Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu'nun (MAKFED) düzenlediği 'Makine Zirvesi-Vizyon 2030'un açılışında yaptığı konuşmada, 2030 yılına gelindiğinde Türkiye makine sektörünü çok daha ileri bir noktada görmek istediklerini söyledi.

Orta ve uzun vadede Türk ekonomisinin çok daha ileri noktaya gitmesiyle ilgili hem bakanlıklar hem de hükümet bünyesinde strateji dokümanları ve kalkınma planı çalışmalarının yürütüldüğünü ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:

'Ekonominin genel olarak daha iyi noktalara gelmesinin yanında özel stratejik seçimler yapma ihtiyacı da içinde bulunduğumuz koşullarda bir zaruret arz ediyor. Ekonomiyi genel olarak büyütebilirsiniz, tarım, sanayi ve hizmetler sektörü üzerinden ekonominin büyümesini sağlayabilirsiniz ama bütün sektörlerde aynı anda her şeyi yapamazsınız. Stratejik sektörlerin belirlenmesi, seçilmesi ve kaynakların daha çok bu alanda yoğunlaşması gerekiyor. Birçok geçmiş sanayileşme, kalkınma tecrübelerine baktığımızda da odaklı, seçimli, stratejik yaklaşıma dayalı sanayileşme hamleleri hep başarılı olmuş.

Önümüzdeki süreçte Türkiye'nin kalkınma, büyüme yolculuğunda odağımızda kesinlikle sanayileşme olmalıdır. Türkiye önümüzdeki süreçte kalkınacaksa, büyüyecekse, istihdamını, üretimini, ihracatını artıracaksa sanayileşmekten ve endüstrileşmekten başka çaremiz yok. Önümüzdeki süreçte ekonomi politikalarının merkezinde sanayinin, imalat sanayinin büyütülmesi, geliştirilmesi bir numaralı stratejik hedef olacak.'

'Makine sektörü bir odak, fırsat sektörü olmayı hak ediyor'

Ağbal, imalat sanayinin içerisinde çok farklı sektörlerin bulunduğunu anımsatarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın farklı çalışmalarının aynı adresi tarif ettiğini, belirli sektörlerin fırsat sektör olarak kendini öne çıkardığını, bunlardan birinin de makine sektörü olduğunu dile getirdi.

Makine sektörünün son 10 yılda üretim değeri artışında en ön sırada yer aldığını aktaran Ağbal, toplam katma değerini en yüksek artıran sektörün de makine sektörü olduğunu söyledi.

Ağbal, bir sektörün kendisinin gerisinde kalan sektörü beslemesi ve ileriye dönük beslemesinin önemli olduğunu, analizlerde geri bağlantısı güçlü olması nedeniyle makine sektörünün güçlü olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Makine sektörü bir odak, fırsat sektörü olmayı hak ediyor ama karşısında meydan okumaları var. Çin, ABD, Almanya, Japonya, Güney Kore, İtalya ile mukayese ettiğimizde ürettiğimiz ürünlerin teknolojik düzeyi istediğimiz seviyede değil. Toplam faktör verimliliğinde istediğimiz noktada değiliz ama iyileşme imkanları var. Dış ticaret açığı bakımından makine ciddi dış ticaret açığı veren bir sektör, aslında bir tehdit ama doğru adımlar atarsak, daha fazla yatırım yaparsak dış ticaret açığındaki bu durumu tersine çevirebiliriz.'

Ağbal, Türkiye ekonomisinin 2002 ila 2018 arasında yüzde 5,5 büyüdüğünü, makine sektörünün yüzde 6,3 büyüdüğünü vurgulayarak, son 17 yılda makine sektörünün Türkiye ekonomisinin büyümesinden kendisine düşen payı aldığını kaydetti.

'Ülke ekonomilerinin gelişimine kısa vadede değil, uzun vadede bakmak daha doğru'

Ağbal, Türkiye'nin demografik yapısı itibarıyla genç nüfusuyla çok önemli fırsata sahip olduğunu anlatarak, 'Büyüyen bir orta sınıfımız var. Önümüzdeki dönemde orta gelir grubunun gelirinin artması da yatırımlara fırsat sağlayacak. Özellikle teknik eğitime büyük önem vereceğiz.' dedi.

Hükümet olarak sanayinin büyümesine katkılar verdiklerini, bundan sonraki süreçte de katkılar sunacaklarını ifade eden Ağbal, küresel ekonomilerde ticaret, finans, üretim, değer zincirindeki değişimlerde olağanüstü hız olduğunu, bunun da fırsatları barındırdığı kadar riskleri de barındırdığını kaydetti.

Ağbal, son 3-4 yıldır Türkiye'de sabit sermaye yatırımları içerisinde makine teçhizat yatırımlarının zaman zaman azaldığına, zaman zaman ortalamanın altında kaldığına işaret ederek, bunun aslında bekletilen bir talep olduğunu gösterdiğini ve Türk makine sektörü için fırsat barındırdığını belirtti.

Ağbal, 'Ülke ekonomilerinin gelişimine kısa vadede değil, uzun vadede bakmak daha doğru. Gelecek yıllar için yapılan araştırmalarda Türkiye ön sıralara çıkacak ülke konumunda.' dedi.

'Türkiye dijital dönüşüm trenini kaçıramaz'

Naci Ağbal, verimlilik ve rekabeti gündemlerinin başına koyacaklarını belirterek, 'Stratejimizin merkezinde sanayileşme var. Bütün enerji, kaynak, mesai, bütçe ve imkanlarımızı sonuna kadar sanayimizin hizmetine sunacağız.' diye konuştu.

Ar-Ge ve inovasyona ayıracakları kaynakları artıracaklarını anlatan Ağbal, şunları kaydetti:

'Türkiye bu dijital dönüşüm trenini kaçıramaz. Böyle bir lüksümüz yok. Stratejilerimiz en temel bileşenlerinden birisi ileri dijital dönüşüm olacak. Güçlü lojistik ve enerji alt yapısı. İstiyoruz ki üretim merkezlerinden dağıtım merkezlerine bütün yük taşımacılığında ulaşım alt yapısı güçlü şekilde önceliklerimiz içinde olacak. Lojistik olmazsa olmaz. Nitelikli insan kaynağınız olmazsa hiçbir şey yapamazsınız. Eğitim hükümet politikalarında en temel öncelik olacak.'

Ağbal, gelecek süreçte özellikle kritik sektörlerde sermayenin güçlendirilmesi noktasında birçok alanda güçlü desteklerin olacağını belirtti.

Yatırım ve Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırdıklarını anımsatan Ağbal, bunun yanında güçlü bir sermaye desteğinin sağlanması gerektiğini, bu konuda da gerekli çalışmaların yapılacağını söyledi. AA