BUGÜN URFANIN SANATSEVER HANIMI NEVİN GÜLLÜOĞLU DA GÖÇTÜ ÖTE ALEME 

                              İbrahim Halil ÇELİK 

      Urfa Güzel Sanatlarlar Galerisi Müdiresi olarak Nevin Güllüoğlu’nun atanmasından sonra Urfa'da sanata ilk kez bir hanımeli değmişti. 

      Fatma Nevin hanımı Kız Meslek Lisesi Resim Öğretmenliğinden tanırdım. O, cana yakın, insani tarafı ağır basan ve annelik şefkatı da tüm öğrencilerini kuşatan bir öğretmen idi. Güler yüzlü, konuksever ve insanlara değer veren tam bir Urfa hanımefendisi öğretmen idi. Kız Meslek Lisesi Müdiresi  Urfalı hanımların güzel bir numunesi Nesrin Çelikkan hanım ile Nadire İzol hanım gibi faal öğretmenleri de  hatırlıyorum. Ama bizim Halk Eğitimin rehber öğretmenleri ve etkin öğretmen arkadaşlarla usta öğreticilerimiz onlara kök saydırırlardı. 

       O yıllarda Urfa, Kız Meslek Lisesi ile Halk Eğitimi Başkanlığı arasında tatlı bir rekabet vardı. Urfa, Kız Meslek Lisesi bir örgün eğitim kurumu; oysa Halk Eğitimi Başkanlığı  da bir yaygın eğitim kurumu idi. Biri  kreşlerden ana okullarına ve ilk okuldan, ortaokul’dan liseye kadar gençlere; diğeri ise okula gidecek vakti olmayan kadın /erkek tüm yetişkinlere hizmet verirdi. Onlarla olan bu tatlı yarışta öğrenci sayılarımız bile biribirine denkti. O zamanlar Kurslarımızın popülistesi Urfa'da çok parlak ve daha yüksek idi. Kız Meslek Lisesi'nde de faal öğretmenlerin varlığı Milli Eğitim Müdürlüğü'nde bizleri çok sevindiriyordu.

İ.halil Çelik

Urfa’ya bir Güzel Sanatlar Galerisi kazandırma  çalışmaları eskiden beri sürüyordu. Biz de buna yardımcı olmak için elimizden geleni yapıyorduk. O zaman değerli hemşehrimiz Eski Eseler Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Nurettin Yardımcı’nın kamulaştırdığı Karameydan'da  eski ptt binasını yanında ki:

    “Urfa yerel mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Hacı Hafız Ahmet Efendi Evi’nin selamlık bölümü 15 Kasım 1984 tarih ve 630.90-4230 sayılı Bakanlık onayı ile ilgili Genel Müdürlükçe, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne Devlet Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılmak üzere devredilir. Binanın restorasyon çalışmalarından dolayı 1985 yılında galeri Şanlıurfa Müzesi bünyesinde kurulur. Müzede Asistan olarak görev yapan A.Cihat Kürkçüoğlu Müdür olarak atanır. (1985-1987)
     1987 Yılında A.Cihat Kürkçüoğlu’nun Dicle Üniversitesi’ne Öğretim Görevlisi olarak geçmesi üzerine, Galeri Müdürlüğü’ne Fatma Nevin Güllüoğlu atanır. 1988 Yılında Turizm Danışma Bürosu’nda hizmetlerini sürdüren galeri, 12 Haziran 1989 tarihinde bugünkü hizmet binasına geçmiş ve Şanlıurfa’nın plastik sanatlar tarihine damgasını vurmuştur (1).“
      Değerli dostum Ahmet Cihat Kürkçüoğlu’nun Üniversiteye iktisabıyla onun yerine gelen Fatma Nevin Güllüoğlu Hanımefendinin müdür olarak atanması isabetli bir karar olmuştu. Buna ben çok sevinmiştim. Hanımların sanatkar ruhları bu kez sanatseverlere rehber olacaktı. 

