Suriyeli bir yakınımın durumunu anlamak için Göç idaresine uğradım. Hiç bir yetkili ile görüşemedim. Beyefendilerle görüşmek için illa da birilerini mi devreye koymak gerek. Öylesine kalın duvarlar örülmüş ki bir yetkiliye ulaşmak nerede ise imkânsız. Burası nedir acaba diye kendi kendime sordum.. Uygulamaya bakınca, sanki Devletlerarası bir sınırda olduğumu anladım. Sonra başka bir fikir daha aklıma geldi. Acaba diyorum; burası bir Mit binası mı, yoksa gizli askeri bir alan mı anlamakta hayli zorlandım.

Binanın üzerindeki levhaya bakınca Göç İdaresi yazılı. Bu Göç İdaresi vatandaşa kapalı mı. Kapıda sadece sizi güvenlik görevlileri karşılıyor, size onlar cevap veriyor,. Maalesef benim ülkemde yapılan bu binaya girmek bir vatandaş için nerede ise imkânsız.

Göç İdaresine ilk defa gidiyorum, Urfa merkezinden kilometrelerce uzakta olan bir yolda giderken, sağda solda birinci sınıf araziler üzerinde kurulmuş devasa iş yerleri. koca koca mahalleler ve bu mahallelerde belediyeden imar için ruhsat verdiği yüzlerce apartman yükseliyor.

Bir tarafta yükselen bu binaların yanı başında ekili tarlalar yan yana duruyor. İçim yanıyor, Bu birinci sınıf araziler bir daha ele geçer mi hiç. Dünya nüfusu arttıkça, insanlık gıda krizini yaşarken, Allah'ın bize hediye ettiği en verimli toprakları sorumsuzca ve hoyratça nasıl da harcıyoruz.

Urfa’da heba ettiğimiz bu verimli topraklardan, yüz binlerce insanın gıda ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilirdi.

Buda yetmezmiş gibi birde Göç İdaresini sanki Urfa da yer kalmamış birinci sınıf arazi üzerine kurulmuş Yani Harran ovasının o verimli topraklarında. Şaşırdım kaldım.

Göç idaresini bu verimli topraklar üzerinde kuranlar kendi başlarına hareket etmediler. Bunun resmi bir yapılanması elbette vardır. Göç idaresi hangi Bakanlığa bağlı ise o bakanlık devreye girmiş. Sonra imar açısından ilgili Belediyeden ruhsat alınmış. Yapılan bu bina Harran Ovasının kalbine adeta bir hançer gibi saplanmış. Devleti yönetenler böyle yaparsa, gerisini anlatmaya bence hiç gerek yok.

Ziraat için elverişli olmayan ve üzerinde ot bitmez Urfa'nın kel dağları dururken, dünyanın en verimli toprakları olan Harran Ovası üzerin de resmi ve gayr resmi binalar yaparak o muhteşem ovayı yok etmeye devam ediyoruz.

Haydi diyelim ki vatandaş evvela maddi çıkarını düşünür, bazılarının elinden gelse Harran ovasında bulunan bütün arazileri imara açarak büyük servetler elde etmeye gayret eder. Onun için dir ki Harran ovası gittikçe küçülüyor, Konuklu mahallesini kimler imara açtı, iktidar veya muhalefetten bunun yanlış olduğunu söyleyen oldu mu . Bu akılsız başımızla kim bir daha ne gibi felaketlere maruz kalacağız.

Hele geceleyin Harran ovasına baktığınızda, yanan elektrik lambaları sanki bu ova üzerinde kurulan şehirleri andırıyor.

Belki kırk yıldır yazdık çizdik, Harran ve Suruç ovaları yok olup gidiyor diye.

Yemin ederim ki ey siyasiler! Bu vebal size yeterde artar bile.

Derdimizi anlatacak bir merci nerede ise yok hükmünde. Onun için hiç kimseyi muhatap almıyorum.

Haydi kalın sağlıcakla