AA / Kış mevsimini Şanlıurfa'daki ovalarda geçiren göçerlerden bazıları, yazın, hayvanları için serin olması nedeniyle kentin yüksek kesimlerine, bazıları da Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki yaylalara gidiyor.
Yılın büyük bölümünde kıl çadırlarda yaşayan göçerler, sürekli yer değiştirmek zorunda kaldıkları için birçok imkandan yararlanamıyor.
Yazı Karacadağ bölgesindeki yüksek kesimlerde geçiren göçerlerin yaşamı, ramazanda biraz daha zorlu geçiyor.
Günün büyük kısmında hayvanlarla ilgilenen besiciler, öğlen sıcağında koyunları için 10 metrelik kuyulardan kovalarla su temin ediyor. Erkekler genelde hayvanlarla ilgilenirken, kadınlar da çadırlarında iftar hazırlıklarını sürdürüyor.
Göçerler, iftar ve sahuru, sıcaklık nedeniyle akşam otlatmayı tercih ettikleri hayvanlarının başında, meralarda yapıyor. Güneşin etkisini kaybetmesiyle hayvanlarını meraya çıkaran çobanlar, el feneri ve ay ışığından faydalanarak yemeklerini yiyor.

- "Dağlar huzur veriyor"
Göçerlerden Eyyüp Akkaya yaptığı açıklamada, dedesi ve babası gibi kendisinin de hayvancılıkla uğraştığını söyledi.
Ömrünü hayvanların peşinde, yollarda geçirdiğini anlatan Akkaya, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 35 yıldır bu dağlara geliriz. Zorlu yaşantımıza rağmen halimizden memnunuz. Elektrik dahil birçok imkandan faydalanamıyoruz ancak bu dağlar bana huzur veriyor. Ramazanda havalar çok sıcak. Sıcaktan hayvanlarımız da etkileniyor. Her öğlen kuyulardan su çekiyoruz. Böyle olunca terliyor ve yoruluyoruz. Bizim için bu dönemde en büyük sıkıntı suyun olmaması. Yaz gününde hayvanları, metrelerce yükseklikteki kuyulardan kovalarla sulamak bizi çok yoruyor."
Ferit Çetin de çadırda doğduğunu ve göçerliğe devam ettiğini belirtti.
Yazın, meraların iyi olmadığı durumlarda başka illere gittiklerini ifade eden Çetin, "Bu yıl yağışlar iyi olunca dışarıya gitmeye gerek kalmadı, çadırda da yaşasak, en azından bu yaz kendi memleketimizde kaldık" dedi.
Ramazanda sıcak havalar nedeniyle zorlandıklarını kaydeden Çetin, "Buna rağmen bu ay keyifli geçiyor. Her gün bir kişi yemek yapıp komşuları davet ediyor, bir araya gelerek sohbet ediyoruz. Yemekleri tezek ateşinde pişiriyoruz, böyle olunca lezzeti artıyor. Elektrik imkanı olmadığı için güneş panelleriyle ya da ay ışığıyla aydınlanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Mustafa Çetin ise koyunları, sıcaklar nedeniyle gün batımına doğru meraya götürdüklerini bildirdi.
Hayvanları bırakıp eve dönemediklerini anlatan Çetin, bu nedenle iftar ve sahuru merada yaptıklarını belirtti. Çetin, "Merada çoban arkadaşlarla bir araya gelerek, keyifli vakit geçiriyoruz" diye konuştu.
Ali Tur da ramazanın ilk günlerinde zorlandıklarını ancak duruma alıştıklarını söyledi.