Burma (Myanmar) İnsan Hakları Ağı (BHRN) Direktörü Kyaw Win, 'Eğer bugün Arakanlı Müslümanları yüzüstü bırakırsak, geriye kalan yüzde 70'lik Müslüman nüfusu da yüzüstü bırakmış olacağız. Bunun sonuçları son derece tehlikeli.' dedi.

Londra merkezli insan hakları örgütü BHRN'nin Direktörü Win, Myanmar'da Müslümanlara yönelik insan hakları ihlalleri ile ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Myanmar'da Arakan Müslümanlarının, ülkedeki toplam Müslüman nüfusun yalnızca yüzde 30'unu oluşturduğunu belirten Win, geriye kalan yüzde 70'in yaşadığı sorunların kamuoyuna tam olarak yansıtılmadığını dile getirdi.

Win, resmi verilerde Myanmar'ın 55 milyonluk nüfusunun yüzde 4'ünün Müslüman olarak gösterildiğini ancak bu oranın gerçekte yüzde 10'un üzerinde olduğunu aktardı.

Myanmarlı Müslümanların sorunlarına dikkati çeken Win, 'Müslümanlar için yeni bir yasal kategori oluşturdular. Müslümansanız gerçek Myanmarlı sayılmıyor, 'karma ırk' grubuna konuluyorsunuz. Pasaport almak gibi işlemlerde güçlük yaşıyorsunuz. Aylarca süren işlemler sırasında istihbarat görevlileri evinize geliyor, komşularınızla görüşüyor, bilgi topluyor.' dedi.

Win, bu süreçte sayıları giderek artan Müslümanın 'devletsiz' ve 'vatandaşlık haklarından mahrum bırakıldığını' kaydederek, 'Arakanlı Müslümanlar bunları 20 yıl önce yaşadı. Şimdi bütün Müslümanlar aynı trendi yaşıyor. Eğer bugün Arakanlı Müslümanları yüzüstü bırakırsak, geriye kalan yüzde 70'lik Müslüman nüfusu da yüzüstü bırakmış olacağız. Bunun sonuçları son derece tehlikeli.' değerlendirmesinde bulundu.

'Suu Çii ya soykırıma karşı çıkmalı ya da istifa etmeli'

Myanmar lideri Aung San Suu Çii'ye yönelik eleştirilerde de bulunan Win, Nobel Barış Ödüllü siyasetçinin ordunun sözcüsü haline geldiğini söyledi.

Win, Suu Çii'nin Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlar karşısında Myanmar ordusunu savunduğunu, soykırımdan sorumlu 3 generali 'kabinenin tatlı üyeleri' diye nitelendirdiğini ve katliamları inkar ettiğini belirtti.

Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddet olaylarının başlangıcında pek çok kesimin Suu Çii'ye katliamlara karşı çıkması çağrısında bulunduğunu hatırlatan Win, 'Suu Çii kasıtlı olarak susmayı tercih etti. Bu büyük bir hataydı. Yaptıklarının hesabını o da vermeli.' ifadelerini kullandı.

Win, Suu Çii'ye yönelik istifa çağrılarına da katıldığını belirterek, 'Suu Çii ya Arakan Müslümanlarına yönelik soykırıma karşı durmalı, katliamları son erdirmeli ve bu savaş suçlarının sorumlularını adalet önüne çıkarmalı ya da istifa etmeli.' diye konuştu.

Türkiye'ye çağrı

Türkiye ile Myanmar Müslümanları arasındaki ilişkilerin Osmanlı İmparatorluğu dönemine dayandığını anlatan Win, Birinci Dünya Savaşı sırasında da Myanmarlı Müslümanların topladıkları yardımları Türkiye'ye ulaştırdıklarını hatırlattı.

Win, Türkiye'nin tarihsel bağları bugün Myanmar Müslümanlarına verdiği destekle sürdürdüğünü ifade ederek, 'Türk hükümeti ve halkı tutarlı ve sürekli biçimde Arakan Müslümanlarına destek verdi. Bunun için minnettarız.' diye konuştu.

Türkiye'den Arakan'a yapılan üst düzey ziyaretleri hatırlatan Win, bunun pek az dünya lideri tarafından yapıldığının altını çizdi.

Win, Türkiye'nin Myanmardaki Müslüman sivil toplum örgütleri ile de çalışması çağrısında bulundu.

Arakan sorunu

BM tarafından kurulan Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu, Myanmar ordusunun (Tatmadaw) Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'in de aralarında bulunduğu üst düzey ordu mensuplarının Arakanlı Müslümanlara yaptığı soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanmasını istemişti.

Myanmar'da 1970'lerden bu yana zulüm ve sistematik baskıya uğrayan Arakanlı Müslüman nüfusun büyük çoğunluğu, topraklarını terk ederek bölge ülkelere göç etti.

Ülkede 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar 'devletsiz' sayılıyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 'eziyet gören dini azınlık' olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.

Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi vahşice katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.

25 Ağustos 2017 tarihinde ise Arakan'daki sınır karakollarına düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmış ve 10 bine yakın kişiyi katletmişti.

Etnik temizliğe dönüşen saldırılarda 350'den fazla köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edilirken, 700 binden fazla Arakanlı Müslüman dağlık bölgeler, nehir ya da deniz üzerinden komşu Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı. AA