Dr. Cavid Veliyev 6 Nisan'da Brüksel'de bir araya gelen Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin görüşmelerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Ermenistan-Azerbaycan arasındaki İkinci Karabağ Savaşı sonrası başlayan diplomatik müzakerelerde Brüksel tarafından dikkat çekici bir süreç başlatıldı. 14 Aralık 2021'de AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in arabuluculuğunda yapılan ilk görüşme, 4 Şubat 2022'de video konferans olarak Michel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında devam etti.

Rusya-Ukrayna savaşından sonra bölgenin Brüksel için önemi artmış durumda. Zira Güney Kafkasya, AB için alternatif enerji ve ulaşım hatlarının geçtiği bir bölge.

6 Nisan 2022'de de yine Michel'in davetiyle Brüksel'de yapılan ikinci görüşmede önemli kararlar alındı. Her ne kadar taraflar şimdilik barış anlaşmasını imzalamaktan uzak olsalar da nihai barış anlaşmasına giden yol Brüksel'de başladı. Daha önceki anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine yetirmeyen Ermenistan'ın tutumu sürecin sonucunu etkileyecektir.

Brüksel'de neler görüşüldü?

AB Konseyi Başkanı Michel'in açıklamasına göre liderler; (i) taraflar arasında gelecek barış anlaşmasının hazırlanması için dışişleri bakanlarına talimat verilmesi, (ii) 26 Kasım Soçi bildirisi uyarınca iki ülke arasında sınır hatlarının belirlenmesi ve işaretlenmesi amacıyla nisan sonuna kadar ortak komisyon kurulması, (iii) taraflar arasında güven artırmak ve barış içinde birlikte yaşamak adına insani sorunların bir an önce çözüm bulması, (iv) mayınların temizlenmesi için finansal ve uzman desteği verilmesi, (v) iki ülke arasında demir yolu bağlantılarının kurulması ve kara yolunun restorasyonu için etkili çözümler bulunması konularında müzakereler gerçekleştirdi.

Taraflar arasında barış ve bölgesel iş birliğinin tesisi, Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecini de olumlu etkileyecektir.

AB Konseyi Başkanı, demir yolu yapımı için atılan adımları takdirle karşılayarak, kara yolları yapımı için de etkili çözümlerin bulunması noktasında tarafları cesaretlendirdi. AB ayrıca Ekonomik ve Yatırım Planı aracılığıyla ve ekonomik danışmanlık şeklinde bu projeleri desteklemeye hazır olduğunu bildirdi.

Karara bağlanan konular

Taraflar ilk iki konu üzerinde anlaşmaya varırken, son iki konu üzerinde müzakerelerin ve sürecin devam etmesi kararlaştırıldı. Liderlerin nihai barış anlaşmasını hazırlamak için dışişleri bakanlarına görev vereceği ilk defa duyurulmuş oldu. Barış anlaşmasının hazırlanması için Azerbaycan daha önce Ermenistan'a beş maddelik teklifini yapmış ve Ermenistan da bu teklifleri kabul etmekle birlikte ilaveleri ile barış görüşmelerine hazır olduğunu bildirmişti.

Azerbaycan'ın beş maddelik teklifleri şunlardır:

i. Devletlerin birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırların dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını karşılıklı olarak tanıması;

ii. Devletlerin birbirlerine karşı toprak iddiasında bulunmadığı ve gelecekte de bu tür iddialarda bulunulmama konusunda yasal bir zorunluluklarının olduğunun karşılıklı teyidi;

iii. Birbirlerinin güvenliğini tehdit etmekten, siyasi bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne karşı tehdit ve güç kullanmaktan ve BM Antlaşması'nın amaçlarıyla bağdaşmayan diğer durumlardan kaçınmak;

iv. Sınırların belirlenmesi ve diplomatik ilişkilerin kurulması;

v. Ulaştırma ve iletişim hatlarının açılması, diğer ilgili iletişim ağlarının kurulması ve çıkar alanlarında iş birliği.

Azerbaycan'ın teklifindeki ilk üç madde BM Antlaşması'nca devletlerarasında sağlam ilişkilerin kurulması adına temel ilkeleri oluşturuyor. Son iki madde ise Ermenistan'ın 10 Kasım 2020, 11 Ocak 2021 ve 26 Kasım 2021'de üçlü bildirilerle kabul ettiği yükümlülükleridir.

