GAPGündemi dijitalde Moderatörlüğünü Veysel Polat'ın yaptığı "Urfa'dan Bakış" programının canlı yayın konuğu Mavi Marmara gazisi, İHH Şanlıurfa İl Başkanı Behçet Atila ve UYSAD Genel Başkanı Cuma Hündür oldu.
Programda, dünden bugüne Filistin ve Gazze'deki İsrail vahşeti konuşuldu.
Mavi Marmara Gemisi saldırısı ve sonrasında yaşanan gelişmelere değinen İHH Şanlıurfa İl Başkanı Behçet Atila, Mavi Marmara'nın Filistin davasına katkı sunduğunu ifade etti.
"2010 yılında Gazze'deki ablukayı kırmak için yola çıktık"
Filistinli Müslümanların sesi olduğu için gazetemize teşekkür ederek sözlerine başlayan Atila, "Gazze 17-18 yıldır her tarafı kuşatılmış, ablukaya alınmış bir açık bir hapishane mesabesindedir. Gazze'nin giriş çıkışı yok. Bir tarafı Akdeniz bir tarafı işgal edilmiş topraklarla çevirilidir. Gazze'de Ablukayı kırma komisyonu vardır. Bu komisyonun talebi üzerine İHH İnsani Yardım Vakfı 2010 yılında deniz yoluyla gemilerle bu ablukayı kırmaya çalıştık. Hatta kiraladığımız gemileri, Siyonistler tehdit ettiği için gemi firmaları yaptığımız anlaşmaları bozdular ve gemilerini yola çıkarmak istemediler. Bundan dolayı İHH olarak gemi satın almak zorunda kaldık. Bu satın aldığı gemi 'Mavi Marmara' gemisidir." ifadelerini kullandı.
"Mavi Marmara gemisi Gazze ablukasını kırmak için yola çıktı"
Mavi Marmara'nın tamamen insani yardım amacıyla yola çıktığını vurgulayan Atila, "
Mavi Marmara gemisinde 37 ülkeden içerisinde 570 vicdan sahibi insan vardı. Mavi Marmara gemisi Gazze ablukasını kırmak için yola çıktı. Gemide hiçbir silah ve silahlı insan yoktu. Siyonistlerle savaşacak çarpışacak bir ortam yoktu. Gemide tamamen insani yardım ve bir kısım da çocuk oyuncağından oluşan malzemeler vardı. Siyonistler bunu bildiği halde kasıtlı olarak uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine saldırdılar. Uluslararası hukukta 12 mile kadar o ülkenin Karasuyu sayılır. Mavi Marmara'ya saldırdıkları yer 77 mil işgal edilmiş topraklardan uzak, uluslararası karasulardaydı. Deniz donanması, savaş uşakları, helikopterler, botlar ve tüm imkânlarını seferber edip bu gemiye ve bununla beraber yardım taşıyan gemilere saldırdılar. Barbar ve hunharca bir saldırıydı. O anda 9 kardeşimiz şehit oldu, bir kardeşimiz de daha sonra şehit oldu. Toplam 10 şehit verdik. Hem Mavi Marmara şehitlerini hem de Mescid-i Aksa, Kudüs ve Gazze için şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz." diye konuştu.
"Bir aydır canlı yayınlarda yüreğimiz parçalana parçalana bu vahşi barbarlığı izliyoruz"
Mavi Marmara saldırısı ile İsrail askerlerinin korkaklığına şahit olduğunu dile getiren Atila, "O kadar sivil ve farklı ülkeden insanlar, uluslararası karasularda bu kadar barbarca bir müdahaleye tabi tutuluyorsa Filistinli kardeşlerimiz her gün nelerle karşılaştığını bir düşünün. Son bir aydır canlı yayınlarda her dakika yüreğimiz parçalana parçalana bu vahşi barbarlığı izliyoruz. Bazıları ,'Hamas şunu yapmasaydı, İzzettin El Kassam şunu yapmasaydı' diye söyleniyor. Biz ne yapmışız ki bu kadar barbarca bir saldırıya maruz kalıyoruz.
Onları Mavi Marmara saldırısıyla çok iyi tanıdık. Hem barbarlıklarını tanıdık hem de korkunç korkaklıklarına şahit olduk. Allah-u Teâlâ zaten Kur'an'ı Kerim'de Yahudilerin korkaklığından bahsediyor; ama bazı şeyleri aynel yakin gördüğünüz zaman daha farklı oluyor. Mavi Marmara olayından sonra umutlarım çok arttı. Onların o korkaklığını gördükten sonra zaferin çok yakın olduğunu inandım. Şu anda bu kadar zor durumdayız ama ben Allah'ın yardımının çok yakın olacağına inanıyorum" şeklinde konuştu.
"Allah'ın yardımının yakında geleceğine inanıyoruz"
Allah'ın yardımının çok yakın olduğunu belirten Atila, "Rabbimiz, Muhammed Suresi'nde 'Kim Allah'ın dinine yardım ederse (-se şart ekidir) Allah da ona yardım eder.' diye buyurmaktadır. Biz Gazze'deki Müslümanların çoluğuyla çocuğuyla, varıyla yokuyla, havasıyla karasıyla neyi varsa her şeyiyle son demine kadar direndiğini gördük. İmkânları yok Gazze'de gezdiğiniz zaman bir çivi ve plastik parçası göremezsiniz. Ne ellerine geçerse onu Siyonistlere karşı kullanmaya çalışan bir halktan bahsediyoruz. Gazze halkı bu mücadeleye verdikten sonra Allah'ın yardımının yakında geleceğine inanıyoruz.
Mavi Marmara'da bizi kıstırdılar, her türlü muameleye tabi tuttular. İşkence ve cezaevi gördük. Cenab-ı Allah öyle bir bereket koydu ki Siyonistler ilk kez Mavi Marmara olayından sonra siyonist işgalciler ilk kez özür dilemek zorunda kaldı. Özür diledikleri gün ben Gazze'deydim. Dünya kamuoyu Siyonistlerin barbarlığını öğrendi." ifade etti.
Mavi Marmara Filistin davasına katkı sundu"
Mavi Marmara gemisinin taşıdığı misyona vurgu yapan Atila, "Hamas'ın Ürdün liderlerinden Muhammed Nazal'ı Urfa'da kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı bir programla misafir ettik. Kendisine şöyle bir soru soruldu. 'Mavi Marmara, Filistin için ne ifade ediyor?' Nazal, şöyle cevap verdi. 'Siz Marmara'da 9 şehit verdiniz. (O zaman şehit sayısı 9'du) Biz, Filistinliler o gün 900 şehit verseydik, Filistin davasına bu kadar katkı sunamazdık. Biz her gün ölüyoruz. Başka coğrafyalarda, başka kardeşlerimizin bizim için bedel ödemeleri çok anlamlıdır.' dedi.