GAPGündemi dijital platformlarında yayımlanan Gazeteci Yazar Nusret Yılmaz'ın hazırlayıp sunduğu "İstersen Konuşalım" programının konuğu Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Aslan oldu.

Programda dünden bugüne Filistin meselesi konuşuldu.

Filistin meselesinin yeni olmadığının altını çizen Aslan, "Filistin meselesinin her ne kadar 1948 tarihinde başladığı söylense de aslında Filistin meselesi daha önceki yıllara dayanır. İsrail, 1948 tarihinden itibaren ise büyük bir sorun olmaya başladı. Bu sorunun kökleri ve temelleri vardır. Bugün Filistin coğrafyası aslında İslam literatüründe Bilâd-ı Şam denen coğrafyanın bir kısmıdır.

Bilâd-ı Şam coğrafyası Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün'ün de bir kısmını içerisine alan bazen bizim Urfa'ya kadar uzanabilen bir coğrafyanın ismidir. Bu coğrafya ilahi kitaplarda kutsal bir yer olarak gösterilmiştir. Nedeni ise bütün peygamberlerin yaşadığı bir coğrafyadır. Bu coğrafya Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellemin) dışında daha önce yaşamış bütün peygamberlerin gelip burada Allah'ın dinini anlattığı bir yerdir. Bundan dolayı bu coğrafya 3 semavi din açısından da kutsaldır. İslamiyet Hristiyanlık ve Yahudilikten önce de Kudüs kutsal bir yer olarak bilinmektedir." dedi.

Aslan, "İslamiyet'ten önce bugün Ortadoğu coğrafyası dediğimiz bölgeye Bizans Devleti hâkimdi. Bizans Devleti Hristiyanlığı temsil ediyordu. Bizans;  Anadolu, Bilâd-ı Şam ve Mısır'a da hâkimdi. Doğuda ise Kisra İmparatorluğu vardı. O zaman Bizans ve Kisra İmparatorluğu dünyaya hâkim olan iki devletti. İslamiyet'ten önce Hristiyanlık ve Yahudilik tahrif edilmiş ve tevhid inancını bozmuşlardı. İslamiyet bunun için geldi.

İslamiyet'in ise tahrif edilmesi mümkün değildir. İslamiyet ilk geldiği zaman Bizans ve Sasani'yi karşısında buldu. Hz.Peygamber, Bizans ve Sasani'yi hak dine davet etti. Bizans ve Sasani davete karşı çıkınca savaşlar başladı. Hz.Ömer döneminde Kudüs fethedildi. Bu şekilde Kudüs meselesi başladı. İsrail, hiçbir zaman ne Kudüs'ü ne Mısır'ı ne Suriye'yi unuttu. Onlar için buralar kutsal yerlerdi. Bu topraklara geri dönmek için sürekli Müslümanlarla savaştılar. 400 yıl süren Haçlı Seferleri Kudüs ve Filistin için yapıldı. Bundan dolayı bu yeni bir olay değildir.

Yahudiler ve Hristiyanlar güçlendikleri zaman Kudüs'ü ve Anadolu'yu işgal etmek istemişlerdir. Onların tarihi hafızalarından Kudüs'ün fethi silinmemiştir.

Kaynak: GAPGündemi / İshak Polat