Arada bir soran olur ki istekler çeşit çeşit.

Bir Milletvekili vefat eden babasının o günlerdeki yerel gazete haberini talep etti ki doğmadığımız zamanlar, daha.

Özellikle gazeteler sorulur, bazen dergiler.

Genelde Yüksek Lisans Tezi hazırlayan öğrenciler.

Basın-İletişim Müzesi'nin kurulması için çok çaba sarf ettik, yazılar yazdık, araştırmalarda bulunduk.

Bazen tek yaprak bir gazeteye ödenen bedel, 500-600 Sayfalık kitap fiyatının çok çok üstünde.

On gündür gazete almıyoruz, şehre inmediğimiz için.

Öğrenciler, dönemlere göre gazeteler istiyor.

Biri 1950-1960, bir diğeri 1990-2000 Yılları arası.

Sahaflardan temin edilebilecek gazeteler...

Vakt-i zamanında lazım olur endişesi.

Her bir gazetenin adedi, 40-50 TL arası.

Biz, üşenmeden ve ısrarla onlarca yıl gazeteleri temin etmeye çalıştık.

Bunun beraberinde basın-iletişim ile ilgili kitaplaşmış çalışmalar.

Hem yerel hem ulusal kalemlerden.

Çoğu gazetecinin matbuat âleminden hatıraları.

Talepte bulunanlar, gazetelerden isteyip durur.

Birkaç gazeteyse kopyası çekilir, fotoğraflanır.

Her gazetenin bizde bulunması imkânsız.

Birkaç gazetenin arşivine sahip olmakla, yüze yakın farklı gazeteden birkaç sayı temin etmiş olmakla bu mümkün değil.

Bir şehri gazeteler üzerinden okumak, o şehrin gazetelerin yayınlandığı dönemde birçok yönünü öğrenmektir, alanında yetkili isimlerin açıklamalarını bilmektir, ekonomi alanında verilere sahip olmaktır, siyasî ortamdan haberdar olmak, eğitimden kültüre, tarihten coğrafyaya kadar gazetelere yansıyan haberlere, köşe yazılarına ulaşmaktır.

Şehir Araştırmaları Merkezi'nde süreli yayınlardan dergiler, yerelde ve ulusalda bir araya getirilerek, dergilerde kalmış birçok önemli makaleye ve dosya konularına ulaşılabilir.

Basın- İletişim Müzesi kurulacaksa iyi bir arşive sahip olmak gerekirken, müze açma meşgalesi içinde bulunanlar kalkıp pedallı baskı makinesi, klişe, kumpas, hurufat peşine düşerse müzenin dört yanını fotokopiden yirmi-otuz gazetenin birinci sayfasının çerçevelenmiş fotoğrafları süsler, üç-beş eski daktilo, bir-iki fotoğraf albümüyle müze tamamlanmış olur.

Hele bu şehrin üniversitesinde ya da üniversitelerinde İletişim Fakülteleri varsa ve arşivden yoksun iseler durum iç açıcı değil.

Hayatta olan, gazeteciliğe emek vermiş isimler daha varken soruşturulup kendilerine ulaşılmalı.

Anlaşılan Basın-İletişim Müzesi anlayışında kimilerinin bu gazetecilerin biyografilerini sanal ortamdan alıp çerçeveletmek de yatar.

Biz, televizyonun olmadığı dönemlerde radyo programlarının gazetelerde yer aldığını biliriz.

Devlet Demir Yolları Tren Seferleri'nin gidileceği yere fiyatıyla beraber gazetelerden öğrenildiğini biliriz.

Tek kanallı televizyon yayıncılığının haftada iki gün olduğunu, programların gazeteler yoluyla öğrenildiğini hatırlarız.

Trafik kazalarını, cinayetleri, hırsızlıkları ve diğer benzer konuların üçüncü sayfa haberleri olduğunu unutmamışız.

Bir çok bilgiye ulaşımın bu gazete arşivlerinden sağlanması gerektiğini ısrarla belirtiriz.

Yıllara göre zorunlu ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını, tarım ve hayvancılık alanındaki haberler olmak üzere.

Dahası, gazetenin radyo dışında takip edilen tek kaynak olduğu malûm.

İstanbul'da basılan gazetenin bir ya da iki gün sonra bir-iki saat içinde şehirde tükendiğine şahidiz.

Yerel gazetelerin ulusal gazeteleri geçtiğini, tüm esnafın yerel gazeteleri okuduğunu ifade edelim.

Particilikle uğraşanların sadece kendi gazetelerini aldıklarını söyleyelim.

Ötesi Basın-İletişim Müzesi birikim ister, arşive ihtiyaç duyar.

Müzeye gelen görsel malzemeyi önemser.

Bir konuyu araştıran, soruşturan bilgisayarlardaki bilgilerle yetinmez.

Öyle olsaydı, otuz kırk çerçevelik gazete birinci sayfası, üç bilgisayar, dört masa ve bir görevli ile müze açmak kolay olurdu.

Hem bu müzede görevli olanların geçmişte gazetecilik yapmaları şartı da aranmalı.

Gazetecilikle ilgili müzede görevli olmak, sadece okulunu okumaktan geçmiyor.

Tezleri binbir zahmetle ya da kolaylıkla hazırlayan öğrenciler, ancak buldukları, kendilerine verilen kaynaklarla çalışma ortaya koyar.

Hiç bir terzi, kitaplardan ve biçmeyi ne dikişi öğrenmiştir.

Bunu anlatamıyoruz.

Şehir Araştırmaları Merkezi, 2023 içinde bu problemin çözümü içinde yer alacak, yüzleri aşan yerel ve ulusal gazeteyle bini geçen dergiyle 150 Yıla varan Basın Tarihi'ne sahip şehirde olması gerekeni yapacaktır.