AA/ Kentteki özel bir hastanenin başhekimi olan Ahmet İnan, 12 Temmuz 1940'da Şanlıurfa'da dünyaya gelen ağabeyinin hayatı boyunca Anadolu'nun farklı kentlerinde eğitim için bulunduğunu söyledi.
Edebiyata gönül veren ağabeyinin hayatının şair, yazar, fikir ve aksiyon adamı Necip Fazıl Kısakürek ile tanışmasıyla değiştiğini aktaran İnan, ağabeyinin dönemin önde gelen şair ve yazarlarıyla sık sık Ankara'da buluştuğunu dile getirdi.
Mehmet Akif İnan'ın, Türk edebiyatında "Yedi güzel adam" olarak bilinen Necip Fazıl Kısakürek, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu'nun da aralarında bulunduğu 7 usta kalemden birisi olmayı başardığını vurgulayan İnan, ağabeyinin Müslümanların göz bebeği Kudüs için 1979 yılınoa yazdığı en güzel eserlerden birisi olan "Mescid-i Aksa" şiiri dolayısıyla hafızalara "Kudüs Şairi" olarak kazındığını hatırlattı.
Ahmet İnan, Eğitim Bir Sen'i ardından da bugün Türkiye'nin en büyük konfederasyonu olan Memur-Sen'i kurarak geride ölümsüz bir eser bırakan ağabeyinin Şanlıurfa'da 6 Ocak 2000'de 60 yaşında vefat ettiğini ve her yıl törenlerle anıldığını belirtti.

- "Hayatını adadığı bir nesle ağabeylik yaptı"
Ağabeyinin 60 yıllık hayatının hep mücadele ve insanlığa hizmetle geçtiğini vurgulayan İnan, şöyle devam etti:
"Ağabeyim gerçekten hayatı boyunca şair olarak, yedi güzel adamdan biri olarak, yazar olarak, dava adamı olarak ve sendikacı olarak anıldı. Bana göre bütün bunların ötesinde Mehmet Akif İnan, adam gibi adamdı ve her şeyden önce ağabeylik vasfını her yerde hissettirirdi. Mehmet Akif İnan, sadece kardeşleri olarak bizlere değil adeta bir nesle ağabeylik yaptı. Gerek fikirleri gerek davranış hal ve hareketleriyle gerçek anlamda bir ağabeylik yaptı. Çocukluk döneminde biz kendisini örnek alır, bir idol olarak kabul ederdik. Yine Ankara'ya gittiğinde yazar camiasıyla Yedi Güzel Adam ekibiyle hemen hemen her gün buluşmaları olurdu. Ben o zaman lise öğrencisi bir genç olarak onlara hizmet ederdim.
Akif ağabeyimin gözünde mal mülk, dünya hırsı yoktu. Gerçek anlamda her şeyi kendi davasına adamıştı, kesinlikle dava adamıydı. Akif İnan kendi yaşamı boyunca kimseyi kıskanmadı tüm yaşamı boyunca çevresindeki insanlara yardımcı olmaya çalıştı. Akif İnan, yaşanmış bir hayattan öte adanmış bir hayat yaşadı. Hayatını bir nesle insanlığa adamıştı. Yine bunun eserleri olan bugünkü Memur-Sen, Eğitim Bir Sen onun çizdiği yolda dimdik Türkiye'nin en büyük sendikası olarak halen devam etmektedir."

- "Kudüs'ü iliklerine kadar hissediyordu"
Ağabeyinin yaşarken göremediği Kudüs'ün ıstırabını iliklerine kadar hissederek Mescid-i Aksa şiirini yazdığını aktaran Ahmet İnan, "Şiirinde gerçekten bir dava adamı olduğunu mısralarında çok rahat yakalayıp görebiliyoruz. Devletimize ve halkımıza çok teşekkür ediyorum. Bugün birçok yerde Mehmet Akif İnan okulu, lisesi, caddesi, sokağı hastanesi gibi çok sayıda eser görebiliyoruz. Bu onun isminin yaşatılması anlamında çok güzel bir şey. Biz ailesi olarak bir Mehmet Akif İnan Edebiyat Üniversitesi kurulmasını da istiyoruz. Fakültesi demiyorum, hikayesi, sineması, tiyatrosu ile bir bütün olarak edebiyat üniversitesinin kurulması bizim ailemizin hayalidir. Bu da gerçekleşirse çok mutlu oluruz." sözlerine yer verdi.