Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik açıklamasına ilişkin, 'ABD yönetimini, liderlerimize yönelik haksız ve asılsız ithamlarda bulunmak yerine, İsrail'in sivil halka yönelik saldırılarının durdurulması için çaba sarf etmeye davet ediyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki (BMGK) vetonun kaldırılması bu alanda atılabilecek önemli bir ilk adım olacaktır.' değerlendirmesinde bulundu.

Bakanlık, ABD Dışişleri Bakanlığının, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik açıklamasına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, 'ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada Cumhurbaşkanımıza yönelik yer alan ithamları bütünüyle reddediyoruz.' ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği hususların hedefinin Yahudiler olmadığı, günlerdir Filistin'e yönelik ayrım gözetmeksizin sürdürülen saldırılarla, büyük bölümünü çocuk, kadın ve gençlerin oluşturduğu çok sayıda masum Filistinlinin hayatını kaybetmesinin nedeninin İsrail hükümeti olduğu anımsatılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İsrail'in eski bir Başbakanı'nın ifadelerini hatırlattığı aktarıldı.

Türk toplumunda, tüm inançlara saygı duyulduğu, farklı din ve inanç gruplarının barış içinde bir arada yaşama kültürüne sahip olduğu, antisemitizmin hiçbir zaman melce bulmadığı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

'Ülkemiz toprakları, yüzyıllardır önce engizisyondan, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Holokost'tan kaçan çok sayıda Yahudi'ye vatan olmuştur. Cesur Türk diplomatları Holokost sırasında yüzlerce Yahudi'nin kurtarılmasına yardımcı olmuştur. Yahudi kökenli vatandaşlarımız bu topraklarda yüzyıllardır barış ve huzur içinde, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamaktadır.'

Açıklamada, Türkiye'nin antisemitizmi ilk defa insan hakları ihlali olarak tanımlayan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi kararının ana sunucuları arasında yer aldığı ve antisemitizmin bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından müteaddit kereler insanlığa karşı suç olarak nitelenerek telin edildiği hatırlatıldı.

'Antisemitizm kavramı, mevcut İsrail yönetiminin, Filistin halkına yönelik sürdürdüğü saldırılarının yanı sıra işgal altındaki topraklarda sistematik şekilde yürüttüğü etnik, dini ve kültürel temizlik politikalarını eleştiriden muaf tutmak ve bu alanda İsrail yönetimine dokunulmazlık sağlamak amacıyla istismar edilmemelidir.' ifadesine yer verilen açıklamada, İsrail'e dokunulmazlık sağlamaya yönelik girişimlerin hangi vahim boyutlara ulaştığının son olarak uluslararası barış ve güvenliğin muhafazasından sorumlu BMGK'nin, bir üye ülkenin engellemesi nedeniyle, İsrail-Filistin ihtilafı gibi önemli bir konuda devre dışı bırakılmasıyla görüldüğüne dikkat çekildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik haksız ithamlarla BMGK'de İsrail'e uluslararası dokunulmazlık sağlama girişimlerinin kaynağının aynı olmasının tesadüf olmadığının vurgulandığı açıklamada şunlar kaydedildi:

'Tarihi açıdan tartışmalı bir nitelik taşıyan, hakkında hiçbir somut bilgi, belge ve kanıt bulunmayan 1915 olaylarını siyasi ve popülist sebeplerle 'soykırım' olarak nitelendiren ABD yönetiminin, tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden İsrail saldırılarına arka çıkması, ciddi bir çelişki teşkil etmekte olup, Cumhurbaşkanımız bu çelişkiye de dikkat çekmiştir.

Hukuk temelli dünya düzeni ve uluslararası hukukun üstünlüğü söylemleriyle iktidara gelen ABD yönetiminin halihazırda izlediği politikalar, esasen söz konusu söylemlerle de çelişmektedir.

ABD yönetimini, liderlerimize yönelik haksız ve asılsız ithamlarda bulunmak yerine, İsrail'in sivil halka yönelik saldırılarının durdurulması için çaba sarf etmeye davet ediyoruz. BMGK'deki vetonun kaldırılması bu alanda atılabilecek önemli bir ilk adım olacaktır.' ​​​​​​​ AA