İLKHA/ Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şubesi, eğitim sorunları, kariyer sınavları ve promosyonda yaşanan sorunlarla ilgili İl Millî Eğitim Müdürlüğü bahçesinde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Çok sayıda öğretmenin katıldığı basın açıklamasını Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun okudu.

"MESLEĞİN HAYSİYETİNİ KORUMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ?"
Eğitimcilerin eğitim öğretim yılına birikmiş sorunlarıyla girdiğini ifade eden Coşkun, "Ne yazık ki bu yıl yığın haline gelmiş sorunlarının üstüne bir de ekonomik darboğazın getirdiği geçim sıkıntısı, kiralardaki fahiş artış nedeniyle barınma sorunu, uzmanlık ve başöğretmenlik sınavıyla ilgili çığlığın ısrarla duyulmak istenmemesi ve benzeri sorunlarla başlamak durumunda bırakılmışlardır. Pandemi döneminin sağlık çalışanlarından sonra en aktif görevini icra eden eğitim çalışanları, 24 Kasımlarda eli öpülesi sonrasında talepleri gömülesi olmaktan bıkıp usanmış durumdadırlar. Biz eğitim çalışanları olarak, peygamber mesleği olarak gördüğümüz öğretmenlik mesleğini her hal ve şartta yerine getirmeye yeminli neferleriz. Ancak, bu ulvi görevi yerine getiren eğitim çalışanlarını, açılıkla yoksulluk sınırı arasına sıkışmış memur, ev sahibine karşı beli bükülmüş kiracı, pazar alışverişini yaparken yutkunan, ay sonunu getirmek için hesap makinesi elinden düşmeyen çalışanlar olmaya mahkûm etmek en azından vicdanları yaralamalıdır. Bu kötü gidişe bir an önce son vermenin, sahadan yükselen çığlığa kulak kabartmanın, eğitim çalışanlarının onurunu, mesleğin haysiyetini korumanın zamanı gelmedi mi?" dedi.

"BİZ SINAVIMIZI ZATEN SINIFTA VERİYORUZ, BİZİ ÖLÇMEK İÇİN YAPACAĞINIZ SINAVLARI İSTEMİYORUZ"
Kariyer basamaklarının bariyer basamağı olmaktan çıkarılması ve sınav uygulaması kaldırılması gerektiğini ifade eden Coşkun, "2006 yılında bir kez uygulanan ve o tarihten itibaren her yıl uygulanması gerektiği halde sessizlik girdabına terkedilen kariyer basamakları sisteminin 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' ile beraber tekrar hayata geçmesi bizimle beraber tüm sendikaların ortak talebiydi. Ancak gelinen noktada aradan geçen 14 yıldan sonra içeriği ve şekli tartışmaya açık, sunumlarıyla eğitim çalışanlarını çileden çıkaran uzman/başöğretmenlik sınavlarıyla ilgili sahadan yükselen ortak ses şudur: 'Biz sınavımızı zaten sınıfta veriyoruz, bizi ölçmek için yapacağınız sınavları istemiyoruz' Öğretmenlik yapısı itibariyle 1739 sayılı kanunda ifadesini bulduğu gibi bir ihtisas mesleğidir. Dolayısıyla hizmet içi eğitim görmeye evet, mesleki gelişim kurslarına tamam ama bizi ölçmek gibi itibarımızı örseleyecek uzmanlık/başöğretmenlik sınavını bu şekilde uygulanmasına kesinlikle hayır diyoruz! Bu minvalde online eğitim seminerlerini tamamlayan 8 yılını doldurmuş öğretmenlerin uzmanlık, 12 yılını doldurmuş öğretmenlerin de başöğretmen olması için Genel Merkezimizin vermiş olduğu teklif Meclis'te tekrar görüşülmeli ve yapılacak yasal düzenleme ile ivedilikle hayata geçirilmelidir." diye konuştu.