milyar dolardan 15 milyar dolara çıktığını belirterek, "Bu yıl bu rakamı geride bırakarak tarihimizdeki en yüksek ikili ticaret hacmine ulaşmayı hedefliyoruz. Yeniden Asya girişimimiz de, binden fazla eylem alanında somut hedeflere dönük şekilde devam ediyor." dedi.

Antalya Diplomasi Forumu

Öte yandan farklı alanlarda yenilikçi girişimlerinin de devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, martta düzenledikleri 2. Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) Antalya’yı "küresel diplomasi haritasının merkezine" yerleştirdiğini ifade etti.

Çavuşoğlu, bu kapsamda çok sayıda devlet ve hükümet başkanı ile bakanlar ve uluslararası kuruluş yetkilerini Türkiye'de ağırladıklarına dikkati çekerek, ADF'nin kurumsallaşmasına ilişkin kanun teklifinin meclise sunulduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, Dijital Diplomasi girişimleriyle yeni teknolojilerden dış politikanın her alanında yararlandıklarını belirterek, bakanlığın analiz ve değerlendirmelerini "stratejik öngörü ve gelecek okuryazarlığı" gibi bilimsel yöntemlerle güçlendirmek için bir yol haritasını uygulamaya koyduklarını anlattı.

Konsolosluk hizmetlerinde yapay zeka ve yeni teknolojilerden faydalanmaya devam ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, vatandaşların erişimini kolaylaştırmak için anlık mesaj uygulamalarını hizmete aldıklarını ve engelli vatandaşlar için Konsolosluk Çağrı Merkezi'nde işaret dilinde görüntülü hizmete başladıklarını söyledi.

Çavuşoğlu, Türkiye’de farklı kurumların verdiği 74 hizmeti vatandaşlara en iyi şekilde sağladıklarını belirterek, yılbaşından beri yaklaşık 3 milyon konsolosluk hizmeti gerçekleştirdiklerini, bu yıl şimdiye kadar 127 Türk vatandaşını ambulans uçakla Türkiye'ye getirdiklerini kaydetti.

"Avrupa’da yükselen ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı karşısında vatandaşlarımızın yanındayız"

Bakan Çavuşoğlu, "Avrupa’da yükselen ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı karşısında vatandaşlarımızın yanındayız. Hukuk desteği vermeye de devam ediyoruz." dedi.

Dünyanın her yerinde Türk soydaşlarının kardeş ve akraba topluluklarının kendilerinden destek beklediğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla tahliye operasyonumuzu derhal hayata geçirdik. Aralarında Ahıskalı ve Kırım Tatar soydaşlarımız ile kardeş Türk devletlerinin vatandaşlarının bulunduğu 18 binden fazla kişiyi tahliye ettik. Şimdi de Herson bölgesinden çıkmaya çalışan Ahıska Türklerinin ülkemize getirilmesi için çalışmalarımız sürüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya dünyanın dört bir yanında Batı Trakya Türkleri, Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri, Uygur Türkleri, Gagauz Türkleri, Irak ve Suriye Türkmenlerinin yanında durmaya devam edeceklerini dile getirdi.

"Dış politika konularına milli ve siyaset üstü bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz"

Aktif diplomasinin artık kendileri için "tercih değil" bir "zorunluluk" olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Bekle gör politikası izleme lüksümüz yok. Aktif diplomasinin sonuç vermesi tüm kurumlarımızla etkin işbirliğine bağlı." değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, bu kapsamda meclisin desteğini her zaman arkalarında hissettiklerini ifade etti.

Milletvekillerinin soru önergelerinin ve bilgi taleplerinin hızlı ve etkin şekilde karşılanmasının öncelikleri olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "TBMM Genel Sekreterliğinin verilerine göre, Bakanlığımın soru önergelerinde yüzde 95’in üzerinde bir yanıtlanma oranıyla birinci sırada olması bunun göstergesi. Dış politika konularına milli ve siyaset üstü bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Kritik konularda muhalefetimizi ve milletvekillerimizi bilgilendirmeye devam edeceğiz." dedi.

Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2023 bütçesi

Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığının ve bağlı kuruluşların 2021 yılına ait Kesin Hesaplarının Hazine ve Maliye Bakanlığına iletildiğini ve Bakanlığın harcamalarının denetimi konusunda Sayıştay Başkanlığı ile yakın işbirliği içinde olduklarını belirterek, "Raporlara yansıyan tüm bulguları dikkatle inceliyoruz, gerekli düzenlemeleri yapıyoruz. Sayıştay’ın 2021 yılına dair denetim raporunda 8 bulgu yer alıyor. Bunlardan, üçünün mevzuata dair yorum farklılıklarından, ikisinin yurt dışında yaşanan olağanüstü koşullardan, Ukrayna'daki savaş gibi, kalan üçünün ise muhasebe kodlarına ilişkin girişlerden kaynaklandığı tespit edildi. Bu bulguların çözüme kavuşturulması için de gerekli çalışmayı yapıyoruz. Ayrıca, İç Denetim Birimi’nin faaliyetlerini daha etkin hale getirecek önlemleri alıyoruz." ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanlığına 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 16,7 milyar lira ödenek tahsis edilmesinin öngörüldüğünü söyleyen Çavuşoğlu, Bakanlık bütçesinin yaklaşık yüzde 55'inin yurt dışı teşkilatının harcamaları için kullanıldığını, yüzde 35'inin uluslararası kuruluşlara katkı payı ödemeleri ve yurt dışındaki öğretmen, okutman ve din görevlileri maaşları için harcandığını kaydetti.

Çavuşoğlu, AB Başkanlığının AB ile uyum ve iletişim çalışmalarını sürdürürken, AB mali kaynakları ve programlarından en etkin şekilde yararlanma yönünde çalışmaya devam ettiğini belirterek, Ulusal Ajansın da her yıl 60 bin vatandaşın Erasmus ve Avrupa Dayanışma Programından yararlanmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Avrupa Komisyonu’nun yıl içinde 10 Avrupa ülkesinin ulusal ajanslarına yaptığı rutin inceleme ziyaretinde Türkiye Ulusal Ajansı'nın en başarılı ajans olarak nitelendirildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, bu yıl stajyer memnuniyetinin en yüksek olduğu kurum olduklarını ifade etti.

Çavuşoğlu, Türk Akreditasyon Kurumu'nun Türk ürünlerinin standartlarını yükselttiğini, dış ticaretin önünü açtığını ve dost ve kardeş ülkelere akreditasyon ve uygunluk konusunda destek sağladığını kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, 1,9 milyar lirası Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere, AB Başkanlığı için toplam 2,1 milyar lira bütçe teklifinin Komisyon'un onayına sunulduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, ayrıca Türk Akreditasyon Kurumunun 2023 bütçe teklifi olan 119 milyon lira ödeneğin de onaya sunulduğunu ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı bütçesini ve kamu kaynağını ülkenin çıkarları için en etkin şekilde kullanacaklarını vurguladı. AA