Nisan sonuna kadar kurulması planlanan ortak komisyon Ermenistan işgali sebebiyle 30 yıldır iki ülke arasında belirlenemeyen sınır hatlarını belirleyecek ve sınırda güvenliğin sağlanmasına hizmet edecektir. Bu konuda taraflar arasında bir komisyon kurulması 26 Kasım 2021'de Soçi'de Rusya'nın arabuluculuğu ile kararlaştırılmış olsa da Ermenistan tarafı ön şart koşarak Azerbaycan ordusunun şu an durduğu noktadan geri çekilmesini ve sınırda askersizleştirilmiş bölge oluşturulması talebini seslendirmekteydi. Fakat bu talep ne Azerbaycan ne de -AB Konseyi Başkanı'nın açıklamasından göründüğü üzere- uluslararası toplum tarafından karşılık buldu. Doğrusu Azerbaycan ordusu Sovyet dönemi haritalarını temel alarak sınırda kendi karakollarını oluşturmuş, bu da Ermenistan'ın içindeki bazı ulaşım yollarının Azerbaycan'ın tekrar kontrolüne geçmesine neden olmuştu. Ülke içinde bile ulaşım açısından zor bir durumda olan Ermenistan, düştüğü durumdan kurtulmak için askerlerin geri çekilmesi ön şartını koşuyor.

Devam eden müzakereler

Taraflar arasında güvenin sağlanması ve barışın tesisi adına en önemli insani sorunlardan biri Birinci Karabağ Savaşı'nda kaybolan 3 bin 890 Azerbaycanlı konusunda Ermenistan tarafından gerekli bilginin sağlanmamasıdır. Son bir yılda sadece kayıp 100 kişinin bilgisi verilmiş ve gömüldükleri yerler tespit edilmiştir.

Öte yandan Ermenistan'dan zorla alınan mayın haritalarının ise sadece yüzde 25'i doğru çıkmıştır. Ermenistan tarafından döşenen mayınlar sonucu son 1 yılda 37 kişi hayatını kaybetmiş ve 161 kişi yaralanmıştır. Mayınlar Azerbaycanlı göçmenlerin geri dönmesi ve kuruculuk işleri önünde en büyük engel olarak durmaktadır.

Ulaşım ve iletişim hatlarının açılması konusu Brüksel'de yapılan en önemli müzakere konularından biridir. Fakat bu konuda henüz anlaşmaya varılmamıştır. Aslında bu konu, 10 Kasım 2020 üçlü bildiride yer almıştır. 11 Ocak 2021'de Moskova'da imzalanan anlaşma ile Rus temsilcinin de dahil olduğu iki ülkenin başbakan yardımcıları düzeyinde bir komisyonun kurulması kararlaştırılmıştır. Zaman zaman komisyon işine ara vermiş olsa da son aylara kadar süreç devam etmiştir.

Azerbaycan'ın 10 Kasım bildirisini temel alarak Zengezur koridoru ismiyle tanımladığı bu ulaşım yolunda Ermenistan 'koridor' ifadesine karşı çıkmaktadır. Fakat taraflar arasında 10 Kasım 2020'de imzalanan bildiriye göre bu geçişin engelsiz olması, yani Ermenistan gümrüğünün olmaması gerekiyor. Azerbaycan, Ermenistan'ın 10 Kasım bildirisindeki yükümlülüğünden kaçınması halinde karşılıklılık ilkesini uygulayacağını, Laçın koridoruna da gümrük koyacağını beyan ediyor.

Brüksel görüşmesinden önce Azerbaycan, Ermenistan'dan geçecek Zengezur koridoruna alternatif olabilecek bir yol için İran'la mutabakat zaptı imzalayarak 'bütün yumurtaları aynı sepete koymadığını' göstermiş oldu. Bu ulaşım hattı hayata geçirilirse 30 yıl boyunca bütün bölgesel projelerden izole olan Ermenistan Zengezur koridorunu da kaybedecektir.

