Filistinlileri göçe zorlama planı kapsamında yoğun kara ve hava saldırıları ve bölgeye uyguladığı sıkı ablukayla halkı aç ve susuz bırakmak dahil her yolu deneyen İsrail, son olarak hastaneler, ilk yardım ve sivil savunma ekipleri ile araçlarını kasıtlı olarak hedef alarak Filistinlileri "ölmek ya da gitmek" arasında seçim yapmaya zorluyor.

İsrail, son üç haftada Gazze'nin kuzeyinde faaliyet gösteren Kemal Advan, Endonezya ve El-Avde hastanelerine ağır saldırılar düzenledi ve yakıt ve ilaç girişine engel oldu.

Gazze'nin kuzeyinde sağlık sisteminin kasıtlı olarak çökertilmesi; ilaç, tıbbi malzeme ve yakıt ambargosu İsrail'in tehdit ve bölgeyi tahliye çağrılarına rağmen evlerini terk etmeyen Filistinlilerin hayatı için büyük bir tehlike oluşturuyor.

İsrail'in son kozu "sağlık sistemini çökertmek"

Ailesiyle birlikte Meşru Beyt Lahiya bölgesinden çıkmayan Mahmud Nassar, İsrail'in her türlü yolu kullanarak Filistinlileri göç ettirmeye çalıştığını söyledi.

Nassar, "İsrail ordusu, kuzey bölgesini önce yiyecek ve su girişini engelleyerek sıkı ablukaya aldı. Kara ve hava saldırıları düzenledi, evleri yaktı ve yıktı. Son olarak da sağlık hizmetlerini durma noktasına getirdi. İsrail'in amacı buradaki halkı sürerek bu toprakları İsrail yerleşimlerine açmak." dedi.

İsrail'in saldırıları sonucu ambulansların artık ölü ve yaralıları hastanelere taşıyamadığına ve bu işin vatandaşların üzerine kaldığına işaret eden Nassar, " Beyt Lahiya, Cibaliya, Tel ez-Zater ve El-Alemi bölgelerinde hala çok sayıda insan var ve bu insanların gerçek anlamda sağlık hizmetine ihtiyacı var." diye konuştu.

Binlerce Filistinlinin, hala direndiğini ve evlerinden başka bir yere gitme fikrini reddettiğini kaydeden Nassar, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve yardım kuruluşlarına İsrail'in işlediği katliamı durdurmak için harekete geçme çağrısı yaptı.

"Başta reddettiğimizi şimdi kabul edecek değiliz"

Beyt Lahiya sakinlerinden bir başka Filistinli Ahid el-Mısri, kuzeydeki Filistinlilerin hayatının, soykırım sebebiyle büyük tehlike altında olduğunu, ambulanslar ile hastanelerin hizmet vermemesinin bu durumu daha da kötüleştirdiğini söyledi.

Mısri, "Sağlık ve ilk yardım hizmetlerinin durması, kara saldırılarının ilk gününden bu yana açlık ve susuzluğa direnen Beyt Lahiya halkı için en büyük sorun. İsrail ordusu, bu soykırım suçlarıyla kuzeyi halksızlaştırmak istiyor. Ama buna gücü yetmez, o da bunu biliyor." diye konuştu.

Filistinlilerin çoğunun son ana kadar direndiğini vurgulayan Mısri, "Evlerimizi terk edip başka yere gitme fikrini kabul etmemiz imkansız. Savaşın başında kabul etmediğimiz şeyi şimdi kabul edecek değiliz."

