Hayattaki en önemli duygulardan biri 'Güven' duygusudur. İnsan güven duymadığı bir ortamda bulunmak istemez. Güven duymadığı bir yolculuğa çıkmaz. Güven duymadığı bir işe kalkışmaz veya güven duymadığı biri ile yakınlık kurmaz.
**
Ancak günümüzde, özellikle kapitalist sistemin yozlaştırdığı insani ilişkilerde 'Güven duygusu' oldukça geri planda. İnsanların güvenmediği insanlarla hayatlarını birleştirdiğine şahit oluyoruz. Özellikle ticaret hayatında karşılaştığımız örnekler, bazen acı tablolara sebebiyet verebiliyor. İnsanlar güven duymadıkları insanlarla, iş ortaklığı kurabiliyorlar.
**
İnsanlar daha çok kazanmak uğruna yanlış adımlar atabiliyor. Güven duygusunun olmazsa olmazlıktan çıkmasını bu şekilde yorumlamak doğru olabilir mi? Bilmiyorum. Yoksa insan elindeki avcundaki birikimini nasıl riske eder? Zihniyeti bozuk insanlarla nasıl iş tutabilir?
**
Konuyla ilgili geçmişten günümüze miras kalan ibretlik sözler var. Bunlardan bazıları, 'Eğri ok, doğru yol almaz, Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim…' Güven duygusu çabucak kurulabilen bir bağ değildir. Zaman gerektirir. Ancak bir insanın güvenini sarstıktan sonra o duyguyu tamir etmek zordur.
**
Çoğu zaman dünyanın bir imtihan mekanı olduğunu unutuyoruz. Bu nedenle hayatımızda pek çok zorlukla, sıkıntıyla karşılaşıyoruz. Bu zorluk ve sıkıntılar bizim benliğimizi şekillendiren durumlardır. Zor yolların genellikle güzel yerlere çıktığını unutmayalım.
**
İnşirah Suresi - 5-8. Ayet-i kerimelerinde yüce Rabbimiz bize; 'Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var. O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul ve yalnız rabbine yönel' diye buyurmakta.
**
Allah; doğru insanlarla yol yürüyen, çıktığı yolda karşılaştığı sıkıntılar sonunda benliğini yitirmeyen kullarını bir başına bırakmaz. Beklentilerimiz, isteklerimiz ve hayallerimiz hiç hesapta olmayan bir zamanda bizlere müjdelenebilir. Yeter ki elimizdeki var olan nimetleri yok saymayalım ve nankörlük etmeyelim.
**
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…