GÜL MUŞTUSU
Gül Muştusu, 1969-1970 arası şiirleri içine alan, şairin güle dair şiirlerine yüklediği mananın İslamî düşüncedeki yankısını taşır . 14 Bölümden oluşan Gül Muştusu, Ses, Masal, Sepet ve Fecir Devleti, kitabı oluşturan şiirlerdir. ( s 361-421)
Bir babanın yedi oğlunun anlatıldığı Masal, Batı'nın giriştiği Doğu Medeniyeti'ne karşı kıyımı anlatır.
Baba, ölürken altı oğlu da yitiklere karışır. Yedinci Oğul, direnir, karşı koyar düşmanına ve babasıyla beraber yedi kişiyi kaybetmenin acısını taşır, sinesinde.
Bu şiiri sebebiyle Sezai Karakoç'a, ' Doğunun Yedinci Oğlu' denir ve bir kitap ismine de esin kaynağı olmuştur, yedinci oğul. Bu şairin aslında kendisidir, bir bakıma.
Masal'ı aslından okumak gerek, Batı'ya karşı şairin duruşunu, tepkisini bilmek için. ( Masal s 409-413)
ZAMANA ADANMIŞ SÖZLER
Zamana Adanmış Sözler, 1971-1974 Dönemi şiirleridir, şairin. 1971-1974 Dönemine ait şiirlerini içine alan Zamana Adanmış Sözler, şu şiirlerden oluşur: 1. Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine (I-IV), 2. Esir Kent'ten Özülke'ye ( I-VII), Yılan, Akrebin Ölümü, İnsan ve Oruç, Sonbahar (ı-II), Denizin Kentini Yaktım, kış, Akşam, Tören. Çeşmeler( I.-IX)
'Sevgili / En Sevgili / Ey Sevgili/ Uzatma dünya sürgünümü benim' dizeleriyle akla gelen ve birçok şairin ezberinde olan, İslam Medeniyetini eksen alan, İstanbul beraberinde başka çağrışımlara açık, telmihlere dayanan şiir, halen konferanslarda, toplantılarda okunan şiirlerinin başında gelir.
AYİNLER
1976-1977 Döneminde yazdığı şiirlerdir.Altı bölümlük olan Ayinler,daha önce Çeşmelerle bir arada yayınlanmıştı. ( Ayinler s 481-516)
LEYLÂ İLE MECNUN
1974-1977 VE 1980 Yılında yayınlanan bu çağdaş mesnevî, günümüzün bakışıyla ele alınarak yazılmıştır. ( Leyla ile Mecnun s 517-600)
ATEŞ DANSI
Ateş Dansı, şairin şu şiirlerini bir araya getirmektedir: Ateş Dansı( I, II, III), Şair, Bal, Konuk, Gazel, Şehirlerim, İstanbul'un Hazan gazeli, Kızkulesi'ne Gazel,I, Diriliş, Ninni, Şairlere ve şiire Dair Dörtlükler
( s 601-623)
Şehirlerim Şiiri'nden ilk dörtlük:
Gördüm Diyarbekir'i, Konya'yı, Bursa'yı, İstanbul'u
Görmediğim şehirlere karşılık
Şiraz İsfahan Semerkant
Basra Bağdat Şam kaybolmuş ve karanlık (s 616)
ALINYAZISI SAATİ
Alınyazısı Saati, son şiir kitabıdır, şairin. 1979-1988 Dönemini içine alan ve Ağustos Böceği Bir Meşaledir şiiri ile kitap haline gelen eserlerin sonuncusudur, şiirde. ( s 625-682)
Alın yazısı Saati 13 Bölümden oluşmaktadır. Şiir, 'Ve Kudüs Şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir' dizesi ile başlar. Kudüs, şairin muhayyelesinde, 'Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri' olarak geçer.
İkinci Bölümde, Bağdat için denilen:
Ne kadar uzaktık Dicle'den
Çok yakınında doğmuşken
Dicle ki aşağılarda köpüklerinden
Bir şehir doğurmuş Bağdat'tır senin ülken ( s 631)
Şairin medeniyet şehirlerine bakışı farklıdır. Polonya'ya, Tunus'a ve diğer ülkelere ağıt yakan şair, kendi şehirlerinin yıkılışına karşı bir ümmet anlayışının canlanmasını ister, istemektedir:
Bırak Beyrut'a ben ağlayayım
Altmış bin ölü verdi
Daha dün
Kardeş kardeşe
Ve Irak'ın ve İran'ın
Canım şehirlerine ağlayayım
Ölen kadınlarına ve çocuklarına ağlayayım
Avrupa'dan Rusya'dan Amerika'dan
Kan pahasına alınmış
Ölüm kusan silahlarına
Bir kalp duracaksa
Acıdan ve ıstıraptan
O benim kalbim olsun
Senin değil
Sabah yıldızı ( S 642)
Alınyazısı Saati'nin 5. Bölümü'nde medeniyeti ayaklar altına alınan, esarete mahkûm edilen şairin ağladığı şehirler, yerini ülkelere bırakır:
Bırak ben ağlayayım
Esir pazarında satılan Afganistan'a
Açlıktan milyonları kırılan Afrika'ya
Filipinler'e
Habeşistan'a, Eritre'ye, Filistin'e
Esaret prangasıyla kıvranan
Kafkaslar Azerbaycan Türkistan'a
Bütün milletlere ülkelere
Irmaklar gibi ben ağlayayım
Sen demir gibi olmalısın
Çelik gibi sabah yıldızı (s 644)
Şehirlere anlam katan dizeleri, ülkeleri ismiyle belirten şairin dünyasında dokuz şehrin kurtulmasıyla dünyanın kurtarılacağına dair ümidi vardır.
Alınyazısı Saati'nde hemen hemen bir çok İslam Ülkesi geçer ki esaret altınadır. Şairin kesin ve çarpıcı ifadeleri:
'Dokuz şehir kurtulsun
Kurtulacaktır Müslümanlar
İnsanlık kurtulacaktır' (s 675)
Bu dizelerden önce ismi geçen ülkeler ve şehirler şu şekilde sıralanmıştır, öncekileri şiirin içinde verirken: İstanbul, Bağdat, Şam, Afrika, Malezya, Kahire, İslamabat ve Mekke.
Sonuç:
Sezai Karakoç, Gün Doğmadan'ı yayınlama amacı, şiirlerinin toplu olarak bilinmesini, şiirlerine maya olan Diriliş'in geniş çevrelere yayılmasını hedeflemiştir.
Bir şairin herkesçe bilinen şiirleri yanında ( Monna Rosa gibi), diğer şiirlerinin de bilinmesi gerekir.
Sezai Karakoç'un şair kimliğini kolay kolay reddetmek mümkün değildir, müntesibî olmayanlar tarafından.
O'nun reddi, ancak fikir yönüyledir. Belli kalıplara, klişelere kendisini hapsetmiş anlayışlar, ekoller kendileri dışında kimselerin bilinmesine razı değildir. Özellikle edebiyat yıllıklarında, şiir yıllıklarında birbirini görmeme anlayışı bizde oldukça egemen bir unsurdur.