Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Polonya'nın başkenti Varşova'da düzenlenen Polonya Dışişleri Bakanı Radoslav Sikorski ve Romanya Dışişleri Bakanı Luminita Odobescu ile Türkiye-Polonya-Romanya Üçlü İşbirliği Süreci'nin 4. Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
NATO Zirvesi'ne ilişkin, Türkiye'nin önceliklerini ve beklentilerini Polonya Dışişleri Bakanı Sikorski ve Romanya Dışişleri Bakanı Odobescu'ya anlattığını aktaran Fidan, mevkidaşlarına 2023'teki NATO Vilnius Zirvesi'nde alınan kararların uygulanmasının ve takip edilmesinin önemini anlattığını dile getirdi.
Fidan, "(NATO) İttifak üyesi ülkelerin birbirlerine yaptırım uygulaması müttefiklik ruhuyla bağdaşmıyor." diyerek, müttefikler arasında özellikle savunma sanayi alanında yaptırım, kısıtlama ve engellemelerin tamamen kalkması gerektiğini kaydetti.
Vilnius'ta verilen taahhütlerin yerine getirilmesini istediklerinin altını çizen Fidan, "Yaptırımlar ve kısıtlamalar, sadece buna maruz kalan müttefik ülkeyi etkilemiyor. Bu anomali, esasen NATO'nun caydırıcılığını ve savunma kapasitesini de azaltıyor." dedi.
Terörle mücadelede destek çağrısı
Görüşmelerde, terörizmle mücadele konusunu ele aldıklarının ve NATO'nun bu hususta somut adımlar atmasını beklediklerinin altını çizen Fidan, Türkiye'nin terörle mücadelede yıllardır çok ağır bedeller ödediğine işaret etti.
Fidan, müttefiklerin, terörle mücadelede kayıtsız şartsız Türkiye'nin yanında olmasını beklemenin en doğal hakları olduğunu söyleyerek, "(NATO) Müttefiklik, terörle mücadele gibi son derece hassas bir konuda, tüm üyelerin birbiriyle azami dayanışma içinde olmasını gerekli kılmaktadır." ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Fidan, terörle mücadele konusunda verilmiş sözlerin Washington'daki NATO Zirvesi'ne kadar tamamlanması gerektiğini vurguladığını aktardı.
İsrail'in, kendi güvenliğini sağlama adı altında, tüm dünyanın gözü önünde Gazzelileri katlettiğine, milyonlarca insanı yerinden ettiğine dikkati çeken Fidan, "İsrail'e kayıtsız şartsız destek veren ülkeler, vakit çok geç olmadan bu tutumlarını gözden geçirmelidir." dedi.
ABD'nin başkenti Washington'da yapılacak NATO Zirvesi
Toplantıda, gelecek ay ABD'nin başkenti Washington'da yapılacak NATO Zirvesi'yle ilgili hazırlıkları ele aldıklarını aktaran Fidan, "NATO'ya mücavir bölgedeki güvenlik sınamaları karşısında ülkelerimiz arasındaki ilişkileri geliştirmemiz gerektiği aşikardır." ifadesini kullandı.
Fidan, mevkidaşlarıyla Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki son durumu ele aldıklarını anlatarak, "Türkiye olarak biz, tüm çatışmalarda, tüm savaşlarda, diplomasi ve müzakere seçeneğine öncelik verilmesinden yanayız. Bu yaklaşımımızı, Ukrayna konusunda da sürdürmekteyiz. Diplomasi seçeneği, Ukrayna'da devam eden savaşta bir kenara itilmemelidir." diye konuştu.
Avrupa'nın güvenliğinin sağlanmasında NATO'nun rolü
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin bölgedeki gerilimin artmasını engellemekte önemli bir rol oynadığına işaret eden Fidan, "istikrarı koruyan" bu sözleşmeyi, lafzı ve ruhuyla tarafsız biçimde ve titizlikle uygulamayı sürdürdüklerini dile getirdi.
Fidan, "Avrupa'nın savunma ve güvenliğinin etkin şekilde sağlanması konusunda, NATO en önemli aktördür." diyerek, NATO'nun öncü ve asli rolünü zayıflatabilecek girişimlerden uzak durulması gerektiğini belirtti.
