Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avusturya Dışişleri, Avrupa ve Uyum Bakanı Karin Kneissl ileDolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu, soruları yanıtladı.

Mevkidaşını hava şartlarının uygun olmaması nedeniyle Büyükada'da ağırlayamadığını ve toplantılarını Dolmabahçe'de yaptıklarını anlatan Çavuşoğlu, Kneissl'in hava şartları uygun olduğunda Büyükada'ya gitmek için söz verdiğini ifade etti.

Kneissl'in ilk göreve geldiğinde kendisini arayarak Türkiye ile ilişkilerini düzeltme arzusunda olduğunu ve bu konuda birlikte adım atabileceklerini kendisine söylediğini aktaran Çavuşoğlu, bundan memnuniyet duyduğunu ve mevkidaşını bu vesileyle Türkiye'ye davet ettiğini söyledi. Görüşmelerinde yeni sayfayı nasıl açabilecekleri ve bu bağlamda neler yapmaları gerektiğini samimi bir şekilde konuştuklarını dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye olarak beklentilerini karşı tarafa ilettiklerini belirtti. Çavuşoğlu, 'İlişkilerimizi normalleştirme konusunda mutabık kaldık.' dedi.

Pozitif konulara odaklanmak gerektiğini belirten Çavuşoğlu, bu çerçevede siyasi istişare toplantılarını yeniden başlatma konusunu ele aldıklarını belirtti.

Çavuşoğlu, iki ülkenin kültür bakanları ile de yapılacak görüşmelerin ardından belirlenecek bir yılın, iki ülkenin karşılıklı kültür yılı ilan edileceğini söyledi.

'Güvenli bölge için önce ABD ile güveni tesis etmemiz lazım'

Bakan Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın, Afrin'de 30 kilometrelik güvenli hat oluşturma önerisine Türkiye'nin onay verip vermediğine ilişkin soruya, 'Zeytin Dalı Operasyonu'nu Afrin'de başlattıktan sonra Rex Tillerson'dan bir açıklama gelmişti 'güvenli bölge konusunda Türkiye ile beraber çalışabiliriz' diye. Biz de zaten operasyonu başlatırken buraların Afrin bölgesindeki Suriye halkı için hiç ayrım yapmaksızın, Araplar, Türkmenler, Kürtler için ve evlerini terk eden göçmenler ve yerinden edilmiş insanlar için adeta güvenli bölgeler olacak demiştik. Sonra böyle bir açıklama geldi.' yanıtını verdi.

Paris'teki görüşmelerinde Amerikalı mevkidaşına ne demek istediğini sorduğunu aktaran Çavuşoğlu, 'Kendisi, tüm Türkiye-Suriye sınırında baştan sona, 911 kilometrede bir 10 kilometrelik güvenli bölge düşündüklerini, ama 30 kilometre öteden de Türkiye'ye roketler geldiği için 30 km olabileceğini, dolayısıyla böyle bir tampon bölge oluşturmayı kastettiğini söyledi.' dedi.

Güvenli bölge konusunu daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

'Ama bundan ne anlıyoruz? Farklı yorumlarımız, hedef ve beklentilerimiz olabilir. Bizim anladığımız şey farklı, onlarınki farklı olabilir. Ama her şeyden önce bizim ABD ile güvenli bölge veya başka bir konuyu, yani ciddi bir konuyu samimi bir şekilde bırakın kabul etmeyi, görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım. Daha önce neden güvenemeyeceğimize dair açıklamalarda bulundum, sebeplerini de açıkladım. ABD'nin YPG'ye verdiği silah, Münbiç'ten bu yana ABD'nin bize verdiği hiçbir sözü tutmaması, en son sayın Trump'ın 'YPG'ye bundan sonra silah vermeyeceğiz' demesi, hatta dün akşamki telefon görüşmesinde 'artık vermiyoruz' demesi. Bunları uygulamada da görmemiz lazım. Dolayısıyla FETÖ'nün ABD'de yaşaması vesaire, bir güven bunalımı oldu. Önce herhangi bir şeyi bizim sizinle görüşebilmemiz için bu güveni tesis etmemiz lazım dedim. Güveni tesis edebilmek için de ABD'den somut adımlar görmemiz gerektiğini söyledik. Dolayısıyla, sadece bununla sınırlı. 'Öyle bir teklif geldi, hemen kabul et' olmaz. Bunlar ciddi işler. Detayını da görüşebilmek için önce o güvenin yeniden tesis edilmesi lazım ki, bizim neden güven duymadığımızı kendileri de biliyor, halkımız da biliyor.'

