Dostlar gelin sizlerle bir tarih yolculuğuna çıkalım. Yok, yok yazının sonunda yazılı yapmayacağım. He valla. Canınızı da sıkmayacağım, sadece günlük olaylara bir hatırlatma yapacağım. Zaten tarih biliminin asıl amacı da geçmişten ders almaktır. Peki, hangimiz bunu yapıyoruz? Hiç birimiz…
18.-19. Yüzyıllar. Avrupa sanayileşmekte. Sanayileşmenin en önemli adımı fabrikalarda işlenecek hammadde ve imalat sonunda bunları satacak pazaryerleri. Avrupa bunun kolayını bulur ve dünyanın en uzak bölgeleri dahi işgal ederek sömürgeleştirilir. 1850'li yıllarda şehir devletlerinden milli devlete dönüşen Almanya ve İtalya bu yarışta geri kalınca zayıf durumdaki Osmanlı Devletini sömürgeleştirmek isterler. İtalya Osmanlı toprağı olan Trablusgarp'ı bir bahaneyle işgal eder.

Almanya ise sinsi bir politika izler. Alman yöneticiler ekonomik ve askeri yönden geri kalan Osmanlıya bir dost gibi yanaşıp yardım teklifi yaparlar. Dönek ve kaypak siyaset uygulayan İngiliz ve Fransız keferesine güvenmeyen Osmanlı bu teklifi sevinçle kabul eder. Öyle ya teklife göre Alman sermayesi topraklarına akacak, şirketler, fabrikalar kurulacak ve ekonomi düzelecek.

Bakın burada can alıcı ve en önemli teklif nedir biliyor musunuz? Osmanlı hacıları o dönemde mübarek beldelere giderken büyük sıkıntı çekmekte ve gidiş geliş 6-24 ay sürmektedir. Alman imparatoru bütün Müslümanların koruyucu rolüne sığınarak İstanbul'dan Hicaz ve Bağdat'a ücretsiz demiryolu yapılması teklifinde bulunur. Evet evet hiçbir para talep etmezler. Sadece küçük bir ricaları vardır. Demiryolu hattının her iki tarafında 50 kilometrelik alandaki madenlerin işletme hakkını rica ederler. Diyeceksiniz ki o kadarı da olsun, adamlar bir sürü masraf yapacaklar. Dostlar dostlar kazın ayağı öyle değil işte. Bendeniz 1992-1994 yıllarında Orta Anadolu'daki demiryolu hattında çalıştım. Hat öyle yerlerden geçiyor ki ne insan yaşıyor ne de hayvan otluyor. Dağların arasında insanların yaşamadığı bir sürü yere demiryolu rayları döşenmiş. Tabii ki yakınlarında değerli madenler var.

Hadi diyeceksiniz bunda ne var. Elin adamı yıllar sonrasını düşünüyor. Biliyor ki bir zaman sonra dünya savaşı çıkacak, ülkesi için bu madenlere ihtiyaç var. En önemlisi Ortadoğu petrolleri de bu demiryolu aracılığı ile Almanya'ya taşınacak. Nasılsa beleş. Yol kardeşim yol, iyi bir kaz bulmuşsun. Hani dost kazığı derler ya alın size alası. Dost görünüp insanı öpmenin en güzel örneği…..

Gelelim günümüze dostlar. Diyeceksiniz ki o geçmişte kaldı, Almanlarla aramız iyi, binlerce insanımız bu ülkede çalışıyor, bak NATO'da bizim müttefikimiz… falan filan. Geç efendi geç bunları. Bakın size bir örnek vereyim. 12 Eylül öncesi Emniyet müdürlüğü yapan Mehmet Ağar'ın bir sözünü unutmayın "Biz sol örgütlerin arkasında Komünist Sovyetler Birliğinin olduğunu sanırdık. Ama ele geçirilen belgelere bakınca bu örgütlerin başta Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa devletleri tarafından desteklendiğini gördük" Alın size başka bir dost kazığı daha. Hani bunlar NATO'da biz Sovyetlere karşı koruyordu. Anladınız mı canlar.
1990'lı yıllarda birleşen Almanya şu an Avrupa'nın en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi. Hızla sanayileşen Almanya'nın yeni pazarlara ihtiyacı var. Burada karşısındaki en büyük engel Türkiye'dir. Ülkemiz son yıllarda hızlıca sanayileşmiş, ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü kendi üretir hale gelmiş, hatta dışarıya teknoloji ihraç hale gelmiştir. Türkiye'nin Almanya'dan yaptığı dış alımlar sürekli olarak azalmakta, aksine bizim ihracatımız artmaktadır.

Yakın tarihte ülkemizdeki bazı suikastlarda, faili meçhullerde, Gezi park ve Paralel yapı olaylarında bile atamız Kanuni'nin azılı düşmanı Alaman keferesinin olduğunu biliyor musunuz? Almanya Osmanlı'nın mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyetinin önlenemez yükselişini durdurmak için gizli faaliyetlere girmiştir. Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesinin engellemeye çalışmakta. Bu olayı açığa çıkaran bazı yazarlarımıza(Hablemitoğlu ve diğerleri) karşı suikastler düzenlediği gibi Alman istihbaratı için çalışan Konrad Vakfı gibi kuruluşlar maalesef ana muhalefet partimizin de içinde olduğu bir çok kuruma çeşitli bağışlar yapmıştır. Tabii babasının hayrına değil. Konuyla ilgili maalesef yargı düzeyinde hiçbir şey yapılamamıştır. Gezi Park olaylarına destek veren Doğan Medya grubunun ortağı kimdir? Bu konuyu da siz araştırın be dostlar. Hepsini ben yazacak değilim, benden bu hafta bu kadar. Gerisini siz araştırın ve düşünün dostlar. Allaha emanet olun.