Bu yöndeki bazı teşebbüslerin Türkiye'yi rahatsız ettiğini meslektaşlarına aktardığını söyleyen Fidan, Avrupa'daki diğer uluslararası örgütlerin çatısı altında vücut bulabilecek girişimlerin, transatlantik güvenliğine zarar vereceğine dikkati çektiğini kaydetti.
Gazze'deki katliam
Fidan, Gazze'de halen devam eden insani felaketi de görüştüklerinin altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
"Aylardır süren katliam, küresel güvenlik açısından artık ciddi bir tehdittir ve bu tehditin varlığı bütün ilgili aktörler tarafından da paylaşılmaktadır. Gazze'deki katliam, her an için bölgesel bir savaşı tetikleme potansiyeline sahiptir. Bu vahşete seyirci kalan bir anlayışla, Filistinlilerin güvenliğini zerre kadar umursamayan bir anlayışla, ilerleme kaydetmek imkansızdır.
Gazze'deki bu insanlık dramının son bulması için bir an önce kalıcı ateşkesin sağlanması, tarafların masaya oturmaları gerekiyor. İsrailli esirlerin ve Filistinli tutukluların serbest bırakılması gerekiyor."
Yerlerinden edilmiş Filistinlilerin evlerine dönmelerinin sağlanması gerektiğini belirten Fidan, İsrail'in, işgal ettiği topraklardan geri çekilmesi ve Gazze'nin yeniden imarı için kolların sıvanması gerektiğini vurguladı.
Fidan, Gazze'deki krizin, kalıcı barış için bir fırsata çevrilmesinin mümkün olabileceğine inandıklarını belirterek, "İsrail'i uluslararası kamuoyunun çağrılarına kulak vererek, sürece olumlu yaklaşmaya davet ediyoruz." dedi.
Ülkeler arasındaki olumlu ilişkilere dikkati çekti
Fidan, toplantı vesilesiyle mevkidaşlarıyla ikili ilişkileri de ele alma şansları olduğunu vurgulayarak, Polonyalı mevkidaşıyla görüşmesinde, iki ülke ilişkilerini daha da güçlendirmek için atılabilecek adımları ele aldıklarını aktardı.
Türkiye-Polonya arasındaki ticaret hacminin geçen yıl belirlenen hedefi aşarak 13 milyar dolara ulaştığını belirten Fidan, "NATO müttefikleri olarak savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi, somut projelerle daha da güçlendirme konusunda kararlıyız." ifadesini kullandı.
Fidan, Polonya'nın 2025'in ilk yarısında Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığını üstleneceğini hatırlatarak, bu dönemde Türkiye'nin AB sürecinin canlanmasında ve ilerletilmesinde önemli adımlar atılmasının ümit edildiğinin altını çizdi.
Romanya ile ilişkilerin "stratejik ortaklık seviyesinde" olduğunu kaydeden Fidan, "Geçen ay, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı'nda ilişkileri daha da güçlendirme kararlılığımızı teyit ettik. Son 2 yılda üst üste 10 milyar dolar seviyesini aşan ticaret hacmimizi, önümüzdeki yıl 15 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Karadeniz'deki mayın tehlikesi
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye-Romanya ilişkilerinde savunma ve askeri alandaki işbirliğinin önemine dikkati çekerek, Karadeniz'e sürüklenen mayınların iki ülke için büyük tehdit oluşturduğunu aktardı.
Bakan Fidan, bu duruma karşı, NATO Vilnius Zirvesi'ndeki taahhütler doğrultusunda, Türkiye'nin öncülüğünde, Romanya ve Bulgaristan'ın katılımıyla "Karadeniz’de Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu" oluşturulduğunu hatırlattı.
Türkiye, Polonya ve Romanya'nın "bugün olduğu gibi gelecekte de" bölgenin istikrarına ve küresel barışa katkı sağlamaya devam edeceğine işaret eden Fidan, NATO'nun yeni Genel Sekreteri'nin ilanından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Mark Rutte'ye görevinde başarılar dileyen Fidan, NATO'da müttefiklik ruhunun daha da güçlenmesini dileyerek konuşmasını bitirdi.
