Bakan Fidan, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Fidan, Türkiye'nin Ürdün'le yakın ilişki içinde olduğunu, bu ilişkinin bölgesel barış ve istikrara katkı sağladığına yürekten inandıklarını söyledi.
Ürdünlü mevkidaşıyla ikili ilişkileri ele aldıklarını, gelecek yılın ilk çeyreğinde karma ekonomik komisyonunun ilk toplantısını yapmayı da hedeflediklerini, savunma sanayisi alanında da işbirliğini geliştirmek istediklerini belirten Fidan, ileriki dönemde imzalamayı arzu ettikleri çok sayıda anlaşma olduğunu; bunları en kısa sürede tamamlamak ve ilişkileri daha da derinleştirmek istediklerini kaydetti.
Fidan, İsrail'in bir yılı aşkın süredir Gazze'de soykırım yapmaya devam ettiğine, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun şimdi de Lübnan'ı adım adım işgal etme gayreti içerisinde olduğuna, Lübnan'daki BM Geçici Barış Gücüne saldırıldığına dikkati çekti.
Bakan Fidan şunları kaydetti:
"(İsrail) İnsani yardım çalışmalarını hedef alıyor. Bu bölgenin insanlarını 1948'den beri öldüren İsrail, şimdi de yabancıları hedef alıyor. Bugün İsrail uluslararası barış ve güvenliğe yönelik başlıca tehdit haline gelmiştir ancak İsrail bu suçu tek başına işlememekte. İsrail'in elinden tutan, ona silah veren ülkeler var. İsrail'e siyasi destek sağlayanlar var.
Bu bölgenin insanları soykırımcı Netanyahu'yu unutmayacak, bu bölgenin insanları Netanyahu'nun en yakın dostlarını da unutmayacak. İsrail'e soykırımı yapması için verilen destek hep hatıralarda, akıllarda kalacak. Son bir yılda yaşananlar, Orta Doğu ülkelerinin daha bağımsız bir dış siyaset izlemelerini mümkün kılacak, Netanyahu'nun yol arkadaşları bu bölgedeki etkilerinin giderek azaldığını inşallah görecekler."
"Mescid-i Aksa, bütün Müslümanların ortak kırmızı çizgisidir"
Fidan, Gazze'de ateşkesin sağlanmaması halinde çatışmanın başka ülkelere de yayılabileceği uyarısında bulunduklarını hatırlatarak, Lübnan'da son günlerde yaşanan gelişmelerin öngörülerini haklı çıkardığını, İsrail'in giderek artan saldırılarının bölgedeki durumun tamamen kontrolden çıkmasına neden olabileceğini ve gerilimin düşürülmesinin yegane yolunun Gazze'de bir an evvel kalıcı ateşkesin sağlanması olduğunu vurguladı.
"Uluslararası toplum olarak silahların bir an önce susması, Gazze'nin yeniden inşası ve adil ve kalıcı bir barışın tesisi için çalışmalıyız." diyen Fidan, İsrail'in, iki devletli çözümü ve Filistin devletini engellemeyi amaçladığı, kendilerinin Filistinli kardeşlerinin topraklarının çalınması karşısında sessiz kalamayacaklarını söyledi.
Fidan, Filistin devletini zihinlerinden bile silmek isteyenler karşısında sessiz kalamayacaklarını, İsrail'in Filistinlilerin geleceği konusunda bir söz hakkı olmadığını ve hiçbir zaman da olmayacağını kaydetti.
"Filistinliler kendi ana vatanlarında, kendi devletlerinin çatısı altında yaşama hakkına sahiptirler. Bu devlet tüm yetki ve imkanlarıyla gerçek bir devlet olacaktır." ifadelerini kullanan Fidan, Ürdün'le beraber iki devletli çözüm için çalışmaya devam edeceklerini aktardı.
Fidan, Uluslararası Adalet Divanında (UAD) Güney Afrika tarafından İsrail aleyhine açılan davaya Türkiye olarak müdahil olduklarını hatırlatarak, bu sürecin takipçisi olduklarını, Ürdün'ün de bu davada Güney Afrika'yı desteklediğini açıkladığını belirtti.
