Ulusal Birlik Hükümeti'nin görev süresinin 24 Aralık 2021'de dolduğu gerekçesiyle 10 Şubat'ta ülkenin milletvekillerinin çoğunun katılmadığı oturumda Fethi Başağa'yı başbakan seçen Tobruk'taki Temsilciler Meclisi, 1 Mart'taki güven oylaması ile Başağa'nın başbakan olarak atandığını açıkladı.

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ise Temsilciler Meclisi'ni Cenevre Anlaşması'nda belirlenen yol haritasından ayrılmakla suçlayarak görevinin başında olduğunu, görevi ancak seçilmiş bir hükümete teslim edeceğini duyurdu.

Libya'da Ulusal Birlik Hükümeti ve Temsilciler Meclisi arasındaki anlaşmazlık, ülkede siyasi ve ekonomik anlamda yeni bir bölünme ihtimalinin yanı sıra iç savaş tehlikesinin de ortaya çıkmasına neden oldu.

Siyasi bölünme

Libya'da Dibeybe ve Başağa arasında artan siyasi gerilimle birlikte, birçok siyasi aktörün kimin tarafında yer alacağı henüz netlik kazanmadı.

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi'nin yanı sıra Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcıları Musa el-Kuni ve Abdullah el-Lafi'nin mevcut anlaşmazlığa tepkileri kritik bir önem taşıyor.

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, 17 Şubat Devrimi'nin yıl dönümünde Libyalı taraflara adil seçim çağrısında bulunurken, Devlet Yüksek Konseyi ise ülkenin doğusundaki Temsilciler Meclisi'nin Fethi Başağa başkanlığındaki hükümete güvenoyu vermesinin siyasi anlaşmaya aykırı olduğunu açıkladı.

Başağa liderliğinde bir hükümet kurma girişimine ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Mişri, 'Trablus'a zorla giremeyen saldırganların pencereden girmeye çalıştığı' değerlendirmesinde bulunarak, Halife Hafter'in 2019 yılındaki Trablus saldırılarını hatırlattı.

Ekonomik bölünme

Libya Başkanlık Konseyi ve Libya Devlet Yüksek Konseyi, ülkedeki ekonomik bölünme anlamında da rol oynayabilecek kritik kurumlar arasında yer alıyor.

Ülkedeki ekonomik bölünme anlamında önemli bir diğer kurum olan Merkez Bankası ise ülkenin batısı ve doğusunda bölünmüş durumda.

Bu nedenle ülkenin doğusundaki bankanın Temsilciler Meclisi'ne destek vermesine ihtimal verilirken, Trablus'taki banka ise ülkenin gelirlerini kontrol etmesiyle öne çıkıyor.

Devlet bütçesinin ana kaynağı ve neredeyse gelir getiren tek kurumu olan Mustafa Sanallah başkanlığındaki Libya Ulusal Petrol Kurumu'nun konumu da belirsizliğini koruyor.

Savaş senaryosu

Siyasi ve ekonomik bölünmenin eşiğine gelen Libya'da, 2011 ve 2019'da yaşananların ardından yeni bir iç savaşın patlak vermesi düşünülmesi gereken bir diğer ihtimal olarak öne çıkıyor.

Dibeybe'yi desteklemek için Mistrata ve diğer şehirlerden askeri güçlerin Trablus'a takviye edilmesi, bu senaryonun daha fazla ciddiye alınmasına neden oldu.

Gıneyva Taburu lideri Abdulgani el-Kikli başta olmak üzere ülkede önde gelen silahlı grupların liderleri de Dibeybe'ye desteklerini açıklayarak, Başağa hükümetini reddettiklerini duyurdu.

Başağa'nın başbakan olarak atandığının ilan edilmesinin ardından, 65 tabur Dibeybe'ye 118 tabur ise Başağa'ya desteğini duyurdu.

Dibeybe ise yaptığı televizyon konuşmasında ülkenin doğusundaki Halife Hafter'e atıfta bulunarak, 'Savaşla büyüyen, ancak savaşla yaşayabilir, yalnızca barut ve ateşi bilir. Maalesef, sadece askeri bir yenilgiyle durdurulabilir.' ifadelerini kullandı.

Bölünmenin tarihi

Libya'da 17 Şubat 2011'de başlayan 'Arap Baharı' kapsamındaki devrim süreciyle, 42 yıl süren Muammer Kaddafi yönetimine karşı halk ayaklanması gerçekleşti.

Bu ayaklanmaya karşı Kaddafi rejimini destekleyen kurumlar, aşiretler ve oluşumlar direniş gösterirken, devrim süreci 23 Ekim'de Libya Ulusal Geçiş Konseyi tarafından ilan edilen ''İstiklal Günü'' ile son buldu.

Halife Hafter, 14 Şubat 2014'te başlattığı operasyonla Trablus hükümetine karşı darbe girişiminde bulunurken, Libya'nın doğusundaki Tobruk şehrinde bulunan Temsilciler Meclisi'nden destek buldu.

Başkent Trablus'u ele geçirerek Faiz es-Serrac liderliğindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni sonlandırmak isteyen Hafter, 4 Nisan 2019'da başlattığı ve 14 ay süren saldırılarda üstünlük sağlayamadı. AA