AA / Selam Abdullah, 7 ay tutuklu kaldığı cezaevinde maruz kaldığı insanlık dışı işkenceleri ve yaşadığı acıları, anlattı.
Doğu Guta bölgesinde başlayan gösterilere katıldığı iddiasıyla muhalif Suriyeli erkeklerin tutuklanarak cezaevlerine atıldığını belirten Abdullah, bunun üzerine eşleri hapishanelerde olan kadınlara ve çocuklarına yardım edebilmek için kadınlardan oluşan bir dernek kurduklarını söyledi.
Abdullah, erkeklerin çoğu öldüğü veya tutuklandığı için tüm yükün kadınların sırtında olduğunu ifade ederek Doğu Guta'ya giriş ve çıkışların yasak olmasından dolayı yardım alamadıklarını, kendi imkanlarıyla ailelere yardımcı olmaya çalıştıklarını anlattı. Abdullah, 'Doktor yok, ilaç yok, mama yok, çok zor durumdaydık, size yaşadıklarımızı anlatamam. Sokaklarda elleri, kolları, kafası kesilmiş yüzlerce ceset vardı. Aileleri öldürülen çocukların sığındıkları evleri benzin dökerek yaktılar, çocuklar dahi yakılarak öldürüldü. Adeta kıyameti yaşadık diyebilirim.' dedi.

- Tek kişilik hücrede kalmış
Abdullah, bir süre sonra kızını da alarak yakın bir köye kaçmak zorunda kaldığına dikkati çekerek şöyle devam etti:
'2014 yılında Şam'a giderken Esed rejimince yakalandım. Gözlerimi kapatarak bilmediğim bir yere götürdüler. Beni 1,5 metrelik demirden yapılmış, tuvaleti içinde bir hücreye attılar. 3 ay boyunca bu hücrede kaldım. İlk 6 gün soruşturmam sürdü. Bana muhaliflerin silahları sakladığı yeri söylememi istediler.

'Benim ilgim yok, sadece insanlara yardım ediyorum.' desem de inanmıyorlardı. Günde yaklaşık 8 saat işkence sandalyesinde, gözlerim kapalı bir halde işkence ederek beni sorguluyorlardı. Elektrik kablosu ve su hortumuyla beni dövüyorlardı. Bana söyledikleri kötü sözleri size anlatmam mümkün değil, çok kötüydü. Yedinci gün bir kadın geldi ve bana, 'Konuşmazsan büyük kızını getirip senin önünde neler yaparız görürsün.' diye tehdit etti. 'Silahların yerini söylemiyorsan bari muhaliflerin isimlerini söyle.' dediler. Sonra bir köpek getirerek üzerime saldılar. Köpek beni dişledikten sonra kendimi kaybedip bayılmışım, sonrasını hatırlamıyorum. 3 ay boyunca tek kişilik hücrede kaldıktan sonra Adra isimli kadın cezaevine götürüldüm.'
Cezaevinde olduğu dönemde eşinin de gözaltına alındığını ve 1 ay işkence edildiğini aktaran Abdullah, 'Eşimi elbiselerini çıkarıp saatlerce işkence etmişler. Eşimin göğüs kafes kemikleri ve kolu kırılmış. Benim ondan, onun benden haberi yoktu.' diye konuştu.
Eşinin cezaevinden çıktıktan sonra tanıştığı birinin vasıtasıyla savcı ile irtibata geçtiğini dile getiren Abdullah, yüklü miktarda para karşılığında serbest bırakıldığını söyledi.
Selam Abdullah, cezaevinden çıktıktan bir süre sonra hem acılarını unutmak hem de korktuğu için Türkiye'ye kaçtığını aktararak 'Aradan 4 yıl geçmesine rağmen yaşadıklarımı unutamıyorum. Allah kimseye benim yaşadığım acıları yaşatmasın.' dedi.