15 Temmuz darbe ve Türkiye'yi işgal hareketinin sağıcısı, solcusu, AK Partilisi, MHP'lisi, CHP'lisi, dindarı, laiki, açığı, kapalısı velhasıl toplumun her inanç ve siyasi görüş tabakasından milletin ta kendisinin tankların önüne yatarak iradesine sahip çıkması neticesinde akamete uğratıldı. Şimdi herkes FETÖ/PDY'nin nasıl olurda devletin iliklerine bu kadar sızdığını sorup duruyor.

Cevabı aslında çok basit ve bunun şifreleri de bizim bir çocuk oyunumuzun içersinde gizli.

Hani çocukluğumuzda bizi eğlendirmek için, bizim ise çocuklarımızı eğlendirmek için yaptığımız; bu tutmuş, bu kesmiş, bu pişirmiş, bu yemiş bu da hani bana, hani bana demiş oyunu var ya! İşte FETÖ/PDY'nin organizasyon şifresi burada gizli. FETÖ/PDY'de bundan hareketle taa 30-40 yıl önce ve hatta, rivayete göre 50 yıl önce yola koyulmuş. (Pardon! Yola salınmış)

İşte bu şifreden yola çıkan ve kafasına Türkiye'yi CIA adına işgal edip Amerika'ya teslim etmeyi koyan FETÖ/PDY, hizmetinde olduğu güçlerin desteği ile güçlü bir yapı oluşturup adeta iğne ile kazarak devlet sistemi içersinde bir çok mevzii elde etti.

Peki kimse fark etmedi mi bu yapıyı derseniz? Evet gerek rahmetli Erbakan Hoca, dün karanlıkta kalan ama bugün neden bir suikasta kurban gittiği artık gün yüzüne çıkmaya başlayan Necip Hablemitoğlu, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ gibi isimler ve bunun yanı sıra bir çok siyasi, bürokrat bu yapının gerçek amacını hissetti ve dillendirdi.

Peki ne oldu? Türkiye'deki gücünü artırmak ve sağlamlaştırmak isteyen FETÖ/PDY çocukluğumuzun oyunundaki gibi yargı, polis, medya gibi hayati devlet organlarındaki elemanları vasıtası ile bu insanlara kumpas kurarak ekarte etti. Kendisine tehdit oluşturacak, kendilerini tasfiye edecek bilumum insanları görevi ve makamı ne olursa olsun etkisiz hale getirdi.

İşte çocukluğumuzun oyunu burada devreye girdi. Bu tasfiye ve kumpas hareketlerinde birileri bunu planladı, birileri bunlara suç üretti, birileri zaafı olanları videoya aldı, birisi bunları tutukladı, birileri yargıladı, birileri de medya yolu ile itibarsızlaştırdı. Örgüt bu noktadan hareketle önünde siyasetçisinden bürokratına, gazetecisinden iş adamına kendilerine itaat etmeyen kim varsa silip süpürdü, bertaraf etti. . Birde amacına ulaşmak için içki içmenin, bikini giymenin vb. helal olduğu fetvasını alan,; Allah, Peygamber, İslam gibi bu toplumun en alakasız insanın bile duyduğu zaman şöyle bir kendine çeki düzen verdiği kutsalları kullanan bu haşhaşilerin tırmanış ve kök salma hikayesi burada yatıyor.

FETÖ/PDY'nin küçük bir laboratuvarıı olan Urfa'ya bir bakın. Son 15-20 yılda siyasetten, iş dünyasına, kimler cilalandı, kimler topluma empoze edildi. Kimlere çamur atıldı, kimlere kumpas kuruldu. Ve bütün bunlar hangi örgüt üyesi hakim,savcı, polis tarafından gerçekleştirildi hangi medya tarafından bu insanlara çamur atıldı ve itibarsızlaştırıldı. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Urfa'da da bu örgütün mağdur ettiği insanlar ortaya çıkıp konuşmalıdır ve hakkını aramalıdır. Çünkü bu kendilerinden ziyade çocuklarımız ve torunlarımız için bir namus borcudur.

Şimdi hani bana hani banacılar kim? diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim. FETÖ/PDY'nin içindeki hani bana hani banacılar da örgütü bilip te onun ekonomik, siyasi, bürokratik gücünden faydalanmak isteyen ama bugün örgütün gerçek yüzü ortaya çıkınca devletin adalet pençesinin enselerine yapışacağını hissederek meydanlarda en çok FETÖ'ye küfredip aklanma selfileri çeken her devrin adamı, ikiyüzlü, riyakar, münafık güruhtur.

Kalın sağlıcakla..