Gündemler değişken olsa da Ülkemizde güzel gelişmelerde oluyor. Ülkelerin en küçüğü ailedir. Ailede bile iyi kötü haller olduğu gibi, Ülkelerde de aile misali iyi kötü davranışlar olabilir. 24 Temmuzda Milletçe sevinçli bir gün yaşadık. O gün 86 Yıllık bir hasretin bitişidir. Çünkü zincirler kırılmış, Ayasofya özgürlüğüne kavuşmuştur. İlk Cuma Namazı 350,0000 Müslüman'la eda edilmiştir. fiziken orada olmasak bile ekranlardan manevi hazzı aldık. Öz yurdunda garip olmak ne zamana kadar olacaktı. Günü geldi bu kutlu mekanın açılışı Sayın başkana nasip oldu. Açılması için geçmişte siyasi liderler seçim zamanlarında çok sözler verdiler ama başaramadılar yada iç ve dış baskılara karşı cesaret edip açamadılar. Sayın Başkan böyle bir söz vermemesine gayri Müslimlerin baskılarına boyun eğmeyerek, her zaman olduğu gibi dik durarak ata yadigarı olan şaheser mabedi gururla açtı… Her şeye rağmen kim emek vermişse Ümmet adına Allah onlardan sonsuz razı olsun diyorum. Daha kırılmamış çok zincirlerin kırılmasına vesile olmasını diliyorum.

Ayasofya'nın açılışına siyasetin dar çerçevesi ile tüm değil, tekli davetin yapılması, karşı olanlara koz verilmiş ki, iyi bir hareket değildir. Bizi yok etmeye çalışanlar bizde dirilmelidir. Dindarlıkla kindarlık bir arada olmaz. Hele Mabetler tüm siyaset, ideolojiler, Meşreplerin üstünde bir konuma sahiptir. Açılış eksi artlarla dolu olsa da, Ayasofya'nın açılışı Rahmetli ERBAKAN'IN ifadesi ile Hakkın batıla galibiyetidir. Ülke insanımızın ekseriyeti açılışla sevince gark olmuş, İstemezükçüleri de hüsrana uğratmıştır. Ülkemize, Ümmete hayırlı olsun. Bu kör düğüm sorununu çözerken, kör düğümlü çok sorunlarımız var. Ülke insanının birliğe, huzura ihtiyacı vardır. Öncüleri yönetimde olanlar olmalıdır. Ülkemizde işsizlik en büyük sorundur. Diplomalı işsizler ordusu ile Karşı karşıyayız. Üretimle istihdam olmalıdır. Pembe tablolar açlığı, işsizliği, hayat pahalılığını gidermiyor.

Ülkemizde adaletsizlik var. FETÖ belasından çok insan mağdur olmuş, Kanlı darbe girişimi olalı 4 Yıl geçmiş halen taşlar yerine oturmamış. Sapla saman ayıklanmamıştır. Bu durum toplumu çok tedirgin ediyor. Kim suç işlemişse cezasını çeksin, mazlumlarda ayıklansın diye toplumda büyük bir beklenti var. Kadın cinayetleri tüm hızı ile devam ediyor. Çok insan bunun nedeninin İstanbul sözleşmesini gösteriyor. Bu sözleşmeyi onaylayanda mevcut dört partidir. Hiçbir konuda iktidarla muhalefet anlaşmazken, bu talihsiz sözleşmede itirazsız oy birliği ile kabul edilmesi soru işaretleri ile doludur.

Gerçi bu sözleşmenin iptali ile ilgili girişimler var deniliyor inşaAllah iptal edilir. Olumlu bir gelişme her ne suretle olursa olsun kadın cinayetleri insanlık suçu ve caniliktir. Önlemler zaman geçirmeden alınmalıdır. Savunmada sadece kadına hak vermek erkeği savunmasız suçlamak adaletsizliktir. Kadının beyanı esastır ifadesi hiçbir hukukla bağdaşmaz. Bu anlayış kabilecilikte olur.

Ülkemize, Dinimize, örf ve adetlerimize yakışmayan ne kadar madde, sözleşme varsa gözden geçirilmeli ve iptal edilmelidir. Azınlığın ve A.B nin dayatması değil, çoğunluk olan Müslüman halkın sesine kulak verilmelidir. Mesela zinanın suç olmaktan çıkarıldığı gibi, bu yaklaşımlar 90 nı Müslüman olan ülkemize yakışmıyor. Yanlış sözleşme, girişimler insanımıza çok bedeller ödetmiştir. Boşanmalar zirve yapmış, evlilik yaşı otuzların üstüne çıkmıştır. Bir avuç zina sevicileri, nikahsız, çocuksuz anlayışlılarını sevindirmek çoğunluğa hakarettir. Ve Allah'ın emir ve yasaklarına muhalefet etmek, meşru yapmak ise aynı zamanda Allah'a isyandır… Ülkemiz genç nüfusu ile göz kamaştırıyor. Mevcut eğitim dindar nesil yetiştirmekten uzak, eğitim maddeci bakanlıklarda en çok değişen bakan Milli eğitim bakanlığıdır. Pansuman çözümlerle gençliğe bir fayda vermiyor. Bu anlayış ve eğitimle değil dindar nesil insan bile yetişmez. Mezun olmuş, okuyan gençlik ortada gençlik sanal alem sarhoşu, idealsiz, bir gençlik hem ailelere hem de ülkeye bir yüktür.

Haramlar devletçe sanki teşvik ediliyor. Faiz gibi avam diyanet fetva vermiş bankadan kredi almak nerde ise helal ad ediliyor. Milyonlarca insan bankalara borçlu, Milyonlarca kredi kart borcunu ödeyemeyen, icralık olan insanımız var. Faiz dinimizde Allah ve resulüne savaş açmaktır diyor. Faizin azı çoğu fark etmez. Haram olduğu halde bankalar düşük faizle kredi verdi. Başlangıçta sevinç çığlıkları atıldı. Konut, araba yüzde elli zamla zirve yaptı kim karlı kim zararlı, Haramların teşvikinde dindar, desteklediğim sevdiğim iktidar tarafından yapılması benim gibi çok insanı derinden yaralıyor.

Köyden kente dönüşler kesin sınırlandırılmalıdır. Köylü şehirden yumurta ve yoğurt alıyor. Bu tablo ülkemiz için bir felakettir. Hocalarımızda siyasi, meşrebi görüşlerini bir tarafa bırakarak dinin gerçeklerini sansürsüz olarak halka anlatmalı halkı bilgilendirmelidir.

Bir musibet olan Corona'dan Rabbim tüm insanlığı kurtarsın. Kurban bayramı yaklaşıyor Kurban Allah'a yakınlık ise Allah hepimizi amellerimizde Allaha yaklaştırsın. Yalancılara hırsız, arsızlara fırsat vermesin. Şimdiden Kurban bayramınızı tebrik eder, Rabbim kurbanlarımızı dergahı izzetinde kabul eylesin inşaAllah. Allah helal aş, işe bereket versin…

Selamla Kalın Selamette Kalın.