'Gerçekleri yansıtmayan bir açıklama oldu'

Erdoğan-Trump görüşmesine yönelik açıklamalar hatırlatılarak, görüşmenin perde arkasında neler olduğunun sorulması üzerine, Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

'Sanırım açıklama görüşme yapılmadan önce ABD tarafından hazırlanmış. Dolayısıyla tam gerçekleri yansıtmayan bir açıklama oldu. Onların değişik mazeretleri olabilir. Sayın Trump, Davos Zirvesi'ne katılmak için İsviçre'de. Dolayısıyla zaten görüşmeden kısa bir süre sonra bu açıklamayı yaptılar. Ama önceden hazırlandığı ve görüşülmeyen konuları bile görüşülmüş gibi veya o tonda konuşulmayan şeyleri konuşulmuş gibi hazırlanmış bir açıklama oldu. Gerçeği yansıtmıyor. Sanırım zaten açıklama için bugün ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ı arayacaktı. Büyük olasılıkla da görüşmüşlerdir.' diye konuştu.

'Pozitif gündeme odaklanmalıyız'

Mevlüt Çavuşoğlu, bir basın mensubunun Türkiye'nin Avusturya'ya NATO ile iş birliği konusunda engel olduğu yönündeki değerlendirmesi üzerine, Türkiye'nin bugüne kadar Avusturya'yla ilgili herhangi bir tek taraflı açıklama ya da kararı olmadığının altını çizdi.

Türkiye'nin yaptığı açıklamalar veya aldığı kararların, Avusturya'nın Türkiye'ye yönelik bazıları hiç de dostane olmayan tavrı ve Türkiye'ye yönelik aldığı lüzumsuz kararlara karşılık olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, 'Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkabilir ama Meclisinden tutup da bir karar aldığı zaman problem değilse, benim Avusturya'nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellemem de doğal olması lazım sizin için. Benim için doğal bir durum değil. Çünkü ben bana yönelik atılan bir adıma karşılık vermek durumunda kaldım. Halkımın da beklentisi bu.' görüşünü dile getirdi.

Ortak düşmanlara karşı hareket etmenin herkesin menfaatine olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu nedenle Avusturya'yı bugüne kadar kendilerine karşı olumsuz tutumuna rağmen engellemediklerini hatırlattı. Çavuşoğlu, artık pozitif gündeme odaklanmak gerektiğini, ortak atılacak birçok adım bulunduğunu kaydetti.

'İptal diye bir şey yok'

Çavuşoğlu, basın toplantısının ardından Dolmabahçe Başbakanlık Ofisinden ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bakan Çavuşoğlu, TSK bünyesindeki Alman yapımı Leopard tanklarının modernizasyonunun durdurulduğuna dair iddialara ilişkin, 'Leopard tanklarıyla ilgili bir komisyon toplanacaktı. Bu komisyon toplantısı ertelendi. Askıya alma ya da iptal diye bir şey yok.' ifadesini kullandı.

Mevlüt Çavuşoğlu, Zeytin Dalı Harekatı'nın Münbiç'e doğru genişleyebileceği konusuyla ilgili yöneltilen soruya, dün akşam Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde, Trump'ın artık YPG'ye silah vermediklerini söylediği bilgisini paylaştı.

Çavuşoğlu, 'Trump, 'Size de söz vermiştik. Artık vermiyoruz.' dedi. Umarım doğru çıkar.' ifadesini kullandı.

Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

'Münbiç'ten ABD askerlerinin veya YPG'nin çekilmesini de Cumhurbaşkanımız söyledi. Çünkü burada YPG'liler Fırat Kalkanı operasyonundaki askerlerimize ve ÖSO'ya tacizde bulunuyor. Nasıl Afrin'den bize ve İdlib bölgesine saldırılarda bulunduysa buradan da bulunuyor. Dolayısıyla burası da Cumhurbaşkanımız da söyledi yüzde 90 Arapların yaşadığı bir şehir ve buranın güvenliğini de biz pekala sağlayabiliriz. Ayrıca buradan taciz devam ederse Fırat'ın doğusu için de geçerli bu. Biz burada gerekeni yaparız. Bu Amerika'ya karşı bir şey değil, YPG'ye karşı bir şey. Amerika da ben YPG'nin arkasındayım dememeli.'

Suriye'deki rejimin de Hatay'ın güneyine bakıldığında Türkiye'nin komşusu olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, 'Onlar zamanında bizim uçağımızı düşürdü. Biz karşılığını verdik. Onlardan bize bir saldırı gelmediği sürece, bir taciz gelmediği sürece biz rejimi niye hedef alalım. Bugüne kadar Hatay'ın güneyinde almadık.' diye konuştu.

Türkiye'nin rejimi tanımadığını ve siyasi çözüm için çaba sarf ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, 'Rejim de şunu biliyor ki YPG'nin amacı Suriye'yi bölmek. Rejim de biz de hepimiz de muhalefet de şu anda birbiriyle çatışan gruplar da dahil hepsi Suriye'nin sınır bütünlüğü ve birliğinden yana. Bunlar terörist, bunlar bölücü. O yüzden rejimin bunların ne olduğunu bildiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu teröristlerle rejimin de iş birliği yapmayacağına inanıyoruz.' dedi. AA