'Coğrafya Kaderdir' der İbn-i Haldun. Coğrafi özelliklerin, medeniyetlerin, milletlerin asabiyetlerinin, suyun, sıcaklık ve soğuğun insan üzerinde yarattığı etkiler, insan sirkülasyonunu ve kaderini etkilediği bilinen bir gerçektir. Bu, aynı zamanda bilimsel bir tezdir de.
İbn-i Haldun, bu sözün açılımını yaparken, yeryüzünü coğrafik özelliklere yani iklimlere göre ayırıyor ve iklimlerin insan üzerindeki etkilerini, medeniyetlerin oluşum sürecini buradan hareketle açıklıyor. Özellikle peygamberlerin yeryüzünün kuzey ve güneyine değil de niçin Ortadoğu'ya geldiklerine dair bir soru işareti bırakarak, bir bakıma Ortadoğu'nun insanlık gelişimi için önemine vurgu yapıyor.
Hakikaten Ortadoğu, neredeyse insanlıkla aynı yaşta. İnsanlığın da buradan dünyanın diğer taraflarına yayılması tesadüfî değildir. İnsanlığın birbirinden ayrışması, kavim ve dillere ayrılması da yine buradan yayıldığı sonucuna varırsak, Ortadoğu'yu ve önemini de anlayabiliriz… Niçin peygamberlerin buraya geldiğini de sanırım daha iyi anlayabiliriz kanaatindeyim. Buna birde bu bölgenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini de işin içine katarsak şayet, burada kavgaların niçin eksilmediğini de anlamak mümkün olacak.
Bundan ötürü İbn-i Haldun'un bu görüşü, çok yerinde bir tespittir. Çünkü insan ve toplumlar, kendi seçimleri ile değil, kaderin onlara biçtiği seçim sonucu renk, dil, mekan edinirler. Zenci olmak, sarı olmak; Kürt olmak, Türk olmak; Asyalı olmak, Afrikalı olmak; kız veya erkek olmak; şu aileden veya bu aileden olmak insanın elinde olmayan bir hakikattir. O halde, bu hakikate rağmen insanları sınıflara ayırmak, haklarını gasp etmek, hatta onları bulunduğu hal üzerinde aşağılamak ve kendilerini üstün (ırk) görmek, 'yaratılış' realitesine kafa tutmaktır, bu hakikati görmezlikten gelmektir.
Ama maalesef, bu hakikat gün gibi aşikar olmasına rağmen, yine de insan bu hakikati görmezden gelir ve kendi bildiğini okuyarak 'üstünlük' taslamaya devam eder. Diğer insanlarla 'eşit' olduğu gerçeğini görmezden gelir ve her tür zulmü yapmaya devam eder.
Kıymetli dostum Misbah Hicri'nin yeni kitabı 'Coğrafya Kaderdir', bu hakikate parmak basmakla birlikte, Ortadoğu'nun tam ortasında yer alan ve buranın esas halkından olan Kürtler ve Kürt realitesi hakkında yazmış. Kitap, 2018 yılının henüz başlarında Kent Yayınları arasında çıktı. Kitapta yer alan yazılar, çeşitli tarihlerde gazete ve dergilere yer alan yazılardan oluşuyor ve bu yazılar aynı zamanda, yukarıdaki gerçeği de hatırlatmakta.
Kitapta yer alan yazılar, yukarda da değinildiği gibi coğrafyanın zorunlu kıldığı etmenlerden dolayı Ortadoğu'nun esas halkından olan Kürtler'i konu edinmekte. Misbah Hicri sosyolojik ve politik açıdan önemli değerlendirmelerde bulunmakta, Kürt realitesi konusunda önemli mücadeleler vermiş olan siyasetçi ve sanatçıları, yazar ve din adamlarının mücadeleleri hakkında yazmış. Onların yaşamını, bu konudaki mücadele biçimini ve tecrübelerini aktarıyor.