GAPGündemi’nden İshak Polat’ın hazırlayıp sunduğu “Yaşamın İçinden” programının Taş Tepeler Projesi kapsamında devam eden kazı alanlarına yönelik röportaj serisinin  bu seferki konuğu Ege Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi ve aynı zamanda Gürcütepe Kazısı Bilimsel Danışmanı Doç.Dr. Mücella Erdalkıran oldu.

Gürcütepe1

Gürcütepe çanak-çömleksiz neolitik çağın B evresine tarihleniyor

Taş Tepeler Projesi içerisinde yer alan ve Neolitik çağ arkeolojik kazı alanlarından olan Gürcütepe’ye  ilişkin İshak Polat’ın sorularını cevaplandırdı. Doç.Dr. Mücella Erdalkıran, Türkiye’nin değişik bölgelerinde çalıştığını, Ilısu Barajı kurtarma çalışmalarında yaklaşık 5 yıl, 2004 yılında Urfa- Kazane’de yürütülen kazı çalışmalarında kısa bir süre çalıştığını belirtti. Bugün Kazı Bilimsel Danışmanlığını yaptığı Gürcütepe’nin keşfi 1990’lara dayanıyor.

Gürcütepe2

Kamuoyunun pek bilmediği bir yönü var. 1995 yılında Gürcütepe ve Göbeklitepe’de  aynı dönemde kazılar yapılmaya başlanıyor. Gürcütepe’yi 1994 yılında Kazane’de kazılar yapan Amerikalı ekip üyeleri aslında keşfediyorlar.

Daha sonra o yıllarda Nevali Çori’de kazıları gerçekleştiren Alman ekibe özellikle de Klaus Schidmt’e burayla ilgilenip ilgilenmeyeceği soruyorlar. Klaus Schimdt bölgede kazacak yer arıyor ve bölgeye gelip araştırmalar yapıyor. Aynı dönemde de Göbeklitepe’yi kazmaya başlıyor.

Gürcütepe3

Gürcütepe’de 1995-1999 yılları arasında hem yüzey araştırmaları yapıyorlar hem de arkasından kazılar gerçekleştiriyorlar. Gürcütepe’de 8 yerleşim var. Bu yerleşimlerden 4’ü höyük, 4 tane de düz yerleşim var. 4 tane höyük çanak-çömleksiz neolitik çağa tarihleniyor. Yaptıkları sondajda da bunların çanak-çömleksiz neolitik dönemin B evresinin sonuna tarihlendiğini ortaya çıkartıyorlar. Dolayısıyla bir döneminde sonunu vermiş oluyorlar” diyerek Gürcütepe’nin keşfine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gürcütepe4

Gürcütepe sakinlerine Harran’ın ilk çiftçileri de diyebiliriz

Gürücütepe’de kazılarının 2021 yılında hayata geçirilen Taş Tepeler Projesinin içerisinde yer aldığını ve buradaki kazıların Şanlıurfa Arkeoloji Müzesinin Başkanlığında ve Müze müdürü Celal Uludağ’ın Başkanlığından 2021 yılında Gürcütepe kazılarının başladığını ve Gürcütepe’nin yaklaşık 10 hektarlık bir alanı kapladığını belirtti.

Doç.Dr. Mücella Erdalkıran; “2021 yılından bu tarafa kazılar gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ekip üyesi Alman meslektaşlarımızla birlikte burada çalışıyoruz. Alman meslektaşlarımız geçen sene ve evvel sene çalışmalara katıldılar. Ne yazık ki onlarında yeteri kadar bütçeleri olmadığı için bu sene katılamayacaklar.

Gürcütepe5

Kazılarda ortaya çıkan bulgulara, eserlere gelince; buluntular bize yeni bir dönemin yeni bir sürecin başladığını gösteriyor. Taş tepelerdeki kireç taşı platolarda yerleşimler terkedildikten sonra insanların ovalara indiklerini görüyoruz. Büyük bir ihtimalle bir iklim krizi yaşanıyor.

Ve insanlar oradaki yaşamlarını bırakarak artık üretime tarıma ve çiftçiliğe yönelik bir yaşam tarzı farklı bir ekonomik hayat benimseyerek ovaya iniyorlar.

Gürcütepe100Gürcütepe11Gürcütepe122

Burada çiftçilik yapmaya başlıyorlar. Bu anlamda Gürcütepe’ye Harran’ın ilk çiftçileri de diyebiliriz” diyerek Gürcütepe’de elde edilen bulgulara ve bulguların içerdiği bilgilere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gürcütepe7

Gürcütepe bize ilginç veriler sunuyor

Kazı çalışmalarına bu yıl henüz başlayamadıklarını ve Eylül ayı başı gibi kazıların başlamasını umduklarını belirten Doç.Dr. Mücella Erdalkıran bu süreç içerisinde daha önce çıkan bulguların bilimsel analizlerini yaptıklarını belirterek; “ Gürcütepe kazılarından çıkan sonuçlar ve elde edilen bulgular çok ilginç veriler sunuyor bizlere. Yaptığımız kazılarda 10x10 luk altı açma açtık ve bu yaklaşık 500 metrekarelik bir alan ediyor.

Gürcütepe8

Burada birinci katta özellikle çanak çömleksiz neolitik dönemin tamamen çöktüğü dönemi ortaya çıkarttık ilk etapta. İki tabaka belirledik. Üsteki geniş odalı yapılar evresi olarak tanımlanan özellikle Çayönü’ünden bildiğimiz bir evre var. Bir de bunun altında daha küçük odalardan oluşan başka bir yapı tabakası var. Buda Çayönü il çağdaş bölgedeki başka yerleşimler ile çağdaş.

Gürcütepe9

Kazılar sırasında bulduğumuz odaların etrafında açık alanlar var ve bu açıkla anlarda da ateş çukurları var. Ateş çukurlarında bir çukur açıyorlar daha sonra bu çukurda ateş yakıyorlar daha sonra bu közlerin üzerine taşlar yerleştiriyorlar ve o taşların üzerinde etlerini pişiriyorlar.

Biz bu şekilde çok sayıda açık alanda ateş çukuru bulduk. Bu ateş çukurlarını içerinde çok sayıda hayvan kemiği bulduk” diyerek bu buluntuların o dönemdeki Gürcütepe sakinlerinin yaşam tarzlarına ilişkin önemli ip uçları taşıdığını dile getirdi.

Programda Taş Tepeler Projesi, 4-8 Kasım 2024 tarihleri arasında Dünyada ilk defe Şanlıurfa’da yapılacak olan Dünya neolitik Kongresi’ne ilişkin açıklamalarda da bulunan Doç.Dr. Mücella Erdalkıran Şanlıurfa’nın çok önemli arkeolojik değerlere sahip olduğunun altını çizdi.

Kaynak: GAPGündemi / Deniz KIRVAR