AA / Osmanlı döneminden bu yana safkan Arap yarış atı yetiştirme merkezlerinden Suruç'ta ikamet eden 44 yaşındaki Ekrem Arslan, yaklaşık 22 yıl önce jokey olarak bindiği attan düşerek felç oldu. 4 yıl boyunca jokeylik yaptığı mesleğinde 10 yarışı birincilikle, birçok yarışı da dereceyle bitiren Arslan, atlara olan sevgisini bir an olsun yitirmedi. Tekerlekli sandalyesinde atlarla özenle ilgilenen Arslan, çok sevdiği atlarıyla hayata tutunmaya çalışıyor.
Ekrem Arslan yaptığı açıklamada, yarış atlarıyla ilgilenmenin kendisini mutlu ettiğini söyledi. Gözünü açtığında atlarla büyüdüğünü anlatan Arslan, 1993 yılında jokeylik yapmaya başladığını, 1997'de ise attan düşerek felç olduğunu anlattı.
Arslan, geçirdiği kaza sonucunda bir daha sağlığına kavuşamadığını ifade ederek 'Adana'da koşu esnasında Dilan adlı bir attan düştüm. Arkadan gelen bir at da üzerime düştü. Belden aşağı felç kaldım. 2012'de ise sol ayağım kangren oldu ve kestiler. Buna rağmen at aşkım devam ediyor. At aşkı bitmez. Biz babadan atçılıkla uğraşıyoruz. Hep atlarla uğraştım, atın sırtında büyüdüm.' dedi.
'Moral veriyor'
Çok sevdiği atların kendisine moral verdiğini aktaran Arslan, şöyle konuştu:
'İnsan neyi severse o ona moral verir. At aşkı benim durumumu bana unutturuyor. Bir at koştuğunda, derece yaptığında daha farklı moral veriyor. Suruç'ta şampiyon atlar çok. Biz de bu atlarımızı şampiyonluğa hazırlıyoruz. Hedefimiz şampiyonluk. 'Filiz', 'Dilek' gibi iyi atlarımız derece yapmıştı. Şu anda 2 atımız İstanbul'da. 'Kimse Geçmez' adlı atımız ilk koştuğu yarışı birincilikle kazandı. Ailemin ve arkadaşlarımın desteğiyle atların yanına geliyorum. Atların durumu nasıldır diye merak ediyorum, onları yakından izleme imkanım oluyor. Bana çok moral veriyor. Atsız olmaz. Türkiye'de en büyük atçılık merkezlerinin başında Suruç geliyor.'