GAPGündemi dijital platformlarında canlı olarak yayımlanan Nusret Yılmaz'ın hazırlayıp sunduğu "İstersen Konuşalım" programının konuğu Gazeteci Mehmet Dikeç oldu.
Dikeç, programda okumanın önemi ile ilgili sorulan soruları cevapladı.
Okumak, erdemli bir harekettir. Okumanın eylem içerisindeki varlığı insana büyük bir değer katar. Allah'ın ilk emri de okudur. Okuduğumuz zaman sadece bilgiyle karşı karşıya değiliz. Allah'ın bize sunduğu bütün nimetleri tanıma ve tarif etme noktasında okuma çok önemlidir. Okumak ile birlikte bilgide kendini hissettirir. Okumayan toplumlar istenildiği gibi yönlendirilir ve iyi kandırılır. Okumayan toplumlar herkes tarafından yönetilir ve yönlendirilir. Okuyan toplum böyle değildir. Okuyan toplum sorgular. Neden, niçin, nasıl? Diye sorarak bu soruların cevaplarını bulur.
"Okumak insana sorumluluk yükler"
İnsan okuduğu kitaplar sayesinde yeni bilgiler öğrendiğine ve bu bilgilerin de kendisine sorumluluk yüklediğine değinen Dikeç, "Okuyan ve yazan insanın bir derdi olmalıdır. Eğer ben okuyorsam bir derdim var onun için okuyorum. Derdim, hayatı tanımaktır. İnsan olarak bu dünyaya neden geldim? İnsanlığa, Rabbime, çevreme ve beni kuşatan öğelere karşı görevim nedir? Öz itibarıyla benim sorumlulukların nelerdir? Okumak insana sorumluluk yükler. Bu sorumlulukla beraber çevresinde olup bitenlere karşı duyarlı olmasını sağlar. İşte bu yüzden okumak önemlidir diyorum." diye konuştu.
"Okuyan insan bilinçli olur ve çevresini tanır"
Okumayan toplumların çevresinde olup bitenlerden net bir şekilde haberdar olamayacağına dikkat çeken Dikeç, "Allahu Teâla, Âdem Aleyhisselam'ı yarattığında İblis'e, Hz.Âdem'e secde etmesini söyler. İblis secde etmez. Nedeni ise bilgili olduğunu zanneder; ama bilgiyi yerinde kullanmadığı için Allah tarafından lanetlenir. Bu anlamda bilgi ve okumanın önemi anlaşılıyor. Bizler de yaşadığımız coğrafyada ve çevrede okuduğumuzu uygulamak zorundayız. Okuyan insan bilinçli olur ve çevresini tanır. Neyi, nasıl yapması gerektiğinin bilincinde olur. Okumayan bir toplumun çevresinde olup bitenlerden bile haberi yoktur." dedi.
"Okumazsak sorumluluklarımızdan haberimiz olmaz"
Okunan kitapların insanlara sorumluluk yüklediğini vurgulayan Dikeç, "Gazze'de olup bitenlerden insanların haberi yok. İnsanlar bilgi sahibi edilmiyor. Sormuyor ve sorgulamıyor. Gazze ile ilgili basın açıklamaları yapılıyor. Basın açıklamalarına camiye gelen vatandaşların yarısı bile katılmıyor. Bu şu anlama geliyor. İnsanlarımızın Gazze'de olup bitenlerden halen haberi yok. Yine okuduğu kitabın kendisine nasıl bir sorumluluk yüklediğinden haberi yok. Allah Kur'an'ı Kerim'de 'Ancak Mü'minler kardeştir' diyor. Bu ayetteki 'Ancak' lafzı ile Mü'minlerin kardeş olması için bir sözleşmeye uyulmasını istiyor. Sözleşmede, birbirinizi koruyacaksınız diyor. 'Kardeşin ihtiyaç duyuyorsa onun yanında olacaksın' diyor. Kur'an'dan haberdar değilsek, bilinçli şekilde kitap okumuyorsak o zaman dinin bize yüklediği sorumluluktan da haberimiz olmaz. Bu sebeple okumayı önemsiyorum." ifadelerini kullandı.
"Gençlere okuma konusunda örnek olalım"
Yetişkin bireylerin gençlere okuma konusunda örnek olması gerektiğini ifade eden Dikeç, "Son dönemde gençlerin okumadan tamamen soğuduğunu görüyoruz. Biz yetişkin bireyler olarak gençlere okuma konusunda örneklik teşkil edebiliyor muyuz? Bu konuda onlara çözüm üretebiliyor muyuz? Gençlerin kitap okuması için onure edebiliyor muyuz? Onlara kitap hediye ediyor muyuz? Gençlerin okuma ile barışık olmaları için gerekli ortamları hazırlayabiliyor muyuz? Bunları yapmıyoruz sonra da diyoruz ki 'gençler okumuyor.' Yetişkin bireyler olarak çocuklarımızın okumaları noktasında gereken hassasiyeti göstermiyoruz. En önemlisi gençlerin okumaları için zemin hazırlamıyoruz. Gençlerin yeni dünyayı tanıyabilmesi için hangi eserleri okumaları konusunda çaba sarf etmiyoruz." şeklinde konuştu.