BELSAN Genel Müdürü Habib Arslan, GAPGündemi ekranlarında yayınlanan Urfa’dan Bakış Programı’na telefonla bağlanarak gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. Gazeteciler Mutlu Güneş, Veysel Polat ve Mehmet Şansal’ın sorularını yanıtlayan Arslan; şehrin ulaşım, trafik, altyapı gündemlerini değerlendirirken, seçim sürecinde ayyuka çıkan yolsuzluk iddialarıyla ilgili de bilgi verdi.

Şanlıurfa’nın son 10 yılı Belediyecilik alanında kayıp yıllardır

Sözlerine, Şanlıurfa’nın Ulaşım Master Planını değerlendirerek başlayan BELSAN Genel Müdürü Habib Arslan, “Şimdi yeni bir dönem başladı. Ben Belediyecilikte 2014 ile 2024 yılları arasını kayıp yıllar olarak görüyorum. Bizim zamanımızda 2012 yılında Şanlıurfa için bir Ulaşım Master Planı yapılmıştı. Daha sonra Fakıbaba Dönemi, 2014 yılında bir akamete uğradı.

Fakıbaba ve ekibi bir dönem daha devam etmiş olsaydı, Belediyecilik anlamında kazanımlarımız artardı. Çünkü yetişmiş bir ekip vardı. Maalesef yaşanan o kopma neticesinde bizler uzunca bir süre Şanlıurfa’dan uzak kaldık. Ben 8 yıldır Tarım Bakanlığı’nda olsam da dışarıdan takip edebildiğim kadarıyla bir kopma olduğunu düşünüyorum. Devlette devamlılık esastır. Ortada mevcut bir Ulaşım Master Planı varken bir başka plana girmemek lazım. Maalesef süreç bu şehirde böyle işlemedi” dedi.

Her gelen Başkan bir öncekinin ekibini ve projelerini çöpe atmamalı

Geçtiğimiz yıl yaşanan sel felaketinde vatandaşların hayatını kaybettiği Abide altgeçidi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Arslan, “Çok kötü bir proje uygulandı. Halbuki o dönem Belediye, 3 seviyeli mükemmel bir düzenleme yapılmıştı. Şehre en az 30 yıl hizmet edebilecek o proje, bölgenin yapısını da bozmayacak şekilde tasarlanmıştı. Ama maalesef Belediyenin o projesi kabul edilmedi ve aradan 10 yıl bile geçmeden aynı bölgede üst köprü yapılması ihtiyacı ortaya çıktı.

Biz o dönemde de bu köprüye 10 yıl sonra ekleme yapılacağını belirtmiştik. Bugün de mevcut haliyle en fazla 10 yıl bu trafiğe cevap verebileceğini söylüyorum. Yapılan bütün masraf boşa gidiyor.  Sürecin en sonunda da mecburen 2012 yılında Belediyenin sunduğu projeye gidilecek. Keşke bir Belediye Başkanından sonra yerine gelen, mevcut projeleri yürütüp üzerine bir şeyler ekleyebilse.

Önceki Başkanın fikir ve görüşlerine başvurabilse. Eski ekipten korkup dışlamak yerine onlardan katkı almaya çalışsa. Avrupa’da olduğu gibi 50-100 yıllık planlamalar yapabilsek. Maalesef ülkemizdeki siyasi atmosfer buna izin vermiyor” ifadelerine yer verdi.

FETÖ eliyle, dayatma ile bir Vali Belediye Başkanı yapıldı

Programda, kamuoyunda ses getirecek bir başka çıkışa daha imza atan BELSAN Genel Müdürü Habib Arslan, “Bugün çok açık ve cesur yüreklilikle söyleyeceğim. Dayatma ile bir Vali, Belediye Başkanı yapıldı. Bunda FETÖ’nün çok ciddi bir eli vardı. Sonuç olarak o arkadaşımız o makama geldi. 1 Buçuk yıl dayanabildi. Yönetemeyince Vekil yaptılar. Yerine ise bir ilçe Belediye Başkanı geldi. İkinci bir kopukluk orada da söz konusu oldu.

