Öküzün trene baktığı gibi
Etrafı gözlemler kaypak zibidi
Bulursa kokuşmuş, bir leş parçası
Hamle yapar saldırır, kurtlar gibi.

Kadri hiç kalmadı pir-i faninin
Şimdi itibar puştun, söz caninin
Ahlar mı çeksem, vahlar mı desem ne?
Lakin boş, düşmez gücü hainin.

Nemelâzımcı tavır çöküş yaptı.
İstikamet bozuldu, yollar saptı.
Tak etti cana, aşırı rehavet
Ortam umutları, sahada yaktı.

Babana dahi güvenme dediler
Böyle; güven ortamını sildiler.
Amaç; asla üzüm yemek değildi
Bir taşla iki kuş vurmaktı, vurdular.

Kime baksan maşaallah, âllâme
O bilir, sen bir kelime söyleme
''Verir laf ile aleme nizamat''
Hayırda zerre miskal geçmez eyleme

Toprak ile ilişkimiz kesilince
Oh kurtulduk dedik, güldük delice
Oysaki tam tersi ile zuhur etmiş
Hâlâ övünüyoruz hep cahilce.

Müsrifin ikiz kardeşidir kezzâb
Şekil insan ama, öz çirkin azab
Üstlendiği rol Bekri Mustafa'nın rolü
Oynamada tam kör çakılı kasap

Toprak damlılarla gitti hamiyet
Arş-ı Âlâya çekildi keyfiyet
Şimdi kuru ve soğuk esen bir yelle
Sarmış her tarafı mahrumiyet

Yerli olanı biz göçe zorladık
Tarih şahit ki büyük hata yaptık
Dönüp bakmadı hiç giden değerler
Ahmağın aklıyla işi kapattık

Kalpler arası bağlar tam kopmuş
Haksızlık revaçta, hakikat susmuş
Ehli sürünün zehabına karşın
Arif olanlar bilir ki ne olmuş