Haber Merkezi / Konu olarak; 'Gençlik Üzerine İki Tahayyül' Haluk ve Asım olarak belirlenen bu haftaki konuşma, Türkiye Yazarlar Birliği Şanlıurfa Şube Başkanı Doç. Dr. Mahmut Kaya'nın moderetörlüğünde yapıldı. Çevrim içi olarak yapılan programa ilgi oldukça yoğundu.
TYB Şanlıurfa Şubesinden üyeler ve Mehmet Akif Ersoy sevenlerinin katıldığı program; Doç. Dr. Mahmut Kaya'nın D. Mehmet Doğan'ı takdimiyle başladı.

XX. yüzyılın başında iki büyük Şair, iki büyük mütefekkir Tevfik Fikret ve Mehmet Akif
TYB Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan konuşmalarında, 'Öncelikle böyle önemli ve benim üzerinde hassasiyetle durduğum ve araştırmalar yaptığım bir konu üzerinde beni davet etmeniz bizleri bahtiyar etti. Şanlıurfa şubesi yönetimine ve katılımcı arkadaşlara teşekkürler efendim. XX. yüzyılın başında iki büyük Şair, iki büyük mütefekkir Tevfik Fikret ve Mehmet Akif. Tevfik Fikret, Akif'ten biraz daha yaşlı ve deneyimlerini ortaya koymayı becerebilmiş ve şöhreti şiirle yakalamış bir şair ve bu farkını ortaya çıkaran sonradan benimsediği şiir, yeni şiir tarzına geçmemesi normal, Yoksa Mehmet Akif 1900'lu yıllardan itibaren Muallim Naci, 1908'den itibaren de yayımlanan şiirler Sırat-ı Müstakim'de, Sebilü'r-Reşad'tan yeni tarzdır. Bütün şiirleri ve ilk şiir de hepimizin bildiği gibi Safahat'ta en başına konulmuş olan 'Fatih Camii' şiiridir Mehmet Akif'in bu şiiri bilerek 1908'in Ağustos'unda yayınlayarak, bu aslında onun İstanbul'da kendi sahası diyebileceğimiz, Fatih Medresesi çevresi de ve hem dini bir merkez ve aynı zamanda ve dindar halkın çoğunlukta olduğu, Müslümanların büyük ekseriyet olduğu bu semtte doğmuş, büyümüş, tahsilini bu semte çoğunu yapmış, babası Fatih Medresesinde Müderris ve herkese ders verecek bir seviyede olan biri. Onun için bu şiirde geçmişten geleceğe bir köprü kuruyor Akif. Tevfik Fikret ise, erken yaşta şöhret olmuş bir şair. Servet- i Fünun mecmuasında yöneticilik yapmış bir şair ve döneminde çok kısa zamanda tanınmış, geniş kitlelere mal olmuş ve aruz vezninin kullanılışı açısından çığır açmış bir abide kişilik. 19. yüzyılın sonunda aruz vezniyle yazmış, rahatsız edici teknik hatalara düşmeden, bir şair olarak isim yapmış edebiyatçı' dedi.

Mehmet Akif, Fikret'e gören aynı zamanda fikir cephesi de olan bir şahsiyettir
TYB Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan konuşmasına şöyle devam etti;
'Edebiyat Tarihçileri Mehmet Akif'in, Tevfik Fikret'in izinden gittiğini söylerler. Daha etkileyici bir şekilde, aruzu günlük dilde yazdığını ve aruzu günlük dile yaklaştırdığını söylüyorlar ve çok başarılı olduğunu belirtiyorlar. Bilhassa Asım'ı okuduğumuzda kolayca bunu müşahede ediyoruz. Tatbikî Mehmet Akif, Fikret'e gören aynı zamanda fikir cephesi de olan bir şahsiyettir. Tevfik'in fikir yönü 1900'lerin sonunda batıcılık, Avrupa medeniyetine adeta aşırı bir bağlılık şeklinde tezahür eden; yani Avrupa'daki her şeyi gözü kapalı olumlayarak benimsemek isteyen bir zihniyet. Böyle bir zihniyetin ülkemizde de yayılmasına çalışan bunun içinde Avrupa'da kullanılan bazı kavramların Osmanlı'da kullanılmasını kendisine şiar edinmiş bir şairdir. Onun için Mehmet Akif yüzünü doğuya ve bu topraklardaki ahlaki anlayışa ve İslam medeniyetine dönmüş bir şairdir.'

TYB Şanlıurfa Şube Başkanı Doç. Dr. Mahmut Kaya'dan konuğa ve katılımcılara teşekkür
TYB Şanlıurfa Şube Başkanı Doç. Dr. Mahmut Kaya ise, 'İstiklal Marşının yazılışı ve kabulünün 100. Yılı anısına Kurucu Genel Başkanımız D. Mehmet Doğan bizlere gençlik üzerine iki tahayyülün ifade bulduğu Asım ve Haluk üzerine edebi ve felsefi derinlikli bir sohbette bulundu. Kendisine şubemiz adına teşekkür ediyorum. Bu vesile ile Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle anıyoruz' diyerek katılımcı arkadaşlara da teşekkür etti.
Program katılımcıların soru-cevap faslından sonra, iyi dileklerle son buldu.