  Belediye Başkanlığım döneminde Güzel Sanatlar Galerisinin görkemli  açılışını Urfa’nın sanat sever insanlarıyla yapmıştık. Resmî zevatın dışında bu açılışta Ressam Dr.Burhan Vural, Urfalı Ressamların Üstadı değerli dostum ve aziz kardeşim Nihat Kürkçüoğlu ile ölümsüz Hattat Üstadı Lobut Ahmet ile Urfalı Hat Üstadı Behçet Arabi’yi,  Hilal Dergisi’ne yaptırdığı o unutulmaz hatlarından oluşan o muhteşem takvimiyle rahmetli Salih Özcan, hattat Behçet Arabi’yi dünyaya tanıtmıştı.

İşte bu Üstad Hattat Behçet Rabi’den  icazet alan Hat Üstadı Dr.Münip Görgün kardeşim ve dava arkadaşımda vardı. Reis yardımcım Mehmet Oymak, aziz dostum Adil Saraç, Belediye il Kültür müdürü Abdülkadir Subaşı, Hüseyin Baykuş, Necmi Karadağ, Hüseyin Çelik ve namdar tüccar terzi, güzel insan Mehmet Yeşilnacar ile  daha nice değerli hemşerilerimiz Fatma Nevin Güllüoğlu’nun bir masum talebiyle o güzel mekanın  açılışını gerçekleştirmişdik. Ne güzel günlerdi o günler?

     O açılışta yılların kitapçısı Naci İpek bile bayram etmişti. Sevincine  diyecek yoktu onun. Naci İpek’in sevinci onun boyundan daha büyüktü. Böyle tarihi bir mekanı, bu güzide  kadro ile faaliyet geçirip  yarınların usta öğrencilerini  yetiştirecek bu  güzel açılışı yapmak  ne kadar da büyük bir nimet imiş? Bunu şimdi daha iyi idrak ediyorum. Bu güzel eserler, güzel insanları yarınlara hazırlar. 

    “Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü, Şanlıurfa’da var olan sanat potansiyelinin yeniden hareketlenmesine neden olmuştur. Amatör ve profesyonel sanatçılar, çalışma ortamı bulmuştur. Bu gelişmeler, Şanlıurfalı sanatçıların dışa açılmasını sağlamış; il dışında çalışmalarını sürdüren ressamları da Şanlıurfa halkı ile buluşturmuştur(2).”

      Sanata değen Fatma Nevin Güllüoğlu’nun hanımeli, Urfada var olan bu potansiyeli ortaya çıkarmıştı. Önemli olan bizim de azimle takip ettiğimiz yolun sağlam olmasıdır. Bu yol insanlığa ilim ve gönül yolunu açık tutmaktadır. 
     “Aynı zamanda Şanlıurfa’ya Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ve Harran Üniversitesi Resim Bölümü’nü de kazandırmıştır. Şanlıurfa’da resim alanında başlayan hareketliliğin sonucu olarak, 1990-2000 yılları arasında ulusal akademilerin Resim bölümlerine 108 genç kazandırılmıştır. Bu akademisyen ve amatör gençlerin başarıları bizlere öğretim görevlisi, resim öğretmeni, ressam ve sanat tarihçisi olarak değerli insanlar kazandırmıştır(3).”

     Bizim yıllardır ilim sevdalısı arkadaşlarımızla kurmaya çalıştığımız Harran Üniversitesi için bir altyapı olacaktı bu faaliyetler. Nitekim bu döneler bize birer  önemli veri olmuştu en önemli zamanda. 
     Eğitimin önemi de kendi  öz evlatlarını mahalinde eğiterek, onları hayata hazırlamak ve de onların yeteneklerini keşfetmeye yönelik çalışmaları yapmak değil midir? İşte bu görevi hakkıyla ifa etmişti rahmetli Fatma Nevin Güllüoğlu‘nun başında bulunduğu  kurum. Ben onu çok sever ve sayardım. O da bana her zaman sevisini ve  saygısını gösterirdi. Çalışkandı. Verdiği sözü tutardı. Nevin hanımın gerek Galeri Müdürlüğü ve gerekse  İl Kültür Müdürlüğü döneminde Urfalı hanımlar ile amatör ressamlardan profesyonel ressamlara kadar Urfa kültür ve sanatta altın çağını yaşadı. 

