Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İstanbul Gençlik Kolları 5. Olağan İl Kongresi'ndeki konuşmasına, din, dil, ırk, renk, mezhep ayrımı gözetmeden Türk milletinin yardım kuruluşlarının genç neferlerini, Afrin, El Bab, Cerablus, Cudi, Tendürek'te teröristlere aman vermeyen Mehmetçikleri, polisleri, jandarmaları, güvenlik korucularını selamlayarak başladı.

'Siyaset özünde millete hizmet yarışıdır'

Bugüne kadar nasıl mücadelelerini gençlerle sırt sırta vererek yürüttülerse, bundan sonra da aynı şekilde bu yola devam edeceklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

'Siyaset özünde millete hizmet yarışıdır. Siyasetçinin var oluş gayesi de ülkeye, millete ve elbette oyunu aldığı seçmene en güzel, en kaliteli şekilde hizmet etmektir. Siyaset, ilkelerle, prensiplerle, belli değerlerle yapılan, yapılması gereken bir iştir. Ahlakı, ilkesi olmayan siyasetin ne ülkeye ne de millete faydası olur. Rüzgar gülü gibi esintiye göre yön değiştiren, eğilip bükülen bir siyasi anlayış, popülizmin bataklığında debelenmeye mahkumdur. Türk siyasi hayatı bu açıdan gerçekten ibret verici hadiselerle doludur. Siyasi tarihimizde bir tarafta ülkemize hizmet için asil devlet adamları, diğer tarafta da üç kuruşluk menfaati için kırk takla atan şahsiyet fukaraları vardır. 90 yıllık siyasi geçmişimizde, milletin emanetini canı pahasına koruyan kahramanlar olduğu gibi darbecilere selam duran, tankları görünce sıvışıp kaçan korkaklar da vardır. Türk siyasetinde ülkenin bekası için kurşun yağmuru altında kenetlenenler olduğu gibi ülke düşmanlarına yancılık yapmayı siyaset zanneden muhterislere de rastlanır.

Bu ülkenin siyasi geçmişi bir bakıma erdemli siyaset yapanlar ile ahlaksız, ilkesiz siyasetçilerin mücadele sahası olmuştur. Farklı partiler ve politik karakterler üzerinde bu iki anlayış daima birbiriyle mücadele etmiştir. Merhum Menderes'in bir sabah vakti, dar ağacında sonlanan hayatı işte bu kavganın tarihidir. Merhum Özal'ın ömrünün son yılları, ülkenin ve milletin sırtına kene gibi yapışan asalaklarla mücadeleyle geçmiştir. Rahmetli Erbakan, merhum Türkeş, merhum Yazıcıoğlu gibi siyasetçilerin tamamı, sırf bu vatana bağlılıkları ve millete sevdaları dolayısıyla muhterislerin hedefi olmuş, onların saldırılarına maruz kalmıştır.'

'Türk siyasi hayatı, gerçekten ibret verici hadiselerle doludur'

Erdoğan, 'Türk siyasi hayatı, gerçekten ibret verici hadiselerle doludur. Siyasi tarihimizde, bir tarafta ülkesine hizmet için gecesini gündüzüne katan asil devlet adamları, diğer tarafta da üç kuruşluk menfaati için 40 takla atan şahsiyet fukaraları vardır. 90 yıllık siyasi geçmişimizde milletin emanetini canı pahasına koruyan kahramanlar olduğu gibi darbecilere selam duran, tankları görünce sıvışıp kaçan korkaklar da vardır. Türk siyasetinde ülkenin bekası için kurşun yağmuru altında kenetlenenler olduğu gibi ülke düşmanlarına yancılık yapmayı siyaset zanneden muhterislere de rastlanır.' diye konuştu.