Yerine gelen arkadaşımız da başarılı olamadı. Çok iyi bir insan olabilirsiniz ama Belediyecilik farklı bir şey. Özellikle de doğu ve güneydoğuda, çok özellikli liderlerin daha başarılı olabileceğine inanıyorum. Maalesef son 10 yıllık süreçte gelen Başkanlarımız çok başarılı olamadılar. Bunu kendi kişisel duygu ve düşüncelerimiz üzerinden söylemiyoruz. 31 Mart seçimlerinde Şanlıurfalılar ‘Artık yeter. Siz bu şehre kıydınız, çok kötülükler yaptınız’ dedi.

Halk haksız mı? Şehir her bakımdan yerinde sayıyor. Urfa şehircilik anlamında ilerleyemediği gibi yolsuzluklarla hiç hak etmediği ölçüde kötü yönetildi. İnsanlar da seçimde buna cevap verdiler. Ne kadar bir parti çatısı altında seçime girmiş olsa da bağımsız bir aksiyon alarak ortaya çıkan M.Kasım Gülpınar, halktan büyük bir teveccüh gördü. Halkın bu tercihi ve teşhisi de geçmiş 10 yılın boşa geçtiğini gösteriyor” diye konuştu.

Toplu Taşıma sisteminde 10 yıldır herhangi bir yenilik, gelişme yok

Toplu Taşıma sisteminde 2014 yılından bu yana herhangi bir yenilik, gelişmenin yaşanmadığını vurgulayan Arslan, “Ulaşım boyutuna Ulaşım Daire Başkanlığı bakıyor. Mevcut Daire Başkanı Mahmut Kaysı kardeşimiz de işin içinden gelen konuya hakim biri. Toplu taşımayla ilgili konuları birlikte çalışıyoruz. Ulaşım, trafik ve toplu taşıma alanlarında koordine halindeyiz. Her ay toplu taşıma ve ulaşım toplantısı yaptıktan sonra akabinde trafiği de katarak ikinci bir toplantı yapıyoruz.

Bu toplantımıza Emniyet Müdür Yardımcımız ile Trafik Denetleme Şube Müdürümüz katılıyor. Trafik, ulaşım ve toplu taşımaya dair bütün sorunları masaya yatırıyoruz. Kameralarla anlık olarak takip edilen güzergahlarda birlikte tespitler yapıyoruz ve çözümler üretiyoruz. Toplu taşımada, benim de içinde yer aldığım 10 yıllık Fakıbaba döneminde büyük uğraşlar verildi. Muavinlerin, kavgaların olduğu ilkel bir işleyişten kurumsal bir sisteme geçildi.

Ancak yaşanan kopukluk nedeniyle ardından gelen sürecin acısını çekiyoruz. Toplu taşıma Belediyelerin hizmet alanı ve hizmet sektörüdür. Ne Türkiye’de ne de Avrupa’da Belediyeler toplu taşımadan kar elde etmezler. Bu dünyanın her bölgesinde böyledir. Ama biz 2014 yılından bu yana toplu taşımayla ilgili hiçbir adım atamamışız” diyerek geçmiş yönetimleri değerlendirdi.

Toplu Taşımayı tamamen kamulaştırmak istiyoruz

Toplu taşımanın özel işletmelere para kazandıran bir iş olmaktan çıktığını aktaran BELSAN Genel Müdürü Habib Arslan, “Geçmişi karalamak çok kolaydır ve doğru bir davranış da değildir. Biz kimseyi karalamadan Belediyenin Toplu Taşıma alanında da hiç iyi yönetilmediğimi söylemek istiyoruz. 10 yıl önce şahıslara kira ödenerek sisteme dahil edilen özel halk otobüsleri, bugün 137 araçla hizmet vermeye devam ediyor.

