Türkiye'nin Çin Büyükelçisi A.Emin Önen ve Göbeklitepe Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Mehmet Özdoğan, düzenledikleri seminerle Pekin'de Göbeklitepe'yi anlattı.

Göbeklitepe, tarihin en eski tapınağı

Seminerin açılışında konuşan Türkiye'nin Çin Büyükelçisi Abdülkadir Emin Önen, memleketi Şanlıurfa'da bulunan Göbeklitepe'nin insanlık medeniyeti tarihinin yeniden yazılmasına neden olacak önemli bir keşif olduğunu belirterek, insanlığın ortak mirası olmasına dikkat çekti.

Büyükelçi Abdülkadir Emin Önen, 'Göbeklitepe'yi insanlık medeniyeti için bu kadar önemli yapan şey, tarihin en eski tapınağı olması ve 12 bin yıl öncesine dayanmasıdır. Göbeklitepe, Taş Devri'nden 6 Bin 500 yıl, en eski Mısır piramidinden de 7 bin yıl daha eskidir. Göbeklitepe'yi insanlık medeniyeti için bu kadar önemli yapan şey, tarihin en eski tapınağı olması ve 12 bin yıl öncesine dayanmasıdır. Göbeklitepe, Taş Devri'nden 6 Bin 500 yıl, en eski Mısır piramidinden de 7 bin yıl daha eskidir. Göbeklitepe'nin güzelliği ve gizemi dünyanın birçok yerine yayılmıştır' diyerek Göbeklitepe'nin gün yüzüne çıkarılmasının ardından Şanlıurfa'da bu tarihi yapıyı korumak için yeni bir müze inşa edileceğini belirtti.

Göbeklitepe insanlığın ortak kültürüdür

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan da, seminerde BM Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatının (UNESCO) 'Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınan ve dünyanın en eski tapınak merkezi kabul edilen Göbeklitepe ve kazılarda çıkan eserlerle ilgili çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Göbeklitepe'de keşfedilen yapılar üzerinde DNA tespit çalışmaları yapıldığını ancak iyi korunmuş DNA örneklerinin henüz bulunamadığını, halihazırda bu tarihi yapının hangi millete ya da uygarlığa ait olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirten Göbeklitepe Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Pekin'de kalabalık bir guruba Göbeklitepe'yi anlatı ve Göbeklitepe'nin insanlığın ortak kültürü olduğunu söyledi.

Özdoğan, Çin ile Türkiye arasında arkeolojik alanda ortak çalışmalar yapılması durumda, iki tarafta keşfedilen tarihi eserler ve arkeolojik modellerin karşılaştırılabileceğini ve bu sayede elde edilen benzerlik ve birikimlerin günümüz çalışmalarına da ışık tutacağını belirterek, 'Hemen yarın ziyarete açacağız diye yapılan baskıyla Göbektepe'yi kaybederiz ve dünyaya da nasıl kaybettiğimizi anlatmamız çok zor olur' dedi.

Prof.Özdoğan, Çin ile Türkiye arasında arkeolojik alanda ortak çalışmalar yapılması durumda iki tarafta keşfedilen tarihi eserler ve arkeolojik modellerin karşılaştırılabileceğini ve bu sayede elde edilen benzerlik ve birikimlerin günümüz çalışmalarına da ışık tutacağını belirtti.

Çin'de Türkiye Turizm Yılı etkinlikleri kapsamında arkeolojik miraslarımızın da öne çıkarıldığını belirten Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Müdürü Celal Uludağ ise, Göbeklitepe'nin, Şanlıurfa'nın 20 Kilometre Kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında, yaklaşık 300 metre çapında ve 15 metre yüksekliğinde, geniş görüş alanına hakim bir konumda yer aldığını söyledi.

İnsanlık tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden düşünmemizi sağlayacak, yerleşik tarih anlayışını ve bilgilerini değiştirip, dinler tarihini sorgulatacak, bir kısmımızın varlığından haberi dahi olmadığı bir arkeolojik çalışmanın 1995 yılından beri Urfa Göbeklitepe'de devam ettiğini belirten Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Müdürü Uludağ, 'Neolitik döneme ait Göbeklitepe, ilk tapınağın dolayısıyla yeryüzündeki ilk inancın merkezi olabilmesi açısından önemlidir' dedi.

Seminere Büyükelçi Önen, Prof.Özdoğan, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi Müdürü Uludağ'ın yanı sıra çok sayıda Çinli Akademisyen, iş dünyası ve turizm şirketlerinin temsilcileri ile Çin'de yaşayan Türkler katıldı.