'CHP, siyaseti bir kabzımal pazarlığına dönüştürdü'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu ülkede siyasete irtifa kaybettirenler, yeri geldiğinde çıkarları için haysiyetlerini dahi tezgaha koyan muhterislerdir.' diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bugün Türkiye'nin ana muhalefet partisi sıfatını taşıyan CHP, maalesef işte bu kötü örneğin temsilcisi olmayı kimseye bırakmamıştır. 27 Mayıs'ta iktidara giden yolu darbecileri kışkırtmakta gören CHP, 1978 senesinde iktidar kapısını ancak kirli pazarlıklar neticesinde transfer edilen 11 milletvekili ile açabilmiştir. Nasıl bozuk temel üzerine inşa edilen bina ayakta kalamazsa, siyasi ahlaksızlıklar üzerinde kurulan iktidarın da ömrü çok kısa olmuştur. Siyasi kaos, kargaşa bitmemiş, ülke dönemin basiretsiz siyasileri eliyle günden güne darbe ortamına sürüklenmiştir. 12 Eylül böyle geldi, temel sebebi bu olmuştur ve kısa süreli iktidar uğruna CHP'nin açtığı kirli milletvekili tezgahı, o zaman vardı, şimdi yine var. Sevgili gençler, geleneği kirli olanın geleceği de pirüpak olmaz. İşte üzerinden 40 sene geçmesine rağmen eski alışkanlıklarından kurtulamadığını gördük. Dün olduğu gibi bugün de CHP, siyaseti bir kabzımal pazarlığına dönüştürdü.

CHP, milletin kendi adına hareket etmesi için emanet verdiği iradelerini pazara çıkardığı milletvekilleriyle, özellikle de -gençlere kötü örnek oluyor- şimdi ben buradan sesleniyorum: Ey 15 milletvekili ya siz iradenizi nasıl oluyor da bu kadar ucuza satıyorsunuz. Ey 15 milletvekili, bak karıştırma ha, siz Çanakkale'deki 15'ler değilsiniz. Siz iradesini satanlardansınız. Onları da lekelediniz ve siz, size oy veren bu milletin iradesine saygısızlık yaptınız. Size Bay Kemal talimat verdi diye siz, bunu yerine getirdiğiniz zaman bu şahsiyetsizliktir. Sizin şahsiyetiniz olgunlaşmamış, yok demektir. Siz bu noktada, 'Sayın Bay Kemal, siz bizim irademizi satın alamazsınız. Milletin bize vermiş olduğu bu yetkiyi, bize farklı istikamette kullandıramazsınız' demeliydiniz ama yazık oldu gittiniz, sözde partinin koltuklarına bile oturamadınız, çünkü sizin asli koltuğunuz müsaade etmiyordu. Bunları da yaşadık. Şimdi 24 Haziran'da ekranları başında bizi izleyen tüm CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarıma sesleniyorum, 24 Haziran'da bunları sandığa gömmeye var mısınız diye sesleniyorum.'

'O gözü yaşlı milletvekillerini görünce çok üzüldüm'

Çok çalışmaları, gayret etmeleri gerektiğini aktaran Erdoğan, gençlerin, lise son sınıftaki öğrencilerden, üniversitedeki gençlere kadar herkesle kucaklaşması gerektiğini söyledi.

Erdoğan, tüm İstanbul'un ayakta olduğunu ifade ederek, '16 Nisan'daki İstanbul'u istemiyoruz artık. Şimdi çok daha farklı bir İstanbul istiyoruz. Buna hazır mıyız? Şu kalan süre içerisinde kapı kapı dolaşmaya, üniversitedeki, lisedeki tüm genç arkadaşlarımızı kucaklamaya var mıyız?' diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, durmadan yola devam etmeleri gerektiğini dile getirerek, 'Çünkü unutmayın, bu parti, CHP hiçbir ilke ve ahlakla bağdaşmayan, kapalı kapılar arkasında yürüttüğü pazarlıklarla Türk siyasetini kirletmeye, lekelemeye devam ediyor. CHP'nin bir başka partiye adeta ikram ettiği, bu durumda rızalarının olmadığı her hallerinden belli olan, hele hele arka taraftaki o gözü yaşlı milletvekillerini görünce çok üzüldüm. Çok üzüldüm. 'Eyvah Türk parlamentosu ne hale gelmiş' dedim. Siyasi tarihimize yeni bir utanç vesikası olarak kaydoldu bu. Aslında bu hadise aradan geçen 40 yıla rağmen, CHP'de hiçbir şeyin değişmediğini de ortaya koymuştur. Her ne kadar kendileri ve medyadaki avaneleri bu skandalı örtbas etmeye kalksalar da milletimiz meseleyi çok net bir şekilde görmüştür. Ortadaki fotoğraf öylesine kötü ki bu tezgahın milleti kandırmaktan ziyade, ülkemizin ana muhalefet partisini itibarsız hale getirme noktasında bir hamle olduğunu görüyorum.' diye konuştu. AA