AA / Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Sosyal Tesisi'nde, Japonya tarafından finanse edilen, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) uygulayıcılığında gerçekleştirilen 'Geçim Kaynaklarına Erişim Fırsatlarının ve Sosyal Uyumun Güçlendirilmesi Yoluyla Suriyeli Mültecilerin ve Ev Sahibi Toplulukların Dayanıklılıklarının Arttırılması' projesi kapsamında aşçılık kursu eğitimini tamamlayan Türk ve Suriyeli kadınlara için sertifika programı düzenlendi.
FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, programda yaptığı konuşmada, Türk hükümetinin mültecileri koruma konusunda büyük efor sarf ettiğini söyledi.
Türkiye'de 3,5 milyon Suriyelinin bulunduğunu anımsatan Guta, şunları belirtti:
'3,5 milyonluk bir nüfusa sahip çıkmak, onların ihtiyaçlarını gidermek, tabii ki bu konuda sadece Türkiye'nin katkıları yeterli değil uluslararası toplumun da bu konuya destek çıkması lazım. Bu bağlamda FAO'nun verdiği destekten dolayı bizler de gurur duyuyoruz. Burada beraber olmamazın amacı 'sağlıklı, besleyici yemekler yapabiliriz'i, yapılabileceğinizi sizlere göstermektir. Sağlıklı ve besleyici bir şekilde tüketim yapmak ya da beslenmenin zor bir şey olmadığını sizlere göstermek istiyoruz.'
Brezilyalı şef David Hertz de Şanlıurfa'da ilk kez bir sığınmacı kampını ziyaret ettiğini belirterek, dünyadaki yoksul kesimlerin yüzde 60'ının çatışmalı bölgelerde yaşadığını anımsattı.
İnsanların gıdaya ulaşması konusunda herkesin çalışması gerektiğini vurgulayan Hertz, 'Burada yapılan çalışmalar insanların hayatına belli bir standart getiriyor, bu konuda gastronominin öne çıktığını düşünüyorum. Yemek aslında bizlerin kim olduğumuzu gösteriyor. Yemek hem vücudumuzu, hem kalbimizi hem de ruhumuzu besliyor. Yemek kimliğimizi, geleneklerimizi belirliyor. Yemek bizi birbirimize ve doğaya da bağlıyor.' diye konuştu.
Şef Ebru Baybara Demir de gastronominin artık sadece elit kesimlerin değil herkesin işi haline geldiğini ifade etti.
İnsanların kendi yeteneklerini fark ettiğinde güzel işler yapabildiğini yakından gördüğünü anlatan Demir, şöyle konuştu:
'200'den fazla kadın kendi restoranımda en iyi bildikleri yemekle para kazanmayı öğrendiler. Profesyonel olarak bir okul okumadılar veya bir gastronomi eğitimi almadılar sadece evde yaptıkları yemeği daha iyi nasıl sunabileceklerini öğrendiler. Şimdi hepsi birer profesyonel aşçı oldular. Şu anda birlikte çalışarak Türk ve Suriye halkının ne kadar zengin bir mutfağa sahip olduğunu dünyaya göstermenin zamanı. Aslında ne kadar zengin iki kültür olduğunu da göstermenin zamanı, yemek bunun en doğru yolu.'

- Birlikte içli köfte yaptılar
Konuşmanın ardından Türk ve Suriyeli kadınlar, şefler Demir ve Hertz ile içli köfte hazırladı.
Kadınlar, Hertz'e köfte bulgurunun nasıl yoğurulacağı, köftenin içinin nasıl açılacağı ve içine nelerin katılacağı konusunda yardımcı oldu.
Etkinliğin sonunda aşçılık eğitimini tamamlayan Türk ve Suriyeli 22 kadına sertifikaları verildi.