AA / Çelik, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katıldığı AK Parti mitingi ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, Şanlıurfa'nın şanına yakışır bir miting gerçekleştiğini belirterek vatandaşlara teşekkür etti.
Ankara'daki terör saldırısından sonra bazı provokatörlerin Şanlıurfa mitingine yönelik karalama kampanyası başlattığını belirten Çelik, "Daha miting tarihi belli değilken bir şekilde tweetler atarak burada mitingin gerçekleşmemesi adına çok uğraştılar ama Urfalılar, yiğit insanlar. Meydana geldiler. Bizim aldığımız resmi rakamlara göre 60 bin kişi sayın Başbakanımızı dinledi" diye konuştu.
AK Parti'nin güçlü bir iktidar olarak 1 Kasım akşamı iş başına gelmesi gerektiğine işaret eden Çelik, bütün muhalefet partilerini halinin vatandaşlar tarafından izlendiğini ve 4 ay önce söyledikleriyle, yaptıklarının farklı olduğunu savundu.

- Beyaz toros tartışması
Başbakan Davutoğlu'nun Van mitinginde söylediği "beyaz toros" konusuna değinen Çelik, Davutoğlu'nun sözlerinin açık ve net olduğunu, Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda atılması gereken adımları haya geçiren partinin AK Parti olduğunun vurguladı.
Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını, "Yeni Türkiye" derken bunu rastgele söylemediklerini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de ret ve inkar politikaları var mıydı? Vardı. Bu ret ve inkar politikalarını kim kaldırdı? AK Parti kaldırdı. Demokratikleşme konusunda, Kopenhag kriterleri konusunda, bu aşamalarda Türkiye'nin bir devrim yapmasını sağlayan parti kim? AK Parti. Peki eski Türkiye neydi? Eski Türkiye Sayın Başbakanın bir, iki cümlede özetlediği beyaz toros dediği 90'lı yılların Türkiye'si. Bazı noktaların karanlık olduğu, aydınlatılamadığı, faili meçhullerin olduğu Türkiye. Bu gün AK Parti'nın dışında demokrasinin gelişmesi, çıtasının daha da yükseltilmesi için çabalayan başka bir siyasi parti yok. Bunu açıkça söylüyoruz."
Muhalefet partilerinin de demokrasi konusunda AK Parti gibi olması gerektiğini anlatan Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Keşke CHP böyle olsa, keşke MHP kabuklarını değiştirse de bu noktaya gelseydi. Keşke HDP yeni bir parti olarak CHP ile bir birlikteliği değil, statükoyla bir birlikteliği değil, 90'lı yıllara dönen bir politikayı değil, silahlı terörü değil ve statükodan beslenmeyi değil de gerçekten demokratik bir ülkenin nimetlerinden istifade eden bir parti olsaydı. Özellikle 7 Haziran'dan sonra HDP de CHP'nin hemen arkasında cephe aldı. MHP de zaten o cephede. Zaten Kemal Kılıçdaroğlu da 'blokuz biz' diyor. O 'blokuz' demesi, özel ziyaretleri, gidiş gelişleri rastgele değil. Statükodan beslenenler, Türkiye'de bu bölgenin uzun yıllar böyle sıkıntılar yaşamasına neden olan sorunlar yumağını oluşturanlarla beraber olmak demek beyaz toros demek, 90'lı yıllar demek, eski Türkiye demek. Biz isteriz ki bütün partiler eski Türkiye değil, çağdaş, gelişen, gerçekten demokrasinin çıtasını yükselten bir çizgiye gelsinler. Eğer gelemiyorlarsa bunlarla ilgili Sayın Başbakan bu şekilde çok anlamlı bir tanımlamayı yapmıştır. Herkes buradan dersini alsın."