|
|||
![]() |
DİN; İNSANLARIN MUTLULUK SIĞNAĞIDIR | ||
Misbah HİCRİ | |||
misbahhicri@hotmail.com | |||
Geri kalmış toplumlarda servet edinmek adına canını dişine takanlar, tamahlığı, harisliği huy edinirler. Gücü ve erki kendinde bulunca hükmetme uğraşı verirler. Oysa mutlu insanlar, inançların öğretilerini, emir ve kurallarla, yaşam tarzlarını biçimlendirerek, insanca ve inancının gereğini yaşamayı, hak bilirliği, adaletli olmayı toplumsal yaşam içinde iyi geçinme ve diyalog kurmayı hayatın mantalitesi olarak görürler. Herkes kendi inancı ve mezhebinin doğruluğunu, üstünlüğünü söyleyebilir. Önemli olan senin kendi dinine ve mezhebine ne kadar yakın olduğun ve sahiplendiğindir. Dini sahiplenmeden emir, kural ve yasaklarını bilmeden, itaat etmeden, gereğini yerine getirmeden din bilinmez. Dinin getirdiği sosyal ve toplumsal olguları, müeyyideleri, algılamadan, insanların lehine kullanmadan, kendi inancının önemini ve ehemmiyetini anlayamazlar. Dinsiz toplumlar var olduğu gibi çeşitli cisimleri, canlı ve cansız varlıkları kendine mabut edinen toplumlar, milletler de vardır. Biz "hayır ve şerrin" Allah'tan geldiğine inanıp ona sığınıp mutlu olmak varken, neden çelişkili yaşamlara kendimizi hapsedelim. Dini kendimize uydurmak değil; bizim dinin emir ve yasaklarına uyarak kendi yaşamımıza yön vermemiz gerekir. Dünyada toplumların özgürlüğü anlamında din ilahi kaynaklı iken, demokrasi insanların akıl, bilgi ve iradelerine bağlıdır. Bu akıl ve irade ilahi emirler olduğuna göre dünyada demokrasinin uygulaması sayısız örneği vardır. Allah cüzi iradeyi insanlara vermişse bu demektir ki demokrasi insanın icat ettiği bir sistem olsa da ilahi bir sahiplenmedir. Hudayê azim peygamber vasıtasıyla Kur'an'ı gönderdi ve tüm paygemberler ve kitaplarına iman etmek inancımızın gereğidir. Allah birisini işaret ediyorsa; onun yarattığı halk örnek alarak önder seçerken Allah'ın emrini yerine getirdiklerinin ifadesidir. Şimdi ki liderler seçimle olduğuna göre demokrasi anlayışını İslam'da yerinin var olduğu anlamındadır. Bu İslam'ın insan düşüncesine verdiği değerdir. Adaletin üstünlüğü, özgürlükler, eşit vatandaşlık, ifade ve inancın serbestliği İslam'ın özelliklerini taşıyan, arzu edilen insan yaşamdır. İnsanların yeryüzünde, yer altında ve gökyüzünde gösterdiği yararlıkların, hepsi insanlığın yararınadır. Tüm bu başarılar insanlığa değer vermekten geçer. Barışçıl olmanın gereğidir. Dünyada savaş sürdükçe ülke milletleri toplum yararına icatlar değil; ölüm için yeni silahların icadıyla uğraşırlar. Kimileri beyhude bir çaba içine girip bilmediği, sahiplenmediği İslam dinini dünyadaki gelişmelere karşı yetersiz ve bir eksiklik içinde olduğunu söylemektedirler. Oysa din bir ideoloji olmadığı gibi, din bir teknoloji icat etme sanatı değildir. Din insanların sosyal yaşamı düzenler, ahlaki değerlerle ödüllendirir, insanlara var olma gereğinin sorumluluğunu yükler. Suçlardan ve günahlardan uzaklaşması, hak bilirliğin tecellisi arzulanır. Her savaş sonrası mağluplar çekilir, galipler onların yerini alır. Yeni gelenler orada yaşayan milletler üzerinde tahakkümlerini sürdürürler. İnsan toplulukları aşiretler, kabileler, oymaklar, milletler (dilleri dinleri bir olmasa da) bir yaşama ahengi içinde olmaları gerekirken birbirlerine düşman edilerek nifak tohumları yeşertmek kendi egemenliğini kurma gayreti içinde olanlar hala vardır. Geçmişte kaybedilmiş topraklara yeniden sahiplenip arzu ve isteklerini horlatma insanlar arasında sevgiyi değil beraberinde vahşeti ve zulüm getirerek insanları açlığa sefalete, gözyaşına boğmaktadırlar. Bu anlamda boş durmayan işgal ve sömürge arayan devletler hala vardır. Birlikte yaşayan halkların hassasiyetlerinden faydalanarak, aralarına nifak tohumları ekerek düşman edilmektedirler. Çeşitli sivil ve askeri örgütlenmelerle, dünya ülkelerinde, ulusal mücadele içinde uğraşanlar arasında örgütlenerek onları hep kullanma uğraşı hala sürmektedir. Huzur ve mutluluk varken insanların bir birini düşman edilmesi, güçlülerin oyun ve hileleridir. Entrika ve oyun yaratıcılarının oyunlarını bozmak için verilecek en büyük cevap birlikte itifak, sevgi ve erdem bilincinin geliştirilmesidir. Dünya başarılarına baktığımızda Yahudi veya Hıristiyanların nasıl bir uğraş sergiledikleri meydanda. Başarılar bir milletin dininden dolayı ileri gelmediği gibi teknolojide geri kalınması da dinlerinden dolayı değildir. Birçok gayri Müslim devletler insanlığa verdikleri önem, hak ve hukukun üstünlüğü insanların içinde oldukları hoşgörü meziyetleri İslam geçinen birçok devleti geride bırakmaktadır. Bunda İslam'ın bir suçu bir kabahati akla gelmemeli. Bilimde teknikte sosyal ve ekonomik yaşamda başarıyı elde etmek insanların dinleri ile ilgili değildir. |
|||
Etiketler: DİN, İNSANLARIN, MUTLULUK, SIĞNAĞIDIR, , |
|