Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen İslam Ülkeleri Büyükelçileri Geleneksel İftar Yemeği programında yaptığı konuşmada, bütün İslam aleminin ramazanını tebrik etti.

Ramazanın iki açıdan ele alınması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, herkes için manevi, bireysel olgunlukların kuvvetlenmesi bakımından bu ayın bir fırsat verdiğini ifade etti.

"Büyük bir bedelle İslam coğrafyası uğraşıyor"

Kurtulmuş, İslam dünyasının yabancı işgalleriyle, bazı ülkelerin de ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklarla boğuştuğunu dile getirdi.

"İslam dünyasının büyük bir kısmı, İslam'ın asla kendi bünyesinden kaynaklanmayan ama birtakım güçler tarafından beslenip büyütülüp desteklenen terör örgütlerinin ortaya koyduğu büyük bir bedelle uğraşıyor." değerlendirmesini yapan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"İslam'ın o aziz ve nezih adı, barış demek olan o adı, maalesef birtakım çevrelerce terörün o kirli yüzüyle bir şekilde bulandırılıyor. Diğer taraftan iç kavgaların, iç çatışmaların, kardeş çatışmalarının, mezhep-meşrep çatışmalarının İslam dünyasına ne kadar büyük sorunlar çıkardığı hepimizin malumudur. Aynı şekilde her ne kadar son yıllarda vaziyet bir miktar iyileşmiş olsa da İslam dünyası, büyük bir oranda eğitimsizlik sorunuyla da karşı karşıya bulunuyor.'

"Türkiye, İslam coğrafyasının tam ortasında"

Bütün bu konulardaki hassasiyetlerin Müslüman ülkelerde de gelişmekte olduğunun görüldüğünü ve bundan memnuniyet duyduklarını ifade eden Kurtulmuş, "Nerede olursa olsun; ister dini, ister siyaset, ister bürokrasi, ister eğitim, ister iş dünyasında, ister spor dünyasında, İslam ülkelerinin akil insanları bir araya gelmek, dayanışmayı, karşılıklı bilgi alışverişini artırmak ve sorunlarımızı çok güçlü bir şekilde çözmek mecburiyetindeyiz." şeklinde konuştu.

Bu tür toplantıların, İslam ülkeleri arasındaki diyaloğu artırması bakımından önemli bir fırsat olduğunun altını çizen Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Türkiye, İslam coğrafyasının fiziki olarak, jeopolitik olarak neredeyse tam ortasında olan konumuyla, aynı şekilde doğuyla batının, Hristiyan dünyasıyla Müslüman dünyasının, gelişmiş ülkelerle az gelişmiş ülkelerin, zengin kuzeyle yoksul fakir olan güneyin arasında da tam mihenk noktasındadır. Türkiye, sahip olduğu bütün birikimini, bütün potansiyelini, İslam ülkelerinin ve genel olarak İslam coğrafyasının bu sorunlarını çözmek için seferber etmiş bulunuyor. Hiçbir Müslüman kardeşimize karşı en ufak bir ayrımcılık hissetmediğimizi bir kez daha ifade etmek isterim. Bugün hem İslam dünyasında hem küresel olarak yaşadığımız sorunların çözümünü, İslam medeniyetinin geçmiş sayfalarında gizli olduğunu hepimiz biliriz." AA