Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu hafta Cuma hutbesinde Suriye'de yaşanan son gelişmelere dolaylı olarak değinilerek Mekke'nin Fethi anlatıldı.

Hutbede Hicretin sekizinci yılında, İslam ordusunun Mekke'yi fethetmesinin tarihî bir dönüm noktası olduğu vurgulandı.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), Mekke'ye girdiğinde Kâbe'yi tavaf ederek, Rabbine hamdederek dua etti ve Kâbe'nin merdivenlerine çıkarak "Hamd, Mekke'nin fethine dair vaadini yerine getiren, kuluna yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan Allah'a mahsustur" dedi.

Mekke halkı, Kâbe’nin etrafında toplanmış, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in vereceği kararı bekliyordu. Rahmet Elçisi (s.a.s), onlara karşı şefkat ve merhamet göstererek, “Bugün size kınama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhametlilerin en merhametlisidir” diyerek, geçmişteki düşmanlıkları affetti ve Mekke halkına özgürlük tanıdı.

Mekke’nin fethi, her zorluktan sonra gelen kolaylığın, her sıkıntının ardından ferahlığın ve her hüznün peşinden sevincin olduğunu öğreten bir zaferdi. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ve ashabı, gönülleri fethederek, sadece Mekke'yi değil, insanlığın gönüllerini de kazandılar. Bu olay, zulmün her zaman son bulduğunu, hakkın ve adaletin mutlaka galip geleceğini bizlere hatırlatmaktadır.

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in vefatından sonra da zulme karşı hak ve hakikat mücadelesi veren ecdadımız, mazlumların yanında durarak, zulme karşı dimdik ayakta durdu. Hutbede, mazlumların duasını almanın, zalimlere karşı durmanın önemine vurgu yapıldı.

Mekke’nin fethinin ardından, bugünkü Müslümanlara düşen görev, tıpkı o günkü gibi birbirimize kenetlenmek, kardeşlik hukukunu gözetmek ve mazlumların yanında yer almak olmalıdır. Fitne ve fesadın aramıza girmesine engel olmak için uyanık olmalıyız. Bu, ancak Kur’an ve sünnetin ışığında, adalet ve merhametle mümkündür.

Hutbe, Nasr sûresiyle sona erdi: "Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde; insanların bölük bölük Allah’ın dinine girdiğini gördüğünde, Rabbine hamdederek O’nu tesbih et ve O’ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir."

Kaynak: İshak Polat