Brüksel'de en önemli müzakere konularından biri 10 Kasım üçlü bildirinin şartlarının yerine getirilmesidir. Taraflar arasında barış sürecinin önündeki en önemli engellerden biri Rus barış birliklerinin bulunduğu bölgeden hala silahlı Ermenilerin çıkartılmamış olmasıdır. Üçlü bildirinin dördüncü maddesinde, Rus barış birliklerinin bölgeye girmesine paralel olarak Ermeni silahlılarının çıkartılması gerektiği ifade edilmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le yaptığı görüşmeden sonra Ermeni silahlılarının bölgeden çıkarılması gerektiğin ifade etmiştir. Maalesef bölgeye barış ve güvenliği sağlama adına gelen Rus birlikleri burada hendek kazılmasına ve silahla dolaşılmasına izin veriyor. Şimdilik diplomasi seçeneğine üstünlük veren Azerbaycan, sorunun bu şekilde çözülmemesi durumunda gelecekte sınırlı bir askeri operasyon seçeneğini de gözden geçirmek durumunda kalabilir.

Brüksel'de müzakere dışı konular

Brüksel'de yapılan görüşmede iki konunun yer almaması dikkat çekici oldu. İlk olarak, yapılan açıklamada 30 yıldır işgale son vermekte başarısız olan fakat Ermenistan'ın hala ısrar ettiği Minsk Grubu ifadesi yer almadı. İkinci Karabağ Savaşı'na kadar meselenin çözüm yerini sürekli Minsk Grubu'nu gösteren AB bile yeni süreçte kendisi inisiyatif almaya başladı. Gerçekten de Minsk Grubu'na bundan sonra ihtiyaç kalmadı. Çünkü Minsk Grubu'nun BM Güvenlik Konseyi kararlarını yerine yetirme görevini Azerbaycan kendisi yerine getirdi. Bunun da ötesinde Azerbaycan tarafı Minsk Grubu'nun arabuluculuğunu kabul etmiyor. Uluslararası hukuk acısından sorunların çözümünde arabulucunun olması için iki tarafın da oluruna ihtiyaç vardır. AGİT'in dönem başkanı Polonya Dışişleri Bakanı Zbigniew Rau'nun Brüksel görüşünden önce Azerbaycan ve Ermenistan ziyareti dahi Minsk Grubu'nu yeniden canlandıramadı.

İkincisi; Brüksel görüşmesi diplomatik sürecin daha çok Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecine odaklandığını gösteriyor. Yani Ermenistan'ın iddia ettiği gibi 'Dağlık Karabağ sorunu' veya orada yaşayan 'Ermenilerin hak ve hukuklarının korunmasında Ermenistan'ın garantör rolü' gibi konular müzakere edilmedi. Kulis bilgilerine göre, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan bu konuları gündeme getirmeye çalışmış, fakat Cumhurbaşkanı İlham Aliyev izin vermemiştir. Azerbaycan, Karabağ'da yaşayan Ermenileri kendi iç meselesi olarak görüyor ve bu konuyu Ermenistan dahil ikinci bir tarafla müzakere etmeyi kabul etmiyor. Paşinyan iktidarı ise bu konuda Azerbaycan ve Rusya'yı karşı karşıya getirme çabası içerisinde. Brüksel görüşmeleri sonrası bakanlar kurulunda konuşan Paşinyan, Brüksel'de bu konunun gündeme gelmeme sebebini; sorunun Ermenistan değil, Rus barış birlikleri ile Azerbaycan arasında olduğu şeklinde aktardı.

Sonuç olarak, Brüksel'de taraflar arasında barış anlaşması açısından önemli konularda kararlar alındı ve müzakere edildi. Brüksel'in bölgede inisiyatif aldığı söylenebilir. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra bölgenin Brüksel için önemi artmış durumda. Zira Güney Kafkasya AB için alternatif enerji ve ulaşım hatlarının geçtiği bir bölge. Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra AB'nin alternatif enerji kaynaklarına ve bu enerji kaynaklarının olduğu bölgelerde siyasi istikrara olan ihtiyacı arttı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Brüksel ziyaretinden önce her ülke liderine telefon ederek başlayan sürece desteğini ifade etti. Rusya Devlet Başkanı Sözcüsü Dmitri Peskov da bu süreci olumlu bulduklarını söyledi. Taraflar arasında barış ve bölgesel iş birliğinin tesisi Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecini de olumlu etkileyecektir.

***

[Dr. Cavid Veliyev, Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi] AA