Haber Merkezi / Çelik, kaya duvarlara yapılan bu resimlerin Meryem, İsa, haç işareti, yırtıcı hayvanlar, fresk ve rölyef tekniğinde yapıldığını ayrıca bu alanda Antik Çağ taş ocağı, zeytin ve üzüm basma fabrikaları, yer altı şehri tünelleri, iki ağızlı ve tek ağızlı sarnıçlar, Roma dönemi karakol kalıntılarının da bulunduğundan bahsetti.
Sanat Tarihçisi, Ressam Muharrem Çelik ayrıca bu bölgede hem Paleolitik hem de Neolitik dönemin yaşandığı Hamzan Tepesi'nin bulunduğunu da dile getirdi.
Gezileri sırasında Kayı boyuna ait özellikle Akkoyun ve Karakoyunlulara ait mezarlığı ve bu mezarlıkta bulunan yazılı taşlara rastladıklarını dile getiren Çelik, üzerinde Arap alfabesiyle Lailaheillallah yazılı taşın dikkatleri çektiğini ve koç şeklindeki taşlara da rastladıklarını söyledi.
Buranın Güneydoğu Anadolu Bölgesinde örnek bir alan, örnek bir yerleşim olduğunu söyleyen Çelik; Aynı zamanda buranın Kayılara ait mezarların bulunduğu tek yer olduğu içinde önemli olduğunu söyledi.Kayı boylarının Osmanlıların öncüleri olduğunu belirterek burada bulunan mezarların atıl durumda,harabe görünümde olmasına üzüldüğünü dile getirdi.
Buralardaki değerlerin çoğunun defineciler tarafından yok edildiğini söyleyen Çelik, bu yerleşim yerinin tarihi açıdan önemli bir merkez olduğunu gördüğümüz bu eserler kanıtlamaktadır dedi.
Daha önceleri burada yer alan sanat eserleri arasında yer alan Selçuklu dönemine ait koç şeklindeki taşlar ve Kayı boyu işaretleri (ok, yay) bilim dünyası tarafından da incelenip belgelendirilmiştir.
Bu eserler Harran Üniversitesi Sanat Tarihi Eski Bölüm Başkanı Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu, Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah Ekinci, Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Mustafa Güler, Harran Üniversitesi Arkeoloji Eski Bölüm Başkanı Iğdır Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahattin Çelik tarafından bilim dünyasına sunulup yayınlanmıştır diyen sanat tarihçisi araştırmacı-yazar Muharrem Çelik, aynı zamanda bahse konu olan eski ismiyle Koçveren Köyü'nün birçok köşe yazarı tarafından yazılıp haberlere de konu olduğuna dikkat çekti.
Yazar Muharrem Çelik Eyyübiye bölgesinde iki farklı Koçveren Köyü olduğunu bahse konu tarihi yerin isminin Şahinler Mahallesi olarak değiştiğini bu denli zengin tarihi kaynaklara sahip olan aynı zamanda kendi dedesine de ait olan tarihi yerleşim yerinin ismini mevcut eserlerden aldığını dile getirerek buraya tekrar eski isminin verilmesi gerektiğini söyledi.
Çelik, böylelikle tarihle olan bağlarımızın güçlendirilmesi ve ecdadımıza karşı saygınlığımızı göstermek amacıyla yapılacak bu değişikliğin önemli olduğuna değindi.
Bu tarihi yerleşim yerinin her ne kadar tabela üzerinde ismi değişmiş ise de mahalle halkı tarafından hala eski ismiyle Koçören olarak bilindiğini belirten Muharrem Çelik bu tarihi alanın isim iade konusu için ilgili birimlere yazılı müracaatta bulunduğunu da belirtti.
Çelik bu bölgede Akkoyunlular'a ait olduğunu düşündüğü halk tarafından ziyaret olarak bilinen yerleşim yerinin tahmini 300-500 metre uzaklarında tek kişilik kabirler olduğunu ve buralarda da geçmişte çeşitli yemek ve ikramların sunulduğunun da önemine dikkat çekti.
Çocukluğunun annesi ile birlikte burada geçtiğini belirten Çelik, geçmişte burada birçok eserin olduğunu ancak çoğunun şimdilerde görülmediğini birçoğunun da rastgele ortadan yok edildiğini belirtti.
Çelik bilim dünyasının yaptığı incelemelerde bu bölgede neolitik döneme ait çeşitli taş örneklerini olduğunu yüzey araştırmasında birçok seramik ve çakmak taşı aletlerinin görülebileceğini çocukluğunda kendisinin de buralarda bir çok seramik kalıntısı gördüğünü vurguladı.
Özellikle bu yerleşim yerinin kuzeyinde yeraltı şehrine giden tünel kapısının varlığını da dile getiren Çelik bir an önce buraya yönelip mevcut eserlerin titizlikle gün yüzüne çıkarılması gerektiğine dikkat çekti.
Sanat tarihçisi, Araştırmacı yazar, Ressam Muharrem Çelik geç kalmadan burayı kurtarmak adına tüm yetkililerin yetkisi dahilinde üzerine düşen görevi yapacaklarına inandığını da belirtti...