Soykırım suçu işleyenlerin uluslararası hukuk önünde hesap vermesi için Gazze Temas Grubu olarak sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getiren Fidan, Kudüs'teki gelişmeleri de yakından takip ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Mescid-i Aksa, bütün Müslümanların ortak kırmızı çizgisidir. İslam dünyası olarak Kudüs'teki kutsal mekanlarımızın tarihi statükosunu ihlale yönelik eylemler ve provokasyonlar karşısında sessiz kalamayız.
Türkiye, Haşimi Hanedanlığı'nın Kudüs'teki kutsal mekanlara himaye rolünü desteklemektedir. Biz İsrail-Filistin ihtilafında olduğu gibi kutsal mekanların statüsünün muhafazası konusunda da Ürdün'le fikir birliği içerisindeyiz."
Fidan, Güney Kafkasya Bölgesel İşbirliği Platformu üzerinden bölge ülkeleriyle Kafkasya üzerine istişarelerini sürdürdüklerini, bölgesel sahiplenmenin güçlü bir örneğini teşkil eden ve Güney Kafkasya'da barış istikrar ve işbirliğini amaçlayan bu platformun üçüncü toplantısını 18 Ekim'de İstanbul'da, Türkiye'nin ev sahipliğinde yapacaklarını, toplantıya Azerbaycan-Ermenistan-İran ve Rusya dışişleri bakanlarının da katılacağını söyledi.
Lübnan'dan Türk vatandaşlarının tahliye edilmesi
Fidan, konuşmasının ardından bir basın mensubunun sorusunu yanıtladı.
"İsrail, savaşı Gazze'den Lübnan'a kaydırdığı ilk andan itibaren, hatta onun öncesinde de bizim ihtimalat planları çerçevesinde vatandaşlarımızın tahliyesine yönelik yaptığımız çalışmalar hep devam ediyordu." diyen Fidan, Lübnan'a saldırılar başlayınca Dışişleri Koordinasyon ve Destek Merkezi, Konsolosluk Çağrı Merkezi ile Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliğinin eş zamanlı olarak tahliye için çalışmaya başladığını belirtti.
Fidan, Büyükelçilik ve Konsolosluk Çağrı Merkezi'nin Lübnan'da bulunan Türk vatandaşlarından tahliye olmak isteyenleri teker teker tespit ettiğini dile getirerek, tahliye çalışmalarının hangi düzende yürütüleceği konusunda Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve ilgili kurumlarla işbirliği yaptıklarını aktardı.
"966 vatandaşımızı Lübnan'dan iki askeri gemimizle tahliye etmeyi başardık. Türkiye bunu yapan tek ülke oldu. Şu ana kadar başvuruda bulunmuş bütün vatandaşlarımızı tahliye ettik." ifadelerini kullanan Fidan, Lübnan hükümetine teşekkür etti.
Fidan, tekrar tahliye çalışması yapılması gerekmesi durumunda neler yapılabileceğine ilişkin çalışmaların sürdüğünü söyleyerek "Şu anda Beyrut Havalimanı açık fakat savaş durumundan dolayı birçok hava yolu (şirketi) oraya uçmuyor. Dolayısıyla 'charter' planlaması yapılması gerekiyor. Bunun da hazırlıkları bakanlığımız tarafından yapıldı. Uçakla gelmek isteyen olursa onları da alacak bir sistem üzerinde çalıştık." diye konuştu.
Bakan Fidan, diğer ülkelerin de Türkiye ile işbirliği içerisinde kendi vatandaşlarını Lübnan'dan tahliye etmek için uğraştığını belirterek, birçok ülkeye destek vermeye devam ettiklerini kaydetti.
Safedi: (Lübnan'daki işgal) İsrail'in istediği şey iddia ettiğinden çok daha fazla
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, İsrail'in Lübnan'daki saldırılarına dikkati çekerek, "İsrail'in istediği şey iddia ettiğinden çok daha fazla." ifadesini kullandı.
İsrail'in kendi müttefiklerinin çağrılarını dahi yok saydığını ve çocuklar için sütün bile Gazze'ye girmesine izin vermediğini kaydeden Safedi, "İsrail bütün dünyaya meydan okuyorsa, uluslararası meşruiyete meydan okuyorsa, kulak vermiyorsa caydırıcı adımlar atmak gerekir." diye konuştu.
İsrail'e karşı BM yetkileri kapsamında adımlar atılması gerektiğini belirten Safedi, "İsrail'in Filistinlileri ve masumları öldürmek, altyapıları yok etmek için kullandığı silahların İsrail'e verilmesinin engellenmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.