"Bu türden stratejik hatırlatmaları zamanlıca yapmak bizim görevimiz"
Dışişleri Bakanı Fidan, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
NATO'nun, ülkelerinin güvenlik endişelerini tamamıyla gözeten, bunları bütün boyutlarıyla ele alan ve buna göre gerekli hazırlıkları yapıp büyük bir samimiyet ve kararlılıkla bu tehditlerin üzerine giden bir durumda olmasını sürekli savunduklarını belirten Fidan, burada üyeler arasında ayrım gözetilmemesinin fevkalade önemli olduğunu, üyelerin güvenlik endişelerinin İttifak'ın toptan güvenlik stratejisini oluşturmada en önemli zemin olduğunu söyledi.
AB'de, Rusya'nın Ukrayna işgalinden sonra muazzam bir güvenlik endişesi ve bu güvenlik endişesinin de yapısal birtakım değişikliklere yol açtığını belirten Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu türden endişeleri taşımakta haklıdırlar ve bu endişeleri gidermek için gerekli hazırlıkları ve çalışmaları yapmak konusunda her türlü hakka sahiptirler fakat NATO'yla ilgisi kurulduğu zaman şöyle bir endişeyle, bir Türkiye olarak karşı karşıyayız. Sadece Türkiye olarak değil, NATO üyesi olup ama AB üyesi olmayan ülkelerin ortak endişesi, AB güvenliğiyle NATO stratejileri arasında giderek örtüşen bir yaklaşım oluyor. Dolayısıyla NATO, giderek daha fazla AB için, AB'ye girerek daha fazla NATO stratejilerinin domine edildiği bir yer oluyor. Böyle bir trendde AB üyesi olmayan Türkiye'nin güvenlik endişelerinin hesaba katılmaması ve İttifak'ın genel oryantasyonun dışında kalıyor olması tabii ki İttifak'ın kuruluş ruhuyla ve ilkeleriyle bağdaşmayacaktır.
Ben şu anda 'Bu yüzde yüz böyle oluyor' demiyorum. Ben sadece böyle bir riske dikkati çekiyorum. Bunu zaman zaman Cumhurbaşkanı'mız da ifade ediyorlar. NATO'nun uzun yıllardır üyesi olan ve güçlü bir üyesi olan ülke olarak bu türden stratejik hatırlatmaları zamanlıca yapmak bizim görevimiz."
Fidan'dan NATO Genel Sekreterliği görevine seçilen Rutte'ye tebrik
Fidan, NATO Genel Sekreterliği görevine seçilen Mark Rutte'ye başarılar dileyerek, mevcut Genel Sekreter Jens Stoltenberg'in büyük bir beceriyle NATO Genel Sekreterliğini uzun yıllar boyunca yerine getirdiğini söyledi.
Stoltenberg'in görev esnasında gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerek de kendisiyle çok yapıcı bir diyalog içerisinde bulunduğunu belirten Fidan, Rutte'nin de deneyimli bir Avrupalı politikacı, uzun yıllar hem bölge hem de uluslararası ilişkiler konusunda deneyim geliştirmiş durumda olduğunu dile getirdi.
Fidan, şöyle devam etti:
"Hem İttifak'ın doğu kanadını teşkil eden bizlerin güvenlik endişesini hem Kuzey kanadını hem de diğer Atlantik tarafını en iyi şekilde anlayacağına, buna yönelik stratejileri geliştirmede dengeli bir bakış açısı geliştireceğine inanıyoruz. Bu nedenle de kendisini Cumhurbaşkanı'mız desteklemiştir. Ben kendisine tekrar buradan başarılar diliyorum."
Karadeniz'in güvenliğini tehdit eden deniz mayınlarına ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, Karadeniz'deki mayınların Ukrayna'da devam eden savaşın bir neticesi olarak çıktıklarını, Romanya, Bulgaristan ve Türkiye'nin hem bölge hem üç NATO ve Karadeniz ülkesi olarak bir araya geldiklerini ve bu mayınlara karşı bir inisiyatif geliştirdikerini belirtti.
Dışişleri Bakanı Fidan, "Bu inisiyatif, gerçekten hem tehditleri uzaklaştıran hem savaşın ortaya çıkardığı bir soruna hitap eden bir inisiyatifti. Ben tekrar buradaki rolleri itibarıyla hem Romanya'ya hem Bulgaristan'a burada değiller çok teşekkür ediyorum. Buna benzer işbirliklerimizi de artarak devam ettireceğiz." dedi.