Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Kudüs Platformu tarafından düzenlenen "Osmanlı Döneminde Kudüs Uluslararası Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, Kudüs ve Filistin meselesinin Müslümanlar ve İslam dünyası bakımından önemine değinerek, "Maalesef İsrail, siyonist işgali altında bulunan Kudüs'te ve daha genel anlamda Filistin topraklarındaki işgalin sonuçlarını hep beraber görüyoruz. Bunun, İsrail'in ihlal ettiği çok sayıda uluslararası kararları da gündeme getirdiğini biliyoruz. Ama önce çuvaldızı başkasına batırırken, iğneyi de biraz İslam dünyasının kendisine batırmasının önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Numan Kurtulmuş, Kudüs'ün yönetimi ve içinde bulunduğu şartların, nasıl bir dünyada yaşandığının en güzel göstergesi ve en önemli turnusol kağıtlarından biri olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kudüs birtakım acılar içinde kıvranırken, tarihin hiçbir döneminde dünyanın başka yerlerinde insanlar huzur ve rahat içinde yaşıyor olmadılar. Bu anlamda Kudüs bir turnusol kağıdıdır. Kudüs'te barış olduğu zaman dünyada barış olur. Kudüs ve Filistin toprakları ciddi şekilde çatışmalar, işgaller ve baskılar altında bunaldığı zaman aslında dünyanın başka yerlerinde de ve özellikle eski dünya dediğimiz Avrupa'da da çok ciddi sıkıntıların olduğunu gördük. Aslında bugünkü mesele de benzerdir. Kudüs ve Filistin topraklarında işgal var. 1917'den itibaren önce İngilizler ve ardından siyonistler tarafından işgal edilmiş bir toprak parçasından, dünyanın en önemli kültür ve medeniyet şehirlerinden birisi olan Kudüs-ü Şerif'ten bahsediyoruz. Ancak bu işgal bir taraftan siyasi baskılarla orada yaşayan insanları bunaltmış vaziyette. Mesela yatsı namazından sabah namazının bitimine kadar, kuşluk vaktine kadar, henüz uygulaması başlamadı ama Knesset'te alınan karar, Kudüs'te ezanın yasak hale getirilmesidir. Bu bir siyasi baskı, kültürel baskı olarak Filistin halkının üzerinde Demokles'in kılıcı gibi tutuluyor. Ümit ederiz ki çok az farkla 55'e 48 gibi oyla kabul edilmiş bu karar inşallah meclisin tamamında reddedilir ve bu işgal böylesine büyük bir insanlık ayıbına imza atmış olmaz. Ama bir taraftan bunu gündeme getirecek kadar gözü dönmüş bir işgal, diğer taraftan BM'nin sayısız kararlarına rağmen sürekli yeni yerleşim yerleriyle Kudüs'ün etnik ve dini yapısını bozmaya çalışan bir işgal devlet. Dünya kınıyor, kınadığıyla kalıyor."

"Osmanlı'nın Kudüs kriterleri"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kudüs ve Filistin topraklarını "dünyanın mihenk taşı" şeklinde tanımlayarak, bu alanda, Osmanlı hakimiyeti altında kaldığı 4 asır boyunca "Pax Ottomana"nın (Osmanlı Barışı) sürdüğünü dile getirdi.

Osmanlı Barış düzenini "Osmanlı'nın Kudüs kriterleri" olarak adlandırdığını aktaran Kurtulmuş, Müslümanların, Hristiyanların, Yahudilerin bir tek din, mezhep, meşrep, etnik savaş olmadan barış içinde yaşayabildiğini anlattı.

Kurtulmuş, bu kriterleri "inanç özgürlüğü, "kültürel özgürlük", "örgütlenme özgürlüğü" ve "ticaret özgürlüğü" şeklinde sıralayarak, "Osmanlı Barışı uygulamasından bugün de insanlığın çıkaracağı çok dersler var. O günkü Osmanlı'nın Kudüs kriterlerini bugün insanlığın barış kriterleri haline nasıl getireceğiz? Dünyanın en medeni yeri, oradaki birkaç milyon yabancıya tahammül edemiyor Avrupa kıtası. Hani özgürlük, barış, diğer dinlere saygı vardı? 'Türkler dışarı' diye duvarlara yazıyor, camilerin kapılarına gamalı haç işaretleri koyuyor. Açıkçası hem de parlamentoda birinci, ikinci parti olan, çok oy alan partilerin başkanları çıkıyor 'İslam yasaklanmalı, Müslümanlar da Avrupa kıtasından dışarı atılmalı' diyor. Hani özgürlük, hani insan hakları, hani dini özgürlükler, hani demokrasi, hani birlikte barış içinde yaşamak? Birlikte barış içinde yaşama meselesi, sadece dille olabilecek bir şey değildir, gönül ve zihinlerin ortaya koyacağı bir eylemler bütünüdür." diye konuştu.

Numan Kurtulmuş, "Bizim zihinlerimizde işgal, ötekileştirme, insanlara hayatı zindan etme yok, yeniden herkesin kendi dinince, kültürünce, istediği şekilde özgür yaşadığı bir dünyayı kurmak vardır. Bu mücadele davasında güçlü ve sadık bir şekilde mücadele edenlerin kazandığı bir dava olacaktır." dedi. AA