İsrail'in hedefindeki hastaneler

Gazze'nin kuzeyine kara saldırıları ve ablukayı sıkılaştıran İsrail ordusu hastaneleri hedef almaya devam ediyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş, 10 Ekim'de yaptığı açıklamada, İsrail askerlerinin, kuzeydeki Kemal Advan, El-Avde ve Endonezya hastanelerini kuşatarak tahliyelerini talep ettiğini ve sağlık ekiplerine ve hastalara tıbbi malzeme ve yiyecek girişini engellediğini söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise 20 Ekim'deki açıklamasında, İsrail'in Endonezya Hastanesini bombalaması sonucu hastanenin elektriksiz kaldığını ve 2 hastanın hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail ordusu, son 2 gündür ise Kemal Advan Hastanesi'ne saldırılarını yoğunlaştırmış durumda. 24 Ekim'de hastanenin yoğun bakım ünitesinin bulunduğu üst katların saldırıya uğradığı ve burada büyük hasar oluştuğu açıklandı. Sağlık Bakanlığı 25 Ekim'deki açıklamasında, İsrail'in hedef aldığı Kemal Advan Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesindeki 2 çocuğun öldüğünü duyurdu.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesinden çekildi 

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusu, Kemal Advan Hastanesinden çekildi.

Ordu geride çok sayıda ölü ve hastane içinde ve civardaki evlerde büyük bir yıkım bıraktı.

İsrail ordusu hastanenin bahçe duvarını, hastane içindeki ve dışındaki yerinden edilenlerin çadırlarını da buldozerle yıktı.

Hastane içindeki hasta, yaralı ve yerinden edilenler, İsrail ordusunun hastaneye baskın düzenlediği 2 gün boyunca aç, susuz ve ilaçsız bırakıldı.

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite daha önce yaptığı açıklamada, İsrail'in son 22 günde düzenlediği saldırılarda en az 820 Filistinlinin öldüğünü söylemişti.

İsrail askerlerinin öldürdüğü Filistinliler arasında Hastane Müdürü Hüsam Ebu Safiyye'nin oğlu İbrahim de vardı.

Ebu Safiyye, İsrail askerlerinin hastaneyi tahliye etme ve ölüm tehditlerine boyun eğmeyerek, diğer sağlık ekibi gibi görevinin başından ayrılmadı.

Oğlunun cenaze namazını kıldırdı

İsrail askerlerinin saldırısında hayatını kaybeden Ebu Safiyye'nin oğlu İbrahim son yolculuğuna hastanenin bahçesinde uğurlandı.

İbrahim Ebu Safiyye'nin cenaze namazını babası Hüsam Ebu Safiyye kıldırdı.

Cenazede oluşan kalabalığın önünde, üzerinde beliren üzüntü ve şiddetli acılar arasında, küçük oğlu İbrahim'in kefenlenmiş bedenini kucaklayan Safiyye, oğlunun naaşını Gazzelilerle birlikte omuzlayarak defnetti.

Gazze'de İsrail'in kuşattığı hastaneden çıkartılan Filistinli kadın: Günlerce susuz ve gıdasız kaldık

İsrail ordusunun cuma sabahı Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'ne baskın yapmasının ardından hastaneden çıkartılan Filistinli kadın Ummü Adiy Ebu Helil, günlerce yiyecek ve su olmadan hastanede sıkı bir kuşatma altında kaldıklarını söyledi.

Gazze kentindeki El Ehli Baptist Hastanesi'ne ulaşan Ebu Helil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Hastanede kuşatma altında günlerce susuz ve gıdasız kaldık." dedi.

İsrail ordusunun, yaralı oğluyla birlikte sabah saatlerinde Kemal Advan Hastanesi'nden çıkmalarına izin verdiğini belirten Ebu Helil, "Ordu, erkekleri, hastaları ve sağlık ekiplerini hastanede alıkoyarken, kadınların Gazze kentine gitmelerine izin verdi." diye konuştu.

Ebu Helil, yaralı oğlu Adiy ile ordunun doğudaki Selahaddin Caddesi boyunca belirlediği bir güzergah üzerinden 10 kilometreden fazla yürüdüğünü söyledi.

Gazze Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahir Şamiye de AA’ya yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, baskının ardından kadınları hastanenin bahçesinde erkeklerden ayırdığını ve kadınlara Gazze kentine gitme izni verdiğini belirtti.

