Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği; Valilik, Şırnak Üniversitesi ve Cizre Kaymakamlığının işbirliğiyle bir otelde gerçekleştirilen sempozyumun açılışı Kur'an-ı Kerim ve İstiklal Marşı okunmasıyla başladı. Melaye Ciziri'nin hayatını anlatan video gösterimi yapıldı, Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan'ın sempozyumla ilgili mesajı dinlendi.

İki gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan Şırnak Valisi Birol Ekici, Melaye Ciziri'nin bilgi anlayışını tartışacaklarını belirterek, Ciziri'nin yaşadığı döneme ilişkin bilgiler paylaştı.

Vali Birol Ekici, son dönemde Şırnak'ta ve bölgede yaşanan gelişmelere de değinerek şunları kaydetti:

"Şırnak artık karanlık bir konuyla anılmıyor. Birlik, beraberlik, üretim ve başarıyla anılıyor. 29 Ekim'de Cumhuriyet'imizin 101. yıl dönümünü kutladığımız gün Türkiye'de 111 bin 600 varil petrol üretilmiştir ve bunun 56 bin 700 varili bu topraklarda üretilmiştir. Burada 300 mühendisimiz var, bu bölgenin çocukları çalışıyor, 3 bin işçi çalışıyor. Bu sayı hızla artacak. Önümüzdeki yıl 100 binlere, 200 binlere, hatta 300, 500 binlere ulaşacak."

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan da insanlık vicdanının yaralandığı ve her gün büyük acıların, vahşetlerin yaşandığı çağda insan onuru ve haysiyetini yeniden ayağa kaldıracak güçlü bir sese ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Çünkü insan yaratılanların en şereflisi ve bu acıları hak etmemektedir." ifadesini kullandı.

"Tüm medeniyetlerde olduğu gibi bizim medeniyetimizde de insanlık onurunu ayağa kaldıracak, insana insan olduğu için değer veren ve onu yücelten fikirler ve ilim insanları var olmuştur." diyen Orhan, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Melaye Ciziri'nin bu isimlerden sadece birkaçı olduğunu dile getirdi.

Melaye Ciziri'nin düşüncelerini anlatan Orhan; "İçinde bulunduğumuz topraklar adeta tarihin ve sosyolojinin laboratuvarıdır. İşte tam da bu noktada Melaye Ciziri'nin sesine, düşüncesine her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Akademik dünya Melaye Ciziri'nin sesini ve yansımasını duymalı, ona göre insanlığa sadra şifa olacak reçeteler sunmalıdır. Şırnak Üniversitesinin bugün üçüncüsünü düzenlediği bu çalışmayı da takdirle ve minnetle karşılıyoruz.

Tüm bu süreçlere öncülük eden, hatta 14 yıl evvel bu süreçleri başlatan, ardından o karanlık tozlu raflara hapsedilmiş olan büyük Kürt düşünür, şair, mutasavvıf ve o büyük tarihi kültürel kaynaklarımızı 2010 yılında gün yüzüne çıkaran ve insanlığa, insanımıza sunmaya başlayan, Kürtçe klasik edebi eserlerin basımından dolayı Sayın Cumhurbaşkanı'mıza huzurlarınızda şükranlarımı arz ediyorum." dedi

Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Abdurrahim Alkış da ülkenin en değerli somut olmayan kültürel miraslarından birinin de tasavvuf anlayışı ve kültürü olduğuna işaret ederek, Kültür ve Turizm Bakanlığının da çalışmalarında bu gerçeklikten yola çıkarak hareket ettiğini dile getirdi.

Melaye Ciziri'nin bölge için önemine dikkat çeken Alkış, şunları kaydetti:

"Divan metni bölge insanı tarafından öyle benimsenmiş ki zamanla çevrede divan hafızları ortaya çıkmıştır. Özellikle Cizre pek çok divan hafızının yaşamış olduğu şehirlerdendir. Cizre ile ilgili yaptığımız inceleme ve araştırmalarda El Cezeri'nin nisbesini kullanan 100'den fazla eser sahibi alim ve arif bulunmaktadır. Cizre aynı zamanda dünyanın büyük aşk destanlarından birisinin yaşandığı ve yazıldığı yerdir. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı'nın bir benzeri Mem u Zin adıyla burada yaşanmış ve Şeyh Ahmed-i Hani gibi bir şair tarafından kaleme alınmıştır."

Cizre Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar ise Melaye Ciziri, Feqiye Teyran ve Ahmed-i Hani'nin bölgede varlık gösteren ve birbirini tamamlayan 3 büyük Kürt mütefekkir, edebiyatçı ve şair olduğunu belirterek, sempozyumun bu yılki temasını "Mela ve bilgi anlayışı" olarak belirlediklerini söyledi.

Baycar; "Melaye Ciziri'nin şiir, beyit ve kasidelerindeki engin bilgi, derin felsefe ve tasavvufi yatkınlık bizi bu karara sevk etmiştir. O, yaratılan her şeyde Yaradanı bulmuş, her bir varlıkta O'nu görmüş ve her şeyin özünde O'na ulaşmayı amaçlamıştır. 2 gün boyunca tüm bunların ve Ciziri'nin eserlerinin keşfedilmemiş birçok yönünün konuşulacak ve tartışılacak olması bizi heyecanlandırmaktadır. Cizre, ilim ve bilimin, akıl ve kalbin birlikteliğinin, uyumunun yegane örneğidir. Sibernetiğin kurucusu İsmail Ebul-iz El Cezeri akla pencereler açmış, Melaye Ciziri ise gönül dünyasına girmiştir. Kırmızı Medrese'de 30 yıla yakın müderrislik yapmış ve son nefesini burada vermiştir. Ömrünü ilime, bilime ve tasavvufa adayan Melaye Ciziri'ye Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.

Sempozyumun düzenleme kurulu başkanı Doç.Dr. Ahmet Özdemir de "Cizre'de doğup büyüyen Melaye Ciziri, medrese alimi, tasavvuf ehli ve şairdir. Konya için Mevlana hazretleri ne ifade ediyorsa aslında Cizre, Şırnak ve bu bölge için de Melaye Ciziri aynı şeyi ifade etmektedir." dedi.

Özdemir, Bosna Hersek, İran ve Irak'tan da akademisyenlerin katıldığı sempozyumun, Melaye Ciziri'nin ulusal ve uluslararası platformlarda daha iyi tanınmasına katkı sağlayacağına inandıklarını vurguladı.

Kaynak: AA