15 Temmuz 2016 gecesinde yaşanan hain darbe girişimine karşı Türk Milletinin gösterdiği şanlı direnişin yıl dönümü tüm Türkiye'de çeşitli etkinliklerle anılmaya başlandı.
O gece bizi kendi milli ve manevi değerlerimiz ile uyutup Devleti ele geçirenlerin hain darbe girişimi ile adeta şoka uğradık. Bunun hain bir darbe girişimi olduğunu hisseden ve bizdenmiş gibi gözüken bu hainlerin böylesi bir hainliğe girişeceğini önceden bilen on binlerce vatan evladı arkalarına bakmadan vatanı ve mukaddesatlarımızı korumak adına kendilerini dışarı attılar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dimdik ayakta durması ve sonrasında milleti meydanlara, havaalanlarına davet etmesi üzerine de bütün milletimiz hiçbir siyasi görüş, inanç, dış görünüş ayrıt etmeksizin meydanlara, havaalanlarına, akın ederek göğüslerini siper ettiler.
249 Şehidimiz bu uğurda canlarını feda etti, 2.193 vatandaşımız ise Gazi oldu. Ne mutlu onlara ki; din uğruna, vatan uğruna Şahadet mertebesine ulaştılar gazilik rütbesine hak kazandılar.
Evet! Şehitlerimiz ve gazilerimiz pahasına bu Aziz millet hainlere geçit vermedi. Millet kendisini çelik, mermi ve kan zırhına bürünmüş hainlere siper ederken sabah anlaşıldı ki bu hain darbe girişiminde bulunanlar yıllarca Altın Nesil(!) yalanları ile bizim mukaddesatımızı kullanan alçaklarmış.
Biraz daha derinlere indikçe ve zaman geçtikçe aslında bu hainlerin de birer maşa olduklarını, olayların gerçek efendilerinin kim olduklarını öğrenmeye başladık. Bu güçler bizi 1000 yıldır geldiğimiz topraklara atmak için Haçlı Seferleri düzenleyen, Çanakkale'de, Kuttül Amare'de Kurtuluş Savaşında bu aziz milletin yumruğunu yemiş ülkelerden başkası değildi. O gece Büyükada'dan apar topar Yunanistan'a kaçırılan isimlere baktığımız zaman hain darbe girişiminin ardında nasıl bir Haçlı İttifakı'nın olduğunu zaten görürüz.
Bu millet o gece nasıl bir millet olduğunu gösterdi. Ki atalarımızda göstermişti. Ama bu Haçlı İttifakı bin yıldır İslam'ın son kalesi olan Türkiye'yi zayıflatmak, bölmek ve hatta yok etmek için ,bu amaçla bizzat veya kuklaları vasıtası ile saldırılar düzenlemekten, fitne-fesat çıkartmaktan ve bilumum oyunları oynamaktan asla vaz geçmeyeceklerdir.
Ama asla başaramayacaklardır.
Biz din dil, ırk, mezhep, siyasi görüş ayrımı yapmaksızın bir birimizi sevdikçe, bir birimize değer verdikçe ve kenetlendikçe bunu asla başaramayacaklardır.
Ey A.B.D., İngiltere, Almanya, Rusya, İsrail ve bilumum yerli ve yabancı işbirlikçileri bunu asla başaramayacaksınız!