Şamiye, "Ordu, hastalar, yaralılar, sağlık ekipleri ve Başhekim Husam Ebu Safiyye’yi gözaltına aldı. Onların akıbeti belirsiz." ifadelerini kullandı.

Filistin Sağlık Bakanı Ebu Ramazan: İsrail’in Kemal Advan Hastanesi'ne saldırısı savaş suçudur

Filistin Sağlık Bakanı Macid Ebu Ramazan, İsrail ordusunun dün kuşattığı ve çekilmeden önce geride büyük tahribat ve can kayıpları bıraktığı Kemal Advan Hastanesi’ndeki son duruma dair yazılı açıklama yaptı.

"İsrail’in Kemal Advan Hastanesi'ne saldırısı bir savaş suçudur." ifadelerini kullanan Ebu Ramazan, İsrail'in hastaneyi kuşatmasını, sağlık çalışanlarını ve yaralıları gözaltına almasını ve sağlık desteğinin ulaşımını engellemesini "insanlığa karşı büyük bir ihlal" olarak nitelendirdi.

Ebu Ramazan, İsrail güçlerinin tüm unsurlarını hedef alan bir yıkım ve ihlal gerçekleştirdiği Gazze'deki sağlık sistemini onlarca yıl geriye götürdüğünü belirtti.

Ebu Ramazan, uluslararası topluma İsrail'in saldırılarının durdurulması çağrısında bulundu.

DSÖ, İsrail'in saldırdığı Gazze'nin kuzeyindeki durumun "felaket" olduğunu bildirdi

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze'nin kuzeyindeki duruma ilişkin X'ten paylaşımda bulundu.

"Gazze'nin kuzeyindeki durum felaket." ifadesini kullanan Ghebreyesus, sağlık tesislerinin etrafında ve içinde gerçekleşen (İsrail tarafından) yoğun saldırıların, sınırlı erişimin ve kritik tıbbi malzeme eksikliğinin, insanları hayat kurtarıcı bakımdan mahrum bıraktığını bildirdi.

Ghebreyesus, Gazze Sağlık Bakanlığının Kemal Advan Hastanesi'ndeki İsrail kuşatmasının sona erdiğini ancak bunun ağır bir maliyetle gerçekleştiğini bildirdiğini aktardı.

Hastanede 44 erkek personelin gözaltına alınmasının ardından sadece kadın personel, hastane müdürü ve bir erkek doktorun acilen tıbbi bakıma ihtiyaç duyan yaklaşık 200 hastaya bakmak üzere bırakıldığını belirten Ghebreyesus, "Kuşatma sırasında hastane tesislerinin ve tıbbi malzemelerin hasar gördüğü veya yok edildiğine dair raporlar içler acısı. Gazze'deki tüm sağlık sistemi bir yıldan uzun süredir saldırı altında." değerlendirmesinde bulundu.

Ghebreyesus, hastanelerin her zaman çatışmalardan korunması gerektiğini vurgulayarak, sağlık tesislerine yönelik herhangi bir saldırının uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğuna dikkati çekti.

Gazze'nin çökmekte olan sağlık sistemimin geri kalanını güvence altına almanın tek yolunun derhal ve koşulsuz bir ateşkesin sağlanması olduğunu işaret eden Ghebreyesus, insanların hayatta kalmasının buna bağlı olduğunun altını çizdi.

İsrail'in Gazze'yi işgalinde 7 Ekim 2023 sonrası

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim 2023'te kapsamlı saldırı düzenledi.

İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını açıkladı.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742’si kadın olmak üzere 42 bin 924 Filistinli öldü, 100 bin 833 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 356'sı karadan işgal sürecinde olmak üzere 752 askerinin öldüğünü duyurdu.

Çatışmalara 24 Kasım 2023'te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani ara"da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 166'sı çocuk, 760 Filistinli hayatını kaybetti.

Kaynak: AA