Peygamber Efendimiz, bir gün kızı Hazreti Fatıma'ya, 'Falan mahalledeki falan kadın cennetliktir' buyurdu. Hz. Fatıma validemiz bu kadını merak ederek ziyaret etmek istedi. Kadının evine gitti, kapısını çaldı, İçeriden ihtiyar bir kadın,, 'Kim o?' diye seslendi. Hazreti Fatıma validemiz kendini tanıttı…

Kadın: - Efendim, maalesef sizi içeri alamayacağım. Akşam kocam gelince ondan izin alayım, yarın buyurun, dedi…

Hz. Fatıma validemiz, eve döndü. Ertesi gün yanına Hz. Hasan'ı da alarak tekrar kadının kapısına gitti, kapıyı çaldı.

Kadın: 'Efendim! Kocamdan sadece sizin için izin almıştım. Yanınızda çocuğunuz var. Onun için de ayrıca izin almalıyım.' diyerek onları yine kabul etmedi...

Üçüncü gün, bu defa Hz. Hüseyin peşlerine takıldı. Hz. Fatima validemiz iki çocuğuyla tekrar kadının kapısını çaldı…

Kadın bu sefer üç kişi olduklarını görünce; 'kusura bakmayın! Beyimden iki kişi için izin almıştım. üçünüz için izin alayım ondan sonra geliniz' dedi ve özür dileyerek kendilerini yarın beklediğini söyledi...

Dördüncü gün Hz. Fatima yanına Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i alarak tekrar geldiler. Kadın, üçünü de eve almak için kocasından izin almıştı. Hz. Fatima ve çocuklarını eve buyur etti. Hz. Fatima validemiz ile Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin içeriye girip oturdular…

Hazreti Fatıma, kadını görünce şaşırdı ve şöyle dedi;

- Sesiniz dışarıdan yaşlı bir kadın sesi gibiydi. Oysa çok genç ve güzelsiniz. Bakıyorum sesiniz de yaşlı gibi değil. Niçin kapıdan yaşlı sesi ile sesleniyordunuz?

Kadın; - 'Sesimi bir erkek duyar da, kalbinden kötü şeyler geçirebilir. Onun için kapıdan seslenenlerle bir ihtiyar gibi konuşurum!..' dedi. Hazreti Fatıma, kadından bu sözleri duyunca o güzel muştuyu verdi:

- Sana müjdeler olsun ey saliha kadın! Kocanın rızasını gözettiğin için Resulullah (s.a.v.) senin cennetlik olduğunu haber verdi…

Günümüzde bu hassasiyeti gözeten kaç kadın vardır acaba?.. Hatta bunun tersine döndüğünü söylesem yanlış olmaz umarım. Yani Hanımının izni olmadan eve misafir kabul edebilen kaç erkek vardır?…

Anti-parantez şunu da ifade edeyim ki, eskiden iletişim araçları yoktu veya yaygın değildi. Misafirler genellikle çat kapı gelirlerdi. Günümüzde hemen herkeste cep telefonu var. Artık habersiz kimse kimseye gitmemektedir…

Aslında misafir kabul etmede, eşlerin birbirilerinden haberdar olması gereklidir. Kadın kocasından, koca da karısından habersiz misafir kabul ettiğinde, aile zor durumda kalabilir... En doğrusu; ailenin her daim misafire hazırlıklı olmasıdır. Zira Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) birçok hadis-i şeriflerinde misafir ile ilgili uyarılarda bulunur. Bir hadisinde; 'Misafirini ağırlamayanda hayır yoktur.' Başka bir hadiste; .'Misafir olan evde hayır ve bereket olur. Misafirin bulunduğu eve hayır, bıçağın devenin hörgücüne ulaşmasından daha çabuk ulaşır.' buyurmuştur…

Başka bir örnek verecek olursak; Hz. İbrahim, misafirsiz yemek yemezmiş. Yemeğe oturmak için mutlaka misafirinin gelmesini beklermiş.

Bu misafirperverliği ve cömertliği ile 'Halilullah' yani Allah'ın dostu lakabını almıştır. Allah c.c. bizleri Misafirin Hayır ve Bereketinden mahrum etmesin…