'Ey Rabbim! Bana hikmet ver ve beni salihler zümresine kat! Benden sonra geleceklerin beni hayırla anmaların sağla.' (Şuara: 83-84)

Takvim yaparakları 1814 yıllarından sonrasını göstermektedir. Urfa yine sıcak ve sıcaktan insanların kendisini serin yerlere atması artık fitrileşmiştir. Ve Urfalılar bir gram gölgeden bile meded umduğu şu zamanlarda Dede Osman Avni Hazretleri Dergah Camiinin yanındaki ufacık hücresinde irşat vazifesine devam ediyordu. Baba Nahsan daha gencecik bir derviştir, dünyadan bihaberdir ve etrafındaki ışıktan gözleri kamaşmaktadır. Dede Osman Avni Hazretleri ve Baba Nahsan arasında şöyle bir olay vukû bulur. Baba Nahsan, Dede Osman Avni Hazretlerine şöyle der:

-Baba sen hiç Hızır (as) gördün mü?

O da tebessüm ederek genç adama anlamlı anlamlı bakar. Daha aradan birkaç gün geçmemişti ki, yine Urfa'nın sıcaktan kavrulduğu, herkesin bir gram gölgeden meded umduğu bir zaman yaşanıyordu. Ve sufiler, müritler ve dervişanlar öğlen namazının hazırlığı için Dergah Camiinin avlusunun içinden akan ufak dereden abdest almaya hazırlanıyorlardı. Dede, oğul biz de abdest alıyorduk salaha ermek için. Derken yaşlı bir adam geldi.

-Selamüaleyküm ve rahmatullahi aleyh, dedi.

-Ve aleyküm selam, dedi Dedem.

-Ve tam da ikimizin arasında abdest almaya başladı.

Sonrasında Dede Osman Avni Hazretleri olan Dedemle sohbet etmeye başladı. Dedem ona:

'Öğle Namazını nerede kılacaksın'dedi.

O anda müezzinin ruhani, gevrek ve yanık sesi Allahü Akbar, Allahü Akbar nidaları tüm Halilü'r-Rahmanı kapladı. O yaşlı, nur yüzlü adam Dedeme samimi bir şekilde şöyle cevap verdi.

-Kısmetse Kabe'de kılacağım, dedi.

Ben de ihtiyara kızarak şöyle bakış fırlattım. Deli midir nedir? Diye tam da düşünürken, Dedem efendiye sırf nazeketsizlik olmasın ve Dedemin değer verdiği birisine hürmetsizlik ona yapılan hürmetsizlik olur diyerek düşündüm ve abdestimi aldıktan sonra ayaklarım beni Makam-ı İbrahime doğru sürükledi. Öğle namazını hûşû içinde eda ettikten sonra aklıma hep yaşlı, nur yüzlü amcanın sözleri geliyordu.

-Kısmet olursa Kabe'de kılacağım. Bu sözler kafamda tekrarlanıyordu. Namaz bitmişti, Urfalılar güneşşin yakıcılığından kaçmak için evlerine ve işyerlerine hızlı adımlarla giderken bende Dedemin yanına gittim ve baktım ki Dede Osman Avni Hazretleri elindeki çayını yavaş yavaş yudumlarken buldum. Dalgın ve düşünceli olduğumu görünce bana güzel bir bakış fırlatarak şöyle dedi.

-Yav Nahsan sen benden geçen Hızır'ı sormuştun değil mi?

-Evet , dedim saygıyla.

Biraz evvel abdest alırken o aramızda gelip abdest alan nur yüzlü yaşlıyı hatırlıyor musun?

-İşte O Hızır'dı(as) dedi. Ben de şaşkınlıkla ve sitemkarane bir şekilde neden beni uyarmadın, dedim. Uyarsaydın hayır duasını alırdım diye hayıflandım. O da uyardım; ama sen farkına varmadın, dedi. Nahsan Baba daha o zamanlar 20-25 yaşları arasında bir delikanlıydı…!!! Dede Osman Avni Hazretlerinin hayatı ve menkıbelerine devam edeceğiz.

Selam ve saygılarımla…!!!