    “Bu başarı akademi çalışmalarına da yansımış, birçoğu kursiyer olarak başladıkları galeriye eğitimci olarak geri dönmüştür. Bunlar arasında Mehmet Hatipoğlu, Necla Tosmur, İ.Halil Çerçi, Sibel Göktepeli, Şeyda Güllüoğlu, Muharrem Çelik, Mehmet Sakızcı, Necmi Kaya, Ahmet Kına, Sait Toprak, Ahmet Erman Karagöz, Ahmet Vural ve Emine Küçük sayılabilir (4).

     Bana Fatma Nevin Hanımın vefat haberini veren Veysel Polat’ın  WhatsApptaki mesajı olmuştu. Bu mesajı okuyunca çok üzülmüştüm. Sanata önem veren bir yıldız daha kaymıştı. Daha bu üzüntümü yaşamadan Veysel Polat’ın, peşinden Nevin hanım için kaleme aldığı sıtayişkar yazı ile onu yad etmesi beni sevindirmişti. 

     Onu hayırla yad eden böyle kalemler oldukça Urfalı hanımlar arasında sanata, edebiyata ve kültüre önem veren hanımların sayıları daha da artaracaktır. İnsanlığın anası kadınların böyle bir vadide at koşturmaları, onların doğuracağı o  güzide evlatlarını birer yıldız yapacaktır. Cemiyetlerin yücelmesi anaların eseridir. Ana kurtulursa cemiyet kurtulacaktır. Kadın kurtuluşun müjdesidir. Kadınını yitiren ruhunu yitirmiştir. 
     Urfa’mızı, emektar usta ellerin güzide fırçaları ve usta  kalemleriyle dünyaya tanıtan bu yiğit insanların sayısı daha da artacaktır. 
      Bu vadide dünün medarı iftiharlarımız: 
      Mustafa Ayataç, Sami Barlas, Abdurrahman Aksoy, Abdurrahman Polat, Hasan Rastgeldi, Nihat Kürkçüoğlu, Dr.Burhan Vural, Yaşar Yayla, Hasan Akçar, Abdurrahman Birden, Osman Görgün, Şefika Güneş, Mehmet İnci, M.Emin Kaplan, Temür Köran, Cuma Ocaklı, Tunç Tanışık ve  M.Emin Taşçı gibi usta ressamlar daha da artacaktır. 
      Bugün sanata değen bir hanımeli daha karatoprak altında girecektir. Her canlı gibi o da  ölümü tattı bugün. Ölümün erkek, kadın diye asla bir ayırımı da yoktur.  Hak nazarında tüm insanlar yaratılışta eşittir. İnsanların ikinci eşitliği de ölümdedir. Her vadesi gelen ne bir saat ileri ne de bir saat geri emri hak tecelli edecektir. Bu acı şerbeti içerek ebedi öte aleme gidecektir. Hepimiz sıramızı beklemekteyiz. 
     Ancak bugün tek başına o karanlık mezara defnedeceğimiz sanatsever Nevin Güllüoğlu Hanımefendi;  toprağa düşen bir tohum gibi her sanatseverlerin kalplerinde her dem yeniden göğerecektir. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. 
      Urfa bu sanata yapılanları asla unutmayacaktır. Yapılan her iyi ve güzel şeyler hayırla yad edilecektir. Ne ekersek öte alemde de onu biçeceğiz. İnsan ahiretini amelleriyle örmektedir. Ne mutlu güzel eylemlerle öte aleme gidenlere. Selam söyle Sevim Yeşilnacar ablamızla, her Urfalıyı gazelleriyle mest eden o ölümsüz Şaire Yaşar Nezihe Bükülmez Hanım’a bizden. 
     Başta kederli ailesine, yetiştirdiği değerli talebelerine, sanatsever hemşerilerimle; sanatsever tüm camiaya yüce Allah’tan sabırlar dilerim. Hepimizin başı sağ olsun.
      İnna lillahi ve inna ileyhi raciün. 

 Kaynak: ( 1-2-3-4 ) GAPGündemi/ Yüksel Polat

Kaynak: GAPGündemi