Haziran ayının son günlerinde terör saldırılarıyla sarsılan Tunus'un, demokrasi sürecini sekteye uğratmak isteyen birtakım güçlerin hedefinde olduğu belirtiliyor.

Tunus, 27 Haziran'da başkentte peşi sıra düzenlenen bombalı saldırlar ve aynı saatlerde 93 yaşındaki Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi'nin rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmasıyla sarsıldı.

Yaşanan bu gelişme gözleri sonbaharda iki önemli seçime gitmeye hazırlanan Kuzey Afrika'nın küçük ama bir o kadar da önemli ülkesi Tunus'a çevirdi.

'Arap Baharı' adı verilen sürecin beşiği Tunus, ekim ve kasım aylarında parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için üçüncü kez sandığa gitmeye hazırlanıyor.

AA muhabirine konuşan Tunuslu uzmanlar, geçen ay yaşanan terör saldırıları ve mevcut ekonomik durumun seçimler üzerindeki muhtemel etkisini değerlendirdi.

Terör örgütleri üzerinden 'siyasi mesajlar' veriliyor

Anayasa Hukuku Profesörü Cevher bin Mübarek, turizm sezonunun yeni açıldığı bir dönemde haziran ayının son günlerinde düzenlenen terör saldırılarının birtakım siyasi mesajlar içerdiğini söyledi.

Saldırılarla aynı saatlerde Cumhurbaşkanı Sibsi'nin rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını ve seçimlerin ertelenmesi söylemlerinin yüksek sele dillendirilmeye başlandığını hatırlatan Bin Mübarek, 'Libya, Cezayir, Sudan ve Yemen'deki olayları Tunus'tan bağımsız düşünmek mümkün değil. Terörü bir enstrüman olarak kullanan bazı güçler iletmek istedikleri siyasi mesajları bu örgütler üzerinden veriyor.' dedi.

'BAE ve Suudi Arabistan'ın Arap Baharı'na karşı müdahaleleri sır değil'

Bazı ülkelerin 2010 yılı sonunda Tunus'ta patlak veren ve kısa sürede Orta doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yayılan 'Arap Baharı' dosyası üzerinde ciddi çalışmalar yürüttüğünü ve Arap dünyasının bu süreçte elde ettiği tecrübelerini yok etmek için gayret gösterdiğini ifade den Bin Mübarek, 'Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan gibi Körfez ülkelerinin Arap Baharı'na karşı müdahaleleri bir sır değil.' diye konuştu.

Tunus'un da bu müdahale planının içinde yer aldığını vurgulayan Bin Mübarek, şunları kaydetti:

'Tunus, Arap Baharı sürecinden yıkılmadan çıkabilen tek ülke. Dolayısıyla bu durum diktatörlükle yönetilen Arap devletlerinin hoşuna gitmiyor. Son 2-3 yıldır siyasiler ve medya kullanılarak Tunus'taki demokratik geçiş süreci baltalanmaya çalışılıyor.'

Seçimler Tunus'u demokratik geçiş döneminden istikrar dönemine taşıyacak

Bin Mübarek, Arap Baharı'nı baltalamak isteyen ülkelerin sonbaharda yapılacak seçimlerin 'Tunus'u demokratik geçiş döneminden istikrar dönemine taşıyacağının' farkında olduğuna dikkati çekti.

Her şeye rağmen Tunus'taki demokratik tecrübe döneminin ivme kazanarak devam edeceğini dile getiren Bin Mübarek, 'Halk, bu durumun farkında. Ülkedeki demokrasi süreci son bulmayacak. Tunus halkının büyük bir bölümü bu konuda oldukça bilinçli.' ifadelerini kullandı.

Terör saldırılarının talimatı 'sınırların ötesinden'

Bin Mübarek, terör eylemlerinin ülkedeki beyinleri yıkanan gençler tarafından gerçekleştirildiğini ancak talimatın sınırların ötesinden geldiğini ifade etti.

'Bu gençler, terör eylemlerini; birtakım ideolojik yaklaşımlar çerçevesinde gerçekleştiriyor. Ancak talimatlar, sınırların ötesinden geliyor. Bu gençler sadece piyon.' diyen Bin Mübarek, terörü besleyen sorunlar ortadan kaldırılmadıkça ülkede benzer terör saldırılarının da gerçekleşebileceği uyarısında bulundu.

Seçimler öncesi ülke karıştırılmak ve demokrasi süreci akamete uğratılmak isteniyor

Tunuslu insan hakları aktivisti El-Emin el-Buazizi de yaklaşan seçimler öncesinde gerçekleştirilen terör saldırılarının tek başına ele alınmasının doğru olmadığını söyledi.

Buazizi, Tunus'taki terör saldırılarının seçimler öncesi ülkeyi karıştırmayı ve demokrasi sürecini akamete uğratmayı hedeflediğini dile getirdi.

Buazizi, 'Olaylar ancak bağlamında değerlendirilebilir. Bölgesel güçler Tunus demokrasisine karşı bir savaş yürütüyor. Arap Baharı'nın bir komplo olduğunu, kaos yarattığını ve hatta 'İbrani Baharı' olduğunu ileri sürüyorlar.' dedi.

Suudi Arabistan ve BAE'nin Arap Bahar'ına karşı yürütülen bu savaşa öncülük ettiğini belirten Buazizi, söz konusu ülkeleri Yemen'i yıkıma uğratmak, Libya'daki siyasi atmosferin bozulmasına katkı sağlamak ve Sudan'da darbecileri desteklemek ile suçladı.

'Arap Baharı' adı verilen sürecin ardından iktidarın seçimler aracılığıyla devredildiği bir sisteme kavuşan Tunus, bu yıl ekim ayında parlamento ve kasım ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerine gitmeye hazırlanıyor.

Başkent Tunus'ta 27 Haziran Perşembe günü düzenlenen terör saldırılarında 2 kişi ölmüş, 8 kişi yaralanmıştı. Söz konusu saldırıları terör örgütü DEAŞ üstlenmişti. AA