CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Marmaris'teki 'Anadolu Medyası Buluşuyor' etkinliğinde, 'Anadolu Basın/Medya temsilcileri soruyor, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu cevaplıyor' oturumunda soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, '15 milletvekili geri dönecek mi? Dönmeyeceklerse İYİ Parti'den aday olacak mı? İYİ Parti'den aday olacaklarsa Meral Hanım ile bir konsensüs sağlandı mı?' sorusuna Kılıçdaroğlu, şöyle cevap verdi:

'Elbette geri dönecekler. Biz sadece demokrasiye karşı kurulan bir kumpası bozmak için arkadaşlarımızı oraya görevlendirdik. Arkadaşlarımız belirli görevle gittiler oraya. Öyle söylendiği gibi belirli bir çıkar amacıyla oraya gitmiş, milletvekili olmak için orada özel çaba harcamış gibi tablo asla yok. Biz demokrasiye karşı kurulan bir kumpası, bir oyunu bozmak için o arkadaşlarımızı görevlendirdik. Bu arkadaşlarımız gittiler, görevlerini yapacaklar ve belirli bir süre sonra geri dönecekler. Bizim listelerimizde şu veya bu şekilde yer almak isterlerse yer alabilecekler.'

Kılıçdaoğlu, 'CHP'nin cumhurbaşkanı adayını bizimle paylaşır mısınız?' sorusuna ise 'Daha önümüzde süre var. Önümüzde daha süre var. Bu konuda zaten gerek ben gerek arkadaşlarım gerekse örgütlerimiz çalışıyoruz. Güzel bir aday çıkaracağız. Bundan da en ufak bir endişemiz yok.' yanıtını verdi.

'Medyayı dördüncü güç olarak görüyorum'

Kılıçdaroğlu, Marmaris'teki 'Anadolu Medyası Buluşuyor' etkinliğinde yaptığı konuşmada da 40'tan fazla ilden yaklaşık 400 gazeteciyle bir araya gelmesinin kendisi için çok değerli olduğunu belirtti.

Hayatı boyunca kendisiyle ilgili lehte veya aleyhte yorum yapan hiçbir gazeteciyi suçlamadığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, 'Gazetecinin varlık nedeni halk adına gücü denetlemektir. Gazeteci, halk adına sorgulama yapar. Çağdaş demokrasilerde medya dördüncü güç olarak ortaya çıkar. Halkın gözü, kulağı, sesi, bir anlamda medyadır. Biz henüz Anayasamıza medyayı egemenlik hakkını kullanan dördüncü güç olarak yazdırmadık. Bunu teklif ettim, kabul etmediler.' ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de medyanın önemli bir güç olduğunu ve bunu her platformda dile getirdiğine değinerek, şöyle devam etti:

'Yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olarak medyayı görüyorum. Anayasada medyayla ilgili hepimizin bir şekilde kabul edeceği çok güzel hükümler var. Basın hürdür ve sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Yani basın özgürlüğünün önündeki bütün engelleri kaldırmak devletin görevidir. Anayasanın bu kadar açık hükmüne rağmen anayasa açıkça ihlal ediliyor. Böyle bir tablo içinde siz gerçekleri halka anlatma konusunda yetersiz kalıyorsunuz, güç kaybediyorsunuz. Medyanın güç kaybetmesi demokrasinin güç kaybetmesi, halkın sorunlarının siyasal otoriteye aktarılmaması, kanalların tıkanması demektir. Bunların mutlaka aşılması lazım.' aa