Bu söylediğim yanlış anlaşılmasın. Mevcut enflasyonist ortamda bu insanların çok ciddi paralar kazandığına inanmıyorum. Allah onlara da yardım etsin. Keşke 10 yıllık bu süreçte bu araçlar da kamulaştırılsaydı. Toplu taşıma tamamıyla Belediyenin uhdesine girmeliydi. Bizim şu anki 5 yıllık hedeflerimiz arasında bu konu da var. Gönüllülük esasıyla araç ve hatlarını satmak isteyen bu kardeşlerimize de yardımcı olacağız. Çünkü bu iş özel işletmeyle para kazandıran bir iş olmaktan çıktı. Belediye ile rekabet imkanı yok. Bu nedenle bu işten zarar eden, hattını ve aracını satmak isteyen kardeşlerimizle anlaşarak, Toplu Taşımayı tamamen kamulaştırmış olacağız” dedi.

10 yıllık süreçte her Başkanın dönemde bir sürü imalat hatalı araç alınmış

10 yıllık süreçte alınan imalat hatalı araçlar nedeniyle büyük sıkıntı yaşadıklarını vurgulayan Arslan, “10 yıllık süreçte her Başkanın dönemde bir sürü imalat hatalı araç alınmış. Trambüsler başımıza bela oldu. Bozankaya diye bir şirketten alınmış. Adına da yerli trambüs denilmiş. Bu toplama bir araç ve trambüs ile bir alakası yok. Maalesef parçalarının her biri ayrı bir Avrupa ülkesinden geliyor.

Bu parçaları temin etmek, bizler için büyük sorun çünkü arada bir sürü aracı ve komisyoncu çıkıyor. 1 parçanın geliş süreci 3 ayı buluyor. Mevcut haliyle zar zor yürütülen bu araçlar 5 yıl sonra ne olacak? Bakım ve servisleri nasıl sağlanacak? Çok enteresan işler. Bundan önce yine Bozankaya Firmasından TCV diye 47 adet otobüs alınmış. Şu an en büyük sıkıntıyı bu araçlarda yaşıyoruz.

Bu yaz yaşadığımız klima arızalarının yüzde 70’i bu 47 araçlarda meydana geldi. Bakım maliyetleri ve parçaları çok pahalı. İnşallah bütçemiz el verdiğinde en kısa zamanda 50 tane 12 metrelik yeni otobüs alıp bu araçlardan Urfa halkını kurtarmak istiyoruz” diye konuştu.

Firmalarla ilgili bir şikayet, herhangi bir hak arayışı olmamış

BELSAN bünyesinde yakın dönemde alınan birçok sıkıntılı aracın olduğuna dikkat çeken Arslan, “Yine 2017 yılında alınan Sabancı Gurubu’ndan alınan TEMSA Opalin araçlarımız var. Bu araçlar da geldiği günden bu yana problemli. Her 3 ayda bir arıza veriyorlar. Özellikle yaz aylarında bu araçlar atıl vaziyette bekliyor.

İşin daha enteresan kısmı şimdiye kadar bu araçlarla ilgili herhangi bir şikayette bulunulmamış. Memleketin parasının peşine düşülmemiş. Herhangi bir hak arayışı olmamış. Ticaret Bakanlığı’na başvurulmamış.

Biz vicdanen müsterih olabilmek için milyonlarca lira para ödenerek alınan her iki markanın ilgili araçları için de Ticaret ve Sanayi Bakanlığı nezdinde şikayetçi olduk” diyerek BELSAN olarak Şanlıurfa adına hak arayışına girdiklerini ifade etti.

Kasım Başkan, yolsuzluk iddiaları için kapsamlı bir denetim yaptırdı

Seçim öncesinde BELSAN ile ilgili ortaya atılan yolsuzluk iddialarıyla ilgili konuşan Arslan, “Ben göreve Mayıs ayına doğru, yani yaklaşık 1 aylık bir gecikmeyle başladım. Kasım beyin ricası üzerine ona destek olmak, Urfa halkına hizmet etmek için geri geldim. Şanlıurfa’yı seven biri olarak Kasım Başkana inanıyorum. O elini taşın altına koydu. Bizim de aynısını yapmamız lazım.

Ben göreve geldiğimde Kasım Başkan, denetim firması getirerek bu iddiaları araştırmaya başlamıştı. Sadece BELSAN değil Büyükşehir’in tüm birimleriyle ilgili ciddi bir denetim süreci yürütüldü. Benden de evraklar istendi. Benim tespit ettiğim usulsüzlükler de var. Yargı kararı olmadan tabi bunlara yolsuzluk diyemiyoruz. Yaptığımız tüm tespitleri denetim kuruluna teslim ettik. Konu Kasım Başkanın da kamuoyuna açıkladığı gibi Cumhuriyet Savcılıklarına bildirildi” diyerek yargı sürecinin devam ettiğini aktardı.

Geçmiş 5 yılda hurdaya ayrılan lastikler ortada yok, istetmeler kayıp

Yargıya intikal eden konularla ilgili yorum yapmanın doğru olmadığını ifade eden BELSAN Genel Müdürü Habib Arslan, “Ama başlıklar altında şunları söyleyebilirim. BELSAN; Genel Sekreter, Genel Müdür ve 2-3 Müdürle yönetim anlayışı olarak tek elden yönetilmiş.

Parça alım-satımlarında ciddi yanlışlıklar var. Lastik alımında ciddi yanlışlıklar var. Kaybolan lastikler ve istetmeler var.  5 Yıl boyunca ortada gözükmeyen hurda lastikler var. Hurda olduğuna bakmayın. Biz şu an hurda lastiklerimizin yarısını kaplamaya göndererek çok ciddi paralar elde ediyoruz. Ama geçmiş 5 yılda hurdaya ayrılan lastikler ortada yok.

Akaryakıt alımlarını kim yapmışsa ‘Allah razı olsun’ diyorum, tebrik ve teşekkür ediyorum. Doğru olan işi de yanlış olanı da söylemek lazım. Akaryakıtta sözleşmeler ana firmalarla yapılmış. Yüksek oranlarda iskontolar alınmış. Akaryakıt işinin dışında elimizi nereye atsak elde kalıyor” diyerek durumun vahametini özetledi.

Yazılım Firması ile ilgili Savcılığa intikal eden ciddi tespitler var

Yazılım Firması ile yapılan sözleşmelerle ilgili Savcılığa intikal eden ciddi tespitler bulunduğunu aktaran Arslan, “Genel Müdür tek başına sözleşme imzalamış. Teknik şartnameye tek başına imza atmış. Teknik şartnameye, dünyanın hiçbir yerinde Genel Müdür tek başına imza atamaz.

Yazılım İşi hassas bir iştir. Mesela ben şu an Müdür olarak sorulduğu taktirde bu işten anlamadığımı söylerim. Ama BELSAN AŞ’nin aklı başında, işi bilen bir Bilgi İşlem Müdürü var. Ben bu arkadaşlara sorduğumda ‘Abi kimse bize bir şey sormadı’ diyorlar. Sözleşmenin İstanbul’da Firmanın merkezinde imzalandığını belirtiyorlar. Yani işin özü çok kötü bir yönetim şekli” ifadelerine yer verdi.

Kasım Başkana söz verdik, 5 yılda çok güçlü bir BELSAN oluşturacağız

Göreve gelmelerinin ardından kurumu güçlendirmeye yönelik adımlar attıklarını belirten BELSAN Genel Müdürü Habib Arslan, “Biz şimdi adım adım BELSAN’ı tazeliyoruz. Güzel bir ekip kurduk. Verimsiz ve fazlalık olan personelden kurtulduk. Kasım Başkana da 4 buçuk yıl içinde BELSAN AŞ’yi Türkiye’nin sayılı Toplu Taşıma hizmeti veren kurumlarından biri haline getireceğimize dair söz verdik.

Eksiklerimiz çok ama kaynaklarımız kısıtlı. Belediyecilikte ‘Para yok’ söylemine de pek inanmam. Belediyeler kendi parasını bulur, oluşturur. Yeter ki niyetler iyi olsun. Toplu taşımada hanım şoförlerimizin sayısı artacak. Bunu 15 yıl önce söylediğimde yadırgayan arkadaşlar olmuştu. Şimdi bir hanım kardeşimiz sınavı kazanarak görevine başladı. İlerleyen süreçte de Kasım Başkanımızın da ifade ettiği gibi emekli olan, işten ayrılan şoför arkadaşlarımızın yerine hanım kardeşlerimize öncelik vereceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: GAPGündemi/İshak Polat