İshak Polat’ın hazırlayıp bunduğu “Yaşamın İçinden” programının yayın konuğu olan İş Kadını- Turizmci Sezin İlhan Çalışkan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınların karşılaştığı zorluklara ve iş hayatına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gazetemizin dijital platformlarında da canlı olarak yayınlanan “Yaşamın İçinden” programına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özel yayın konuğu olan URHAY Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Sezin İlhan Çalışkan, iş ve sosyal hayatta kadın emeğinin önemine ve kadınların yaşadıkları sıkıntılara yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

Şanlıurfa’yı tanıtma çabam Turizm sektörüne adım atmama vesile oldu

Programa kendisin tanıtarak başlayan Sezin İlhan Çalışkan 15 yıldır Turizm Sektörünün içerisinde faaliyet yürüttüğünü belirterek; “Turizm sektörü aslında benim planladığım bir kariyer planlamam da yoktu açıkçası. Üniversiteye gittiğimde işletme eğitimi almaya başladım ama henüz sektör seçimi yapmamıştım. Yani mezun olduğumda hangi sektöre yönelik başladım? Böyle bir çalışma yaparım kısmını planlamamıştım açıkçası. Turizm sektörü önümde nasıl açıldı? Gittiğim şehirde insanların Şanlıurfa'ya yönelik bir takım yaklaşımları, soruları gerçekten beni çok endişelendirmişti.

Şanlıurfa'yla ilgili çok yanlış bir algı yaşadığım, üniversite okuduğum o şehirde vardı. Ve başka şehirlerden gelen öğrencilerde de aynı tutum olunca kendimce bir karar aldım. Ve ara tatilde memlekete döndüğümde Şanlıurfa'yla ilgili bir takım çekimler yaptım. Kendi gözümden fotoğraflayıp gidip okulumda bir sunum yaptım herkese Şanlıurfa'yla ilgili. Tabii bundan çok güzel dönüşler aldım ve ben her Şanlıurfa'ya döndüğümde yanımda bir misafir grubuyla dönüyordum.

Gezmek, görmek, şehri keşfetmek isteyenlerle. Farkında olmadan bir turizm aktivitesi yapmış oldum. Yani daha sonra da gerçekten bunu devam ettirmek istedim ve kararımı turizmden yana verdim daha okul okurken. Bu şekilde bir planlama yaptım. Üniversiteden mezun olduktan hemen sonra. Bir seyahat Acentasında  önce staj olarak daha sonra da işte iş deneyimi devam ettirerek uzun yıllar çalıştım. Yaklaşık işte 7 yıldır da kendi seyahat Acentamı işletiyorum. Sektördeyim. Hem ticari bir faaliyet yürütüyorum hem de turizm gönüllüsü olarak şehir tanıtımına hala bazı projeleri destekleyerek katkı sağlamaya çalışıyorum” diyerek İş hayatına ve Turizm sektörüne nalı başladığını anlattı.  

Kadınlar iş hayatında mobbing ve ücret adaletsizliği ile karşı karşıya

 Tam da bugün de daha çok zorluklarından bahsetmeliyiz. Tabii ki artık günümüzde birçok şey çok daha kolaylaştı. Yani bunu nasıl söyleyebiliriz? Hiçbir şey kadınlar için dünkü kadar zor değil ama bugün görünen kadar da kolay değil gibi bir cümleyle bunu özetleyebiliriz. Benim de sektörde işte 15 yıllık bir deneyimim var. Ve yaşadığım zorlukların birçoğu, gerçekten  Bunların sadece şehrimize, bölgemize özgü olduğunu da düşünmüyorum aslında. Önemli başlıklar çıkıyor kadınların sorunları olarak. Bir, aile içi şiddet ve zorbalık. İki, çalışma hayatından yoksun bırakılması kadınların. Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi. Sosyal ve kültürel bir baskıya maruz kalmaları. Ayrıca iş hayatında, burası çok önemli. Mobbing, ayrımcılık ve gelir adaletsizliği. Bu başlıklar çok öne çıkıyor. Bunlar gerçekten kadınların bu sosyoekonomik sistemde olabilmesinin önünde çok büyük engeller” diyerek kadınlara yönelik ayrımcılığın ve mobbingin önlenmesi için atılması gereken adımlara vurgu yaptı.

Şanlıurfa'ya baktığımızda Türkiye'nin en genç nüfusuna sahip bir il. Bu özelliğiyle ön plana çıkıyor ve Urfa'da gerçekten bu nüfusun büyük bir bölümünü de genç kızlar, kadınlar oluşturuyor. Geçen yılki verilere bakarsak 4 bin kadın işletmeci var Şanlıurfa'da. Ama bu 4 bin kadın işletmecinin şirketlerinin hepsi aktif değil. Yani sayı daha da azalıyor diyebiliriz. 2 milyonu aşmış bir nüfusta, böyle bir genç nüfus varken bu sayı bana çok az geliyor. Kadınların daha fazla aktif olduğu turizmde, özellikle bizim çok güçlü bir kalemimiz var. Turizm, ticaret ve tarımda Şanlıurfa önemli bir noktada.

Genç nüfusun gerçekten entegre edilmesi gerekiyor yani sosyo-ekonomik yapıya kazandırılması gerekiyor. Ve dediğiniz gibi artık Şanlıurfa'da kadınlar iş hayatının içindeler, tarımdalar, traktör kullanıyorlar, tarım için çok önemli katkılar sağlıyorlar. Turizmdeler, her alanda varız. Daha da güçlenmek, daha da gelişmek istiyoruz. Bu program vesilesiyle de böyle temennilerimizi dile getirelim. Memleketimizde özellikle el sanatları, el işçiliği artık gittikçe sekteye uğruyor ve geri planda kalıyor, çok zayıflıyor” diyerek Şanlıurfa’da ilgi kurumların kadınlara yönelik daha çok adım atması gerektiğini belirtti.

Deneyim atölyelerinin, kursların ve etkinliklerin arttırılması gerekiyor

Böyle bir kadın nüfusu ve böyle bir genç nüfus varken bunlarla ilgili gerçekten özellikle kamu kurumlarına çağrıda bulunalım. Deneyim atölyeleri, çok zayıfız bu konuda. El işçiliği, el sanatlarını geliştirebilecek deneyim atölyelerine ihtiyacımız var. Orada binlerce kişi kendine istihdam alanı yaratıyor. Yani biz bugün, kendi sektörümden örnek vermek istiyorum. Yerli yabancı turistlere sunabilecek çok az sanatsal el ürünü sunabiliyoruz. Her şey fabrikasyon. Böyle bir eksiklik söz konusuyken bu alanda gerçekten çok yoğunlaşmak gerekiyor. Kadınlara yönelik özellikle el sanatları ve el işçiliği, bu tarz aktivitelerin olabilmesi için gerçekten artık birilerinin bu konuya el atması gerekiyor.

Dediğim gibi en başta bu deneyim atölyeleri, el sanatları ve el işçiliği, bu tarz aktivitelerin olabilmesi için gerçekten artık birilerinin bu konuya el atması gerekiyor. Kadınlara yönelik özellikle el sanatları ve el işçiliği, bu tarz aktiviteleri, bu tarz aktiviteleri, bu tarz aktiviteleri, bu tarz aktiviteleri çok önemli. Ben şehir gündemine baktığımda evet bazı kurum kuruluşlarda eğitim programları, seminerler yapılıyor ama benim gözlemlediğim kadarıyla çok da hedefine varan şeyler değil” diyerek Şanlıurfa’da kadınlara yönelik çalışmaların yetersiz olduğun altını çizdi.

Devlet desteklerinin doğru anlatılması lazım

Destekler gerçekten fazlasıyla mevcut. Ticaret Bakanlığı'nın, KOSGEB'in, diğer ajansların sürekli hibe şeyleri oluyor, projeleri oluyor. Ama şöyle bir sıkıntımız var. Yani ben olayı şöyle düşünüyorum. Nasıl ki Türkiye'ye ele alalım. Bölgesel olarak baktığınızda işte coğrafi özellikleri, iklim özellikleri, kültürel özellikleri, her şey çok farklı. Ama bu teşvik programların da paket olarak böyle bölgelere hatta daha da küçültebilirsek şehirlere, kırsala özel hale gelmesi gerekiyor. Ben Şanlıurfa'da bir eğitim, seminer programına katıldım mesela. Çok yoğun bir katılım vardı. Çok mutlu oldum. Seminer dış ticaret, pazarlama özelliği. Bir sürü kadın var. Ve ben de sağlık turizminden dolayı bir hizmet ihracatçısıyım. O seminerde bu sebeple bulundum. Bir anda çok mutlu oldum. Dedim ki bu kadar ihracatçı adayı mı var acaba? Yani sevindim. Yani hangi amaçlarla buradalar diye merak ettim. Ve seminer arasında sohbetlerde bulundum. Herkese de sordum. Erişebildiğim kişilere. Bu eğitim programına katılmaktaki, amacınız hangi sektörü baz olarak, yani neyi hedefleyerek buradasınız diye sorduğumda tamamen davete icabet ettiklerini, eğitim programıyla ilgili bir hedefleri olmadıklarını dile getirdiler.

Ve bakın orada bir seminer yapılıyor. Bir ekip var. Eğitim veriyor. Ama bizim dış ticaret ve pazarlamadan önce gerçekten kadınların daha böyle iş hayatına atılabilmeleri için basit adımlarla, şirket kurulumundan tutun da daha diğer birçok bilgilere yönelik bu teşvik programlarını anlatan, bunları basit bir şekilde kadınlara entegre eden projelere ihtiyacımız var. Bunlar da bölgeleri özelleştirilmeli. Bizim bölgemizin farklı ihtiyaçları var” dedi.

Çalışma hayatında en büyük desteği Eşinden ve ailesinden aldığını belirten Sezin İlhan Çalışkan genç kızlara da tavsiyede bulunarak eğitimin önemli olduğunu ve genç kızlarını eğitimlerini mutlaka tamamlamaları gerektini de dile getirdi.

GAPGündemi / Tuğba Polat

Kaynak: GAPGündemi / Tuğba POLAT