|
|||
![]() |
MEVSİM SONBAHAR! | ||
Muhittin BULUT | |||
muhittin_bulut@hotmail.com | |||
Yine her yer alabildiğine sonbahar. Sararan yaprakları alıp savuran rüzgârlarla başımız bir hoş. Soğuk inceden inceye giriyor bedenlerimize. Rüzgârlar yağmuru ihbar eder gibi, ama yok, yine yağmurlardan bir haber yok. Tenimiz, ruhumuz, toprağımız nasıl da muhtaç ama yağmurdan herhangi bir haber yok. Yine her yer alabildiğine sonbahar. Sokaklar, kaldırımlar, ağaçlar, duvarlar nasıl da sonbaharın o ılık nefesini çekmiş içine içine. Nasıl da dövünüyor, yırtınıyor bu sesi açığa çıkarmak için. Nasıl da ifşa oluyor sokak lambalarında o güzelim yazın, baharın yorgunluğu. Rüzgârlar nasıl da yaprağın koynuna uzanmış öyle boylu boyuna. Uzaklarda nasıl da esrarlı bir havaya bürünüyor gökyüzü. Kuşlar bile nasıl göç ediyor ötelere her sabah.Güneş doğarken. Sonbaharda. Yine her yer alabildiğine sonbahar. Yine her yer alabildiğine mahzun. Yine her yer alabildiğine suskun. Yine her yer alabildiğine durgun. Alabildiğine uzak, alabildiğine yabancı, alabildiğine ıssız ve kara. Ne yazın cıvıltısı, rengi, sesi var; ne baharın neşesi, kokusu, tadı var; ne de kışın kışı, karı, yağmuru, soğuğu var. Her yer alabildiğine gri, alabildiğine araf, alabildiğine muamma. Yine her yer alabildiğine sonbahar. Güneş doğuyor güya, sabahlar oluyor ama karaltı çekilmiyor hala sokaklardan. Akşam birden bire çöküyor üstümüze üstümüze. Ansızın, habersizce, baskın yaparcasına. Sonbaharın rengini güne, geceye vururcasına. Ve Yahya Kemal seslendirir bize sonbaharı: Ve Attila İlhan şiiris onbahar yapar belki bize, son baharı şiir; insanı sonbahar da bulur sonra, son baharda birden kaybediverir, kim bilir… |
|||
Etiketler: MEVSİM, SONBAHAR |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.