|
|||
![]() |
HZ. İBRAHİMİN MİSAFİR ARAMASI | ||
Misbah HİCRİ | |||
misbahhicri@hotmail.com | |||
Urfa'nın hangi sokağından geçerseniz geçin, şehrin sokakları sizi Hz. İbrahim'in makamına götürür. Zaten gördüğünüz insanlar, kadınlı erkekli, çocuklarla el ele yaşlısı, genci o yöne gittiğini göreceksiniz.
Her ailede mutlaka bir İbrahim, yâ da İbrahim Halil adlı biri vardır. İşte bu sevgi Hz. İbrahim'in bin yıllardır halkın arasında anılmasına neden olduğu gibi gidip onun makamını huşu içinde ziyaret etmek, onun bıraktığı izde yürümek, bizlere düşen kutsal bir görev olsa gerek.
Hz. İbrahim'in misafir sevdiği ve her fırsatta misafir arayıp beraber yemek yediği rivayet edilir. Halkımız arasında yemekten sonra yapılan dualarda aynı zamanda Hz. İbrahim'in bereketi ile ev sahibinin ödüllendirilmesi istenir.
Her gün evinde misafir ağırlayan, misafirsiz yemek yemeyen Hz. İbrahim, günlerden bir gün "misafir gelmezse ben yemek yemeciğim" diye kendi kendine söz vermiştir. Misafir gelmeyince kendisi misafir aramaya başlar. Ancak hikmeti ilahi tam bir ay Hz. İbrahim'e misafir gelmedi.
O da bu zaman zarfında ne yedi, ne içti. Misafir ararken iç geçirdi; " acaba benim gibi misafire itibar eden onu arayan, onu bekleyen, onu ağırlamak isteyen başka kimse var mıdır" diye kendi kendine sordu.
Yolda giderken bir adama rastladı. "İşte bu bana misafir olur" diye adama ne gezdiğini sormuş. Adamda ben misafirsiz yemek yemem, soframda hep misafirle otururum. Üç aydan beri misafirim gelmedi. Bende misafir aramaya çıktım. Sizi görünce hemen seni misafir etmek için sana doğru geldim." Ardından Hz. İbrahim'i yemeğe davet etti.
Hz. İbrahim hayretler içinde kalmıştı. Kendisi bir aydır misafir arayışı içinde iken, bu adam üç aydan beri misafir arıyordu. Adamın davetini kırmayan Hz. İbrahim, onun evine misafir oldu. Kısmetleri ne idiyse yediler, içtiler, sohbet ettiler, ibadetlerini ifa ettiler. Ayrılacakları zaman ev sahibi Hz. İbrahim'i bir odanın önüne götürdü, odanın kapısını açtı, o da kıymetli eşyalarla doluydu. Bu içerdeki kıymetli eşyaları göstererek "hangisini beğeniyorsan al götür " demiş.
Ardından "bana dua eyle" dedi. Hz. İbrahim "sen neden dua etmiyorsun" deyince adam; "ben çok dua ettim, ancak benim dualarım kabul olunmadı" deyince Hz İbrahim sordu; "nasıl dualarının kabul olmadığını biliyorsun." O kişi de "ben Hz. İbrahim'i görmek için hep dua ettim. O peygamber benim dönemimde yaşıyor, onu görmek bana bir türlü kısmet olmadı" deyince, Hz. İbrahim de ona; "ey Allah'ın sadık kulu, sana müjdeler olsun ki Allah senin duanı kabul etti. Bu güzel ahlakından dolayı, Allah beni senin evine misafir etti. Ben de bir aydan beri misafirsiz yemek yemiyordum. Misafir aramaya çıkmıştım, bulurum, diye yolları gözlüyor, gelip geçecek birini misafir etmek için bekliyordum. Demek ki Allah senin duanı kabul etmiş olacak ki, beni sana misafir etti, beni seninle görüştürdü." Dedi.
İkisi de birbirilerine teşekkür ederek, mutlu ve bahtiyar bir şekilde birbirlerinden ayrıldılar. İşte o günden bu güne Hz. İbrahim'in ahlakından nasibini alan Urfa coğrafyasında ve çevresinde yaşayan herkes, misafir ağırlamayı bir marifet kabul eder. Misafirin kıymeti bilinir, saygı gösterilir, değer verilir, yedirilir, içirilir ağırlanır ve yolcu edilir.
*İbrahim kelimesi anlatılan efsanesinden hareketle "eberhim" ya da " brahim" bu isim hala yöremizde Bırahim şekilde kullanılmaktadır. Kelime anlamı olarak "duvarın dibindeki " ya da "duvarın kardeşi" demektir. Her iki kelime de aynı anlamı vermektedir.
Bu kelimenin şefkatli baba manasına gelen "ebirahim'den yahut da "halkın babası" demek olan "ebirahman"dan galat olduğu söyleyenler vardır.
Hz. İbrahim'in bir lakabı halilluh dır Halil bir kimsenin sır işleri arasına giren ve sevgisi kalbinin cüzlerine işleyen dost demektir. Hiçbir haleli olmayan manasına gelen "hullet"ten alınmıştır.
Makamatı Hariri 466 MEB yayınları İstanbul 1991.
Zorunlu açıklama; Ebirahim veya ebirahmandan galat olduğu söylenmekte ise de o zaman orada yaşayın insanların dili Arapça olmuş olurdu.
Bu böylece kabul görülürdü. Oysa Fahrettin'i Razi Tarih Tefsirinde "Hz İbrahim'i ateşe atan Hibrin adında bir Kürt'tür" demektedir.
Ayrıca merani, yiğitler anlamına gelen bir aşiretin burada yaşaması demek ki o dönemlerde burada Kürtler yaşadığının tespitidir. Denildiği tarihte Araplar daha bu bölgeye gelmemişlerdi. Halil ismi İslamiyet'e birlikte inen ayetle ona verilmiştir.
|
|||
Etiketler: HZ., İBRAHİMİN, MİSAFİR